Uslanmaz

5.4K 298 14
                                    


Sabah zorla erezi ikna edip okula geldim.
Ama tabiki adamları da peşimden geldi.
Neymiş birden basıma birşey gelirmiş, düşüp bayılırmışım. Onun için adamları her zaman yanımda olmalıymış.
Ha bir de adamları bana ne verirse onu yemek zorundaymışım. Artık gizli gizli birşeyler de yiyemeyeceğim.
Bu çocuklar doğana kadar herlade bende biteceğim.
Artık sebze ve meyve yemekten bıktım.
Bir de bol bol et yediriyorlar.
Kahve içmeme bile izin vermiyorlar. Sadece meyve suyu iç eee biliyorum.

Bebekler 2 buçuk aylık oldular ama halen mide bulantılarım devam ediyor.
Umarım biran önce geçer.
Dersin bitmesiyle Merve ve ahmetle kantine inmeye başladık. Tabiki erezin korumalarıda peşimizden geliyordu.
Onlar yüzünden herkes bize bakıyorlardı.
Geçip bir masaya oturduğumuz da Ahmet içecek birşeyler almak için yanımızdan ayrıldı.
Tabiki korumalar hiç vakit kaybetmeden ara öğünümü önüme bırakmışlar dı.
Soyulmuş bir elma ve karışık kuruyemiş.

-arem vallahi senin bu adamlarla işin çok sor bebeğim.

-hem de ne zor boş buldukları her yerde bana birşeyler yedirmeye çalışıyorlar.
Bıktım artık.

-senin ve bebeklerin sağlığı için bu çok önemli bebeğim.

-biliyorum ama bunlar da fazla üstüme geliyorlar. Hiç birşey yememe izin vermiyorlar.

-biraz daha dayan bebeğim. Halalarının birtaneleri biraz büyüsünler o zaman istediğin şeyi yersin.
Onlar sıçan gelişme evrelerindeler sen nasıl beslenirken onlar da öyle beslenir aşkım.

-bir de sen başlama Allah aşkına, zaten evdekiler fazlasıyla yetiyorlar bana sende üzerime gelme. Tamam bak bunlardan yiyiyorum.

Biz konuşurken Ahmet yanımıza gelmişti bile.  Elindeki iki kahveden birini Merve'ye birini de kendi önüne koydu benim önüme de meyve suyu koymuştu.

-banane bende kahve istiyorum. Neden bana da almadın?

-arem sana kahve yasak içemezsin.
Sen önündeki meyve suyunu bitir hadi yavrum.

-artık meyve suyu içmek istemiyorum ben de sizin gibi kahve içmek istiyorum.

-arem bey Erez beyin kesin emri var kahve içmeniz yasak.

- bari sen yapma Semih ya. Tamam ya içmiyorum oldumu şimdi.

Okuldaki bütün günümü mervelerle ve korumalarla kavga ederek geçirdim.
Okul çıkışı eve geldiğimizde erezin ailesinin de evde olduğunu öğrendim.
Ayıp olmasın diye yanlarına ilerledim.

-hoşgeldiniz. Kusura bakmayın yeni okuldan geldim de.

-hoşbulduk evladım. Ne kusuru gel otur şöyle. Kendini yorma bu kadar sen artık üç canlıdın sonuçta kendine çok iyi bakman gerekiyor.

-merak etmeyin efendim. Onlara da kendime de çok iyi bakıyorum.

Dokuma bilirmiyim yenge bebeklere?

-tabiki dokuna bilirsin canım.

-baba bak bebekler nasıl da büyümüşler.

-evet kızım çok büyümüşler. Aslan torunlarım benim.

Nesrin hanımın sesiyle ona döndük.

-allahım bir kız dururken oğlum bir erkekle evlendi o da yetmezmiş gibi bir de çocuk yapmış. Allahım sen bana sabır ver.

-nasıl konuşuyorsun sen hanım o senin oğlunum eşi karnındakiler de torunların. Bir daha böyle konuşma.

-iyi tamam ve birşey demedim.

-demede zaten anne görmüyormusun arem de üzülüyor.

-önemli değil melisacım annende haklı sonuçta herkes çocuğunun bir kadınla evlenmesini ister.

Nesrin hanımın sözlerinden sonra üzülmüş olsam da kimseye yansıtmamaya çalıştım. Onlar da kendine göre haklılar sonuçta. Ama ben oğullarıyla evlenmek istemedim ki Erez kendisi istedi. Yavuz beyin ortamın havasını düzeltmek için sorduğu sorulara cevap vermeye çalışıyordum.

-yavrum bebeklerin cinsiyetini ne zaman öğreneceksiniz.

-önümüzdeki hafta öğreneceğiz efendim.

-oh iyi iyi ikiside sağlıklı olsun da kız erkek farketmez.

-sağolun efendim.

Asel ve erezin gelmesiyle hep beraber akşma yemeği yedik.
Bir süre daha oturduktan sonra yavuz beyleri uğurladık.
Erez işle ilgili bir konuşma yapmak için bahçeye çıkmıştı.
Canım o kadar çok tatlı bir şeyler çektiği için mutfağın yolunu tuttum.
İçeriye girdiğimde Sultan ablanın çoktan uyumaya gittiğini gördüm.
Dolapları karıştırmaya başladım.
Sonunda istediğim şeye ulaşmıştım.
Asel için aldığımız çikolatalardan birini açıp yemeye başladım.
O bitince yeni bir paket daha açtım, tam bunu yarılamışken mutfağa giren erezle çikolata elimde kaldı.

-arem ne yapıyorsun sen burda akşam akşam.
Ben sana demedim mi abur cubur yiyemezsin.

-napiyim canım çok çekti ama yeniyim mi çocuklarımın orasında burasında çikolata lekesi mi çıksın.

-sen uslanmazsın arem. Bir tane yesen anlarım ama sen önünü doldurmuşsun.
Kalk hemen ordan bir daha sana abur cubur yok.

-ama benim canım çok tatlı istiyor.

-o zaman meyve yiyeceksin.

-artık meyve yemek istemiyorum.

-istedigin kadar bana duygu sömürüsü yap yinede birşey değişmeyecek.
Şimdi derhal ilaçlarını içip yatağına giriyorsun. Dinlenmen lazım.

-of ya of

Ereze söylendikten sonra yukarı çıktım.
Bir tane de olsa çikolata yemeyi başardım.
Ben de aremsem yine yerim o çikolatalardan.
Odaya geldiğimde ilaçlarımı içtim.
Üstümü değiştirip yarağa uzandım.
Bir süre sonra Erez de gelmişti.
O da üstünü çıkarıp yatağa geçti.
Uyumadan önce yandaki çekmecede kırem alıp göbeğime sürmeye başladı.
İşi bitince banyoda elini yıkayıp yatağa girdi.
Küs olduğumu anlasın diye ona sırtımı dönüp uyumaya başladım.
Ama çok geçmeden arkadan belime sarılıp beni kendine çekti.
Ne kadar Tripoli olsam da onun bana sarılmasına o kadar alışmıştım ki bana sarılmayımca uyuyamıyorum.
Onun için ses etmeden uyumatlya devam ettim. Çok geçmeden de uykuya daldım zaten.
Uykuyla uyanıklık arasında erezin birşey söylediğini duydum ama ne söylediğini bir türlü anlayamadım.

-iyiki seni o gün gördüm, iyiki şu an kolarımdasın. Benimsin ve her zaman öyle olacaksın. Seni seviyorum ufaklık.

Evet canlar umarım bölümü beğenirsiniz.

Okunma sayımız artmış olasına rağmen oy ve yorum sayımız çok az bu da beni çok üzüyor. Lütfen oy vermeyi unutmayın.

Burdan da bana oy veren ve destekleyen arkadaşlara çok tesekkür ediyorum. İyiki varsınız.

Kendinize iyi bakın canlarım💞

Yeni bir umut(BxB)Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt