III

75 6 0
                                    

Medyaya perilerimizin güçlerini kısa bir video olarak ekledim iyi seyirler.


✦ 3. Bölüm |  Peri Özü ✦



Melanie

Bizler de güçlerimize göre ayrıldık. Liam sarı tulumu ile ışık perilerinin arasındaydı. Ben ise bir köşede tek başıma bekliyordum. Gözlerim de bahçeyi tarıyordu ta ki onu görene kadar...

David...

Henüz çok küçükken bile onun peşinden ayrılmaz, sürekli onu takip ederdim. Oysa David beni hiç görmezdi. Bana karşı hep kaba davranır kötü konuşurdu. Ama benim ona olan aşkım hiç bitmemişti. Hala ona çok aşıktım.

Duygularımın sadece küçük bir heves olduğunu ileride anlayacaktım.

O beni görmüyordu. Bunu fırsat bilerek onu izlemeye başladım. Kahverengi saçları, bembeyaz pürüzsüz teni ve dolgun kırmızı dudaklarıyla çok yakışıklı duruyordu. Uzun boyu ve yapılı vücuduna kendi tulumlarından giymişti ve bütün kasları bana göz kırpıyordu. Sadece bana değil, çevresindeki kızlar da onu ilgiyle izliyorlardı. Beline taktığı küçük bıçaklarla atış yapıyordu.

"Prenses Melanie?"

İsmimi duymamla hemen sağıma döndüm. Çalışma yapacağım profesör gelmişti. Beyaza yakın sarı saçları ve mavi gözleriyle çok dikkat çekici bir yüzü vardı. Zayıf ve uzun boylu bedenine Radka'nın beyaz cübbesinden giymişti. David'e o kadar dalmıştım ki onu duymamıştım.

"Ah üzgünüm dalmışım." dedim. Anlayışla gülümsedi ve bana kendini tanıttı.

"Ben ışık perisi Lenora. Seninle uygulama derslerini birlikte yapacağız. Hazırsan başlayalım mı?" hevesle başımı salladım.

"Öyleyse ilk önce peri özümüze odaklanmalıyız." yanıma geldi ve bileğimdeki saate baktı.

"Burada peri özünün durumu çok iyi görünüyor. Kendine güzel bakıyorsun. Bu bir avantaj. Akademi de güçlerini gayet iyi kullandığı duydum. Bu konuda zorlanacağını düşünmüyorum." bileğimi bıraktı ve karşıma geçti.

"Gözlerini kapatıp içindeki ışık özüne odaklanmanı istiyorum. İçindeki özün ne kadar güçlü olduğunu görelim."

Söylediği gibi gözlerimi kapattım ve içimdeki öze odaklanmaya çalıştım. Uzun uğraşlar sonucu odaklanmayı başardım. İşte karşımdaydı içimdeki ışık özü. Sanki her yer sonsuz karanlıktaydı ve karşımda sadece özüm vardı. Yuvarlak bir ışık topu gibiydi. Bedenimde bir karıncalanma hissetmeye başladım ve git gide odağım bozulmaya başladı.

Gözlerimi hızla açtım. Profesör karşımda gözlerini kocaman açmış bana bakıyordu. Tek profesör de değil, bahçede uygulama yapan herkes bana bakıyordu. Yanlış bir şey mi yapmıştım?

"Profesör Lenora, yanlış bir şey mi yaptım?"

Nihayet konuşmaya karar verdiğinde derin bir nefes aldı.
"Hayır tatlım yanlış bir şey yapmadın. Peri özün o kadar güçlüydü ki vücudun parlamaya başladı. Alanı mühürlemeseydim birçok kişinin gözlerinde ciddi sorunlar oluşabilecekti. Pekala peri özünü gördün. Nasıl bir şekli vardı?"

Söyledikleriyle hem şaşkınlığı hem de gururu bir arada yaşıyordum. Güçlü bir kandan geliyordum fakat gücümün ne kadar olduğunu hiçbir zaman tam olarak anlayamamıştım. Çevremizdekiler tekrar kendi işlerine dönmüşlerdi. Fakat uzaktan bana bakan David ile az kalsın hıçkıracaktım. Tanrılar şahidim olsun heyecandan bayılmak üzereydim.

Ondan gözlerimi zorlukla çektim. Profesörün sorusunu yanıtlamadığım aklıma geldi.

"Şekli mi? Herhangi bir şekli yoktu. Işık küresi gibi gözüküyordu."

GARDİYANIM ~ |Varoluş|Donde viven las historias. Descúbrelo ahora