BÖLÜM 13

60 5 76
                                    

Ona sarıldığımda ruhumda ki bütün yaralar iyileşir baştan ayağa sarılır iyilik olurdum ben

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Ona sarıldığımda ruhumda ki bütün yaralar iyileşir baştan ayağa sarılır iyilik olurdum ben...

Beni öptüğünde yaralarımdan öper, çocuk kalbinle severdin sen...

2005-

Ahsen sabah erken kalktı midesi mutlulukla doluydu. Kahvaltıda birşey yiyebilecek gibi değildi. Ancak atıştırdı. Mutfağı toparladıktan sonra hazırlanmaya başladı. Tacettin ona ters ters bakmaya başlamıştı. Sevinç'e döndü "nereye gidiyor bu?" Ahsen onun sesini duyuyordu ama aldırmadı odasına girip dolabını kurcalamaya devam etti. "Tamer kız arkadaşı ile tanıştıracakmış..." Adam öfkeyle içini çekti. Sıktığı dişlerinin arasından konuşmaya başladı. Kadının sözünü tamamlamasına izin vermemişti "Tamer'i nerde gördü de konuştu? Hiç bir yere gidemez." Ahsen'in kalbi bir an korku ile kasılmıştı. O gidemez derse annesi ona uyardı biliyordu. Çıkarttığı kıyafetleri yatağın üzerine bıraktı. "Dün Müzeyyen'lere gitmiştik orada bilgisayardan konuşmuşlar." Tacettin daha fazla öfkelenmişti. O kimse ile konuşmasın diye telefonunu parçalamıştı kız yine birileri ile fingirdemenin yolunu buluyor karısı da buna çanak tutuyordu. "Sen yüz veriyorsun buna. Ne belli Tamer'le konuştuğu! Tek ayağının üzerinde yüz tane yalan söylüyor. Nasıl izin verirsin..." babası bağırmaya başlamıştı. Sevinç'te sinirlenmişti şimdi. O çocuklarının iyi kötü herşeylerini söyler kocasından hiç birşey saklamazdı. Ne demekti çanak tutmak? Ahsen'e seslendi "boşuna hazırlanma baban izin vermiyor hiç bir yere gidemezsin!" kız o kadar kızmıştı ki yine kapıyı çarpıp çıkmak istedi bir an. Yiyeceği dayağa aldırmadan Ozan'a gitmek istedi. Telefonu sakladığı yerden çıkardı Ozan'a mesaj attı "babam izin vermiyor çıkamıyorum" gözlerinden düşen yaşları sildi. Ona kalsa bağıra bağıra ağlardı. "Olsun üzülme sakın. İşe giderken, dönerken görüşürüz bizde. Okul çıkışında alırım seni mutlaka görüşürüz." Ahsen öyle iki arada bir derede görüşmek istemiyordu ki. Çok özlemişti çocuğu onunla gönlünce vakit geçirmek istiyordu. "Tamam. Telefonu saklıyorum" dedi sadece. Ozan'ın odasının ışığı üç kere yanıp sönünce Ahsen kafasını o tarafa çevirdi. Çocuk cama dayanmış ona el sallıyor buradayım demek istiyordu. Ahsen cama çıktı hava almak istiyordu. Gözleri kurusun istiyordu. Kapı çalınınca gözlerini sildi Ozan'a el salladı.

Ozan'ın canı çok sıkılmıştı bu duruma. Bir aydır Ahsen'i göreceği günü iple çekmişti. Bütün gece heyecandan uyumamıştı. Kahvaltısını ettikten sonra kızla görüşmek için heyecanla hazırlanmaya başlamıştı. Geceden beri kafasında onu götüreceği yerleri düşünmüş durmuştu. Şimdi babası izin vermiyordu. Ahsen'in çok üzüldüğünü bildiği için içi daha çok sıkılıyordu. Odadan çıktı salona geçti eline kumandayı alıp televizyonu açtı kanallar arasında dolaşmaya başladı. Tadı kaçmıştı. Müzeyyen yanına oturdu "ee sen hani sevgilinle buluşacaktın" dedi. Ozan içini çekti buluşacaktı buluşmasına ama babası izin vermiyordu "babası göndermemiş" dedi öylece. Müzeyyen gülümsedi, demek iyi bir ailenin kızıydı. Hoşuna gitti durum. Öyle ortada buldukları her erkekle fink fink gezen kızlardan hoşlanmıyordu zaten o da. Oğlunun yanına oturup bir dünya soru sormaya başladı kızı ve ailesini tanımak istiyordu. Ozan onu geçiştirmeye çalıştı kısa cevaplarla ama kadın susacak gibi değildi. Müzeyyen askerde oğlunu bekleyen bu kızı merak ediyor ciddi birşey olmasa bile tanışmak istiyordu aslında. Lafı oraya getirmeye çalışıyordu. Oğlu ise askerlik bitsin tanışırsınız diyerek oyalayıp duruyordu kadını. En sonunda Ozan'ın kayıtsız cevaplarına dayanamadı. Sen isteyince anlatırsın diyerek kalktı yanından.

KAHR-I AŞK (+18)Where stories live. Discover now