9. Bölüm

1.3K 124 143
                                    

Ay bir an bölüm hiç bitmicek sandım 

HOŞ GELDİN BEEEN 

HOŞ GELDİN BAEK 

HOŞ GELCEN İNŞ EXO(yeni albüm palli çıkra) 


----


"Ciddiyim, şaka yapmıyorum. Kütüphaneye gittim ve Chanyeol dizüstü bilgisayarla beni bekliyordu. Bana bilgisayar almış. Ne yapacağımı şaşırdım."

Uykumdan beni uyandıran hafif serin rüzgar mıydı yoksa Baekhyun'un sesi miydi bilmiyorum. Konuştuğu şeye odaklanmam biraz zaman almıştı.

"Hayır Sehun. Onunla oyun oynayamazsın." Bir süre sessizlik olduğunda telefonla konuştuğunu yeni anlayabilmiştim. "Bilmiyorum, not çıkarmak için sürekli internet kafeye gittiğim için almış ama kendinde bile yok daha dizüstü. Çok mahcup hissettim."

Dün Baekhyun'a aldığım bilgisayar konusunun memleketindeki arkadaşlarından birine anlatıldığını fark edince gülümsedim. Yatak odasındaki balkona çıkmış, Ocak soğuğuna rağmen balkonda telefonuyla konuşuyordu. Kapıyı ya hiç kapatmamıştı ya da oldukça eski ve inatçı bir kapı olduğu için onun ardından geri açılmıştı ve farkında değildi.

"Chanyeol'ün babası ne iş yapıyor bilmiyorum. Ailesiyle ilgili çok konuşmuyoruz." Hiç sormadığı için bilmediği gerçeğini önemsemeyerek doğruldum. "Zengin oldukları kesin. Belki de araba galerisi vardır. Chanyeol'ün birden fazla arabası var çünkü. Belki de araç kiralama şirketi?"

Bir ara gerçekten oturup Baekhyun'a ailemle ilgili her şeyi anlatmaya karar verdim. Aylardır beraberdik ve ben inadını kırarak onun bana sormasını bekliyordum ama sanırım bu hiç olmayacaktı.

"Önümüzdeki hafta bitiyor." Konunun benim dışıma çıktığını fark edince ayaklandım. "Ben de çok özledim. Tatilde gelmeye çalışacağım. Ben de seni seviyorum Oh Sehun."

Erkek arkadaşım bana bile beni sevdiğini böyle söylememişken başka oğlanlara rahatça seni seviyorum diyebiliyordu bu arada. Balkona yürüdüğümü fark edince yüzünde oluşan gülümseme her şeye rağmen asıl sevdiği kişinin ben olduğumu söylüyordu.

"Şimdi kapatıyorum. Görüşürüz." Balkondaki varlığımla telefonu kapatıp kollarını belime doladı. "Uyandırdım mı?" Evet uyandırmıştı ama şikayetçi değildim. Bu onunla daha fazla vakit geçirebileceğim anlamına gelecekti.

"Soğukta ne yapıyorsun? Üzerine bir şey almamışsın." Isınması için sırtını sıvazladım.

"Biraz hava alıp telefonla konuşayım demiştim. Şu sana anlattığım arkadaşımın selamı var."

"Şu az önce bütün sokağa karşı seni seviyorum dediğin arkadaşının mı?" Kaşlarımı çatarak söylemeye çalıştıysam da sabahın sekizinde dünyanın en tatlı insanı çenesini kaldırmış yüzümü izliyordu. Sinirli davranmam neredeyse imkansızdı.

"Sana milyon defa Sehun'un benden küçük olduğunu ve kardeşim gibi gördüğümü söyledim. Hala mı kıskanıyorsun." Hala mı kıskanıyorsun sorusu çok saçmaydı. Ben Baekhyun'u severek dinlediği müziklerden de kıskanıyordum. Çünkü onları dinlerken çok mutlu görünüyordu, o şarkıları söyleyen kişi olmak istiyordum. Elbette birkaç günde bir saatlerce konuşup durduğu arkadaşını kıskanacaktım.

"Senden küçük olması, onu kardeşin gibi görmen sence kıskanmamam için engel mi? Ben geçen gün seni laboratuvar önlüğünden kıskandım."

"Bence engel." Ayakları üstünde yükselip boynuma sokuldu. "Çünkü ben benden büyük ve kesinlikle kardeşim olarak görmediğim erkeklerden hoşlanıyorum." Boynuma dudaklarını bastırdığı sırada nefesimi tutmaktan kendimi alamadım. O bana yaklaştığında organlarımın çalışmayı bırakması istemli yaptığım bir şey değildi.

Before AllWhere stories live. Discover now