Sabah kalktığım da bu sefer hastane odasında değildim, bayıldığım sahilin oradaydım. Ama taşların üstünde, sanırım bayıldığım için beni buraya koymuş ve ölmüş olacağımı düşünmüşlerdi.
Ama ölmemiştim, ne olurdu ölseydim? Ne olurdu uyurken ölseydim?
Beni görüp hastaneye götürmemeleri için sanırım buraya getirmişlerdi. Bu soğuk havada donuyordum.
Birden yanımda duran telefonu aldım ve Jin'e yazdım.
Jungkook:
Jin Hyung
Biliyorum saat çok erken
Belki beni merak etmişsinizdir
'......' ordakı sahilin ordayım
Bogum ve Yugyeom dün
beni dövüp taşıdılar
Görmeyeceksin ama
yazmak istedim
Bu son mesajım
:)
Jungkook'a onu çok
sevdiğimi söyleyin
olur mu?
Sizi de çok seviyorum
Görüşmek üzere
Kilitlediğim kutunun
anahtarı dolabımın üstün de
içindeki yazdığım notu açın
ve okuyun
Sizi seviyorum
Jimin'e erken uyandığı
için yazmak istemedim
Uyuduğunuzu düşünmüyorum
Namjoon ve diğer
Hyungları da çok seviyorum
Çok uzattım
Görüşürüz:)))
***
Nehrin orada değil burada olacağım.
Muhtemelen Jin Hyunglar geldiğinde çoktan onları izliyor olacağım, cansız bedenimin suda olmasını istemezdim.
Başka yapacak birşey yok, gitmek zorundayım. Bir süre denizi izledikten sonra denizin üstündeki taşlara kadar bir süre yürüyüp gözlerimi kapattım.
3 2 ve 1, ses.
"Taehyung!"
Tanıdık ses ile arkamı dönüp kendimi denizin sularına serbest bıraktım. Bu Jungkook'tu, peşimden atlar mıydı?
Saçmalama Taehyung, senin için mi?
Neden buradaydı? Jin mi haber vermişti?
***
Jin'den:
Jungkook hala gelmemişti, şarjım bitmiş ve odada öylece Jimin ile ağlayıp duruyorduk.
"Taehyung, başına birşey gelmiş midir?"
"Jimin, böyle düşünme. Taehyung çok güçlü biliyorsun"
"Ama, öyleyse neden gelmedi?"
Dün akşamdan beri aynı soruyu soruyordu, umarım başına birşey gelmemiştir.
"Belki aramıştır, bi bakalım mı Jimin?"
"Olur, belki beni veya seni aramıştır. Ulaşamamıştır ve bizi kapıda sandığı için gelmemiştir"
Haklı, anahtarı evde bırakmıştı. Biz yokken giremezdi. Telefonu elime aldığımda Taehyung mesaj atmıştı.
"Jimin, Jimin Taehyung mesaj atmış!"
"Ne yazmış, çabuk bak"
"Saat 6 gibi yazmış, yarım saat önce"
"Ne yazmış"
"Gel bak"
Yazdığı şey ile daha çok ağlamaya başlamıştık.
