*12.Bölüm*

257 36 13
                                    

The Neighbourhood

Reflections

*

"Böyle mi düşünüyorsun yani?" diye sordu Draco, olabildiğince sakin bir sesle. "Seni etki altına aldığımı mı düşünüyorsun?"

"Evet, böylece her şeye bir cevabım oluyor. Senenin başından beri senden başkasına dönüp bile bakmamam, seninle konuşmak için girdiğim çabalar ve birçok şey. Normalde olduğumdan çok farklı davranıyorum ve bu seninle tanıştığımdan beri olan bir şey Draco. Söylesene? Yoksa şu an sinirleniyorsun ve bir kuşa mı dönüşeceksin? Seni tutan yok."

Draco sinirle güldü. Dediği şeyleri bu şekilde söylemese ve şu an bambaşka bir anda olsalar, çok romantik olacağını düşünmüştü. Kafayı yemek üzereydi.

Veelalar, bu hayata belirlenmiş bir ruh eşiyle gelen yaratıklardır. Ruh eşleri ile karşılaştıkları ilk anda bu çekimi hissederler, anlarlar ve ona göre davranmaya başlarlardı. Ruh eşlerinin dikkatini çekmek için her şeyi yaparlardı. Sevgilerini kazanmak için çabalamak zorundaydılar çünkü Veelalar günün birinde eşleriyle olmazlarsa yavaş yavaş ölümün soğuk pençesine doğru sürüklenirlerdi.

Bu bilgiler kitaplarda yazmaz, yeni doğan bütün Veelalara aileleri tarafından anlatılırdı. Art niyetli insanların onlardan yararlanmaması için yapılan bu önlem, gerçek ruh eşlerinin (tıpkı Harry'nin çıkarttığı gibi) sıkıntı yapmasını kolaylaştırıyordu. Harry öğrendiği saniye çatık kaşları, göğsünde kavuşuk kollar ve sert bakışlar kaybolmuştu. Draco konuşmasına izin vermedi. "Anlayacağın ben aptal bir kuş falan değilim. Seni etki altına falan da almıyorum. En azından bilinçli olarak. Yine de bu o kadar boktan bir durum ki ve o kadar alıştım ki eğer seçme şansım olsa ben ruh eşim olarak yine seni seçerdim. Belki kendi isteğimle bunu düşünmüyorumdur bile. Bunu o sikik kafana sok." Yolu bilmemesine rağmen arkasını dönüp kendisini tekrar ormanın içine attı. "Ormanında kalıp eşyalar aramaya devam et, Potter. Ben burada kalsam da bir şey olmaz, turnuvanın sonuna kadar dayanamam zaten."

Harry'i kendi düşüncelerinde boğulması için tek başına bıraktı gitti. Neden ona soğuk yaptığını öğrenmişti. Tahmin edemediği için kendisine küfretmeden edemedi.

"Siktir." İçinden ettiği küfrü dışa yansıtmasına yere kapaklanması sebep olmuştu. Görmediği için ayağının takıldığı kutuya baktı. Oflayarak eline alıp açtı. İçinden Harry ve kendisinin Yule Balosu'nda dans ederken çekilmiş bir fotoğraf ve Dumbledore'un odasında gördüğü sarı şekerlerden vardı. Başka da bir şey yoktu. "Bu da ne demek şimdi?.." Kutunun içinde gizli bir bölme aradı. Ama yoktu. Fotoğrafı eline aldı. Gülümsedi, Harry'e her ne kadar sormadan mesafe koyduğu için sinirli olsa da Draco onu sevme fikrine alışmıştı bile. Fotoğrafın arkasını çevirdi.

'İçindeki aydınlığı, turnuvaya katılma sebebini buldun,

Senin için zamanın tekrar akmasını istiyorsan, yemelisin şekeri derhal.'

Harry'nin ona karşı soğuk davranma sebebi onun gerçeğiydi. Şimdi öğrendiğine göre şekeri yiyip geri dönebilirdi. Geldiği yöne baktı. Harry ile konuşmak istemiyordu, Ginny'e gidip söyleyebilirdi fakat büyük ihtimalle o kamp alanına gitmeyi bugün içerisinde başaramazdı bile. Sarı renkli şekere bir kez daha baktı. Daha fazla düşünmeden ağzına attı.

-----

Draco, şekeri yedikten sonra ormanın dışına cisimlenmişti. Bayılma gibi bir durum yaşanmamıştı. İlk görevde olduğu gibi tribünler vardı ve tıklım tıklım insan doluydu. Tribünlerin önünde kocaman bir pankartta 'GERÇEKTEN ÜÇ GÜN GEÇMEDİ, HALA AYIN 24'Ü" yazıyordu. Zaman hiç akmamıştı.

Celeste | DrarryWhere stories live. Discover now