33 [m]

51 5 0
                                    

Hikayenin ilk düz yazı olan bölümü.
Çok heyecanlıyım böyle bir fic için smut yazmaya. Heheheh.

Umarım beğenirsiniz.
Smut yazmadığım bir şey değil normal olarak. Ama bu fic'te ki smut çok duygusal ve derin olacak gibi. Yani sırf şehvetle değil aşkla, özlemle, sevgi ile, heyecan ile, mutluluk ile, birazda korku ile olacak. Nedenini zaten okurken çok iyi anlayacaksınız.

Aşşırı duygu yüklemesi var. Ortaya karışık~

İyi okumalar dilerim ~

Soluklanarak okuyunuz~



Hikayede sözü geçen efsane tamamen benim hayâl ürünümdür. Gerçek bir efsane değildir. °¡

______

Çiçekcide elinde bir demet karanfil tutan Jeongguk, heyecanını ört-bas edemiyordu bir türlü. İçinde olan aşk duygusu onu yakıp kül ediyordu. Aklına Taehyung geldiğinde bedeninde ki alevler artıyordu. Kendini ona ne zaman bu denli kaptırdı diye düşünüyordu ama bir cevap bulamıyordu. Sanki kendini bildi bileli Taehyung'a aşıktı. Nefes alma sebebi Taehyung'tu sanki. Ona karşı yaptığı haksızlık yüzünden ise aklına her geldiğinde kendine kızıyordu. Fakat yaptığı hatayı bir daha tekrarlamayacağından emindi.

Sokakları o kadar hızlı yürüyordu ki ne zaman geldiğini fark etmediği villaya bakmıştı. Taehyung'un evi büyüktü. Jeongguk onun için endişeleniyordu. Bu kadar büyük bir evde yalnız başına yaşaması onu endişelendiriyordu. Zaten bir kez eve hırsız girdiğini söylediğinde Jeongguk korkmuştu belli etmesede. Endişesini artıran bir diğer şey evine ilk kez geldiğinde bu büyük evde onun yalnız yaşaması olmuştu.
Bu konuyu Taehyung ile bir çok kez konuşmuştu ama Taehyung her seferinde korkmadığını ve yalnız yaşamaya alıştığını belirtmişti. Jeongguk'un planlarında yakın bir zamanda Taehyung'un yanına taşınmak vardı. Onu daha fazla yalnız bırakamazdı.

Sağ elindeki karanfil demetini sol eline almış ve zile basmıştı. Saniyeler sonra heyecanla kapıya yaklaşan adım seslerini duydu. Yüzünde o kadar güzel bir gülümseme oldu ki. Anlatsan anlatılmaz.

Başını öne eğmiş kendi-kendine kıkırdamıştı Jeongguk. Kapı açıldığında Jeongguk başını anında kaldırmıştı.

İşte. Karşısındaydı güzeller güzeli Karanfili. O parlak gözleri, uzun ensesine kadar gelen yumuşacık saçları, yüzünde ona dahada güzellik katan ben'leri, ay gibi, peri kadar güzel olan Taehyung'u, tüm masummiyeti ile karşısındaydı. Jeongguk ise sadece büyülenmişçesine baka kalmıştı ona.

Öyle ki Taehyung'un ona seslendiğini bile daha yeni fark etmişti. Kendine gelmiş ve ağır adım atarak daha önce girdiği eve girmişti. Taehyung onun ardından kapıyı kapatmış, Jeongguk'un paltosunu çıkarmasını bekliyordu. Elindeki buketi ilk olarak uzatmıştı Taehyung'a Jeongguk. Taehyung hayran olduğu karanfil buketini almış ve koklamıştı.

Karanfillerin bir kokusu olmazdı diğer insanlar için. Evet diğer insanlar dedim. Çünki Taehyung için karanfilin kokusu en saf kokuydu. Bu koku sadece hak eden için solunacak bir kokuydu.

Geçmiş zamanlarda bir peri ile şövalye bir-birilerine aşık olurlar. Periler diyarında olmayan ama Şövalyenin geldiği yerde bolca olan ve daha önce sadece nadiren görülen bu beyaz karanfil, ilk kez bu aşık şövalye tarafından Periler diyarında en güzel olan periye armağan edilir. Bir-birilerine olan aşklarını daha önce hiç kimsenin bir-biri için yapmadığı şeyleri yaparak gösteriyorlardı.

my white carnation {TAEKOOK}Where stories live. Discover now