𝐑𝐨𝐬𝐚 [𝐓𝐞𝐱𝐭𝐢𝐧𝐠]

50

Medya//Rosalinda ve Draco
-

Diagon Yolu'nda,Draco'yu beklerken siyah cübbemin içine daha çok sokuldum.
Etraf eskisi gibi değildi.
Dumbledore'un ölüm haberi hızla yayılmış,herkesi tedirgin etmişti.
Bakanlık durumu kontrol edemeyince,Voldemort tarafından kontrol altına alınmıştı.

Eskiden dolu olan sokaklarda şuanda sadece birkaç küçük öğrenci ve aileleri vardı.Sanırım birinci yıllarına başlayacaklardı ve şimdiden alışveriş yapıyorlardı.

Sadece bir ay sürecek bir yaz tatili bizi bekliyordu.Eve gelen mektupta yazanlar bu yöndeydi.Eskiden 2.5 ay süren yaz tatili şimdi sadece bir ay sürecekti ve biz çoktan,yarısından fazlasını geride bırakmıştık.

Omzuma dokunan bir elle asamı çıkararak,geri çekildim.

Karşımda bana şaşkınca bakan kişinin Draco olduğunu görünce derin bir nefes verdim.Kötü bir ölüm yiyen de olabilirdi.

"Sakin ol,benim."

Nefesimi düzene sokunca,konuştum.

"Sorun yok,hadi gidelim."

Etrafa bakındığım sırada,nereye gideceğimizi sorguluyordum.
Evet,buluşalım demiştik fakat nereye gittiğimiz hakkında hiçbir fikrim yoktu.

"Nereye gidiyoruz?"

Karşımızdaki Obscurus Kitapçısı'nı işaret etti.

Sevinçle alkış yaptığımda,kıkırdadı.

Kitapçıya girdiğimizde üst kısımda bulunan merdiven ve üst üste dizilmiş kitaplar bana eskiyi hatırlattı.
Draco'ya baktığımda,onun da aynı yere baktığını gördüm.

İkinci sınıfta Harry,Hermione,Ron ve ben burada karşılaşmıştık.

Draco babasıyla buradaydı ve beni gördüğünde söylediği şeyler aklımdan çıkmamıştı.

'Sen Rosalinda olmalısın,Draco senden çok bahsetti.'

O zaman buna bir anlam veremesem de şimdi daha iyi anlıyordum.

"Orada dikilip merdiveni mi inceleyeceksin,kitap mı alalım?"

Draco'nun gülerek söyledikleri tüm düşüncelerimi dağıttı.

Gözlerimi devirdim ve yanına gittim.
Elinde bir kitap vardı.

"Bu ne?"

Alayla güldü.

"Kitap."

Tekrar gözlerimi devirdim.

"Buraya ait bir kitap gibi durmuyor."

"Muggle kitabı çünkü."

Kaşlarımı çattım.

"Sen Muggle kitaplarını biliyor musun?"

Yandaki kitaplığa yaslandı.

"Evet biliyorum,fakat sen bilmiyorsun gibi duruyor."

Sahte bir sinirle omzuna vurarak kitabı aldım.

Romeo ve Juliet

"Konusu ne?"

Elini kalbine götürerek dramatik bir şekilde konuştu.

"Aşk romanı."

Gülerek başımı salladım.

"Sen okuduğunda göre güzel olmalı.
Alıyorum."

Göz kırptı.

"Bizim aşkımız kadar olmasa da güzel."

Kitabı yavaşça kafasına vurarak parasını vermek için,görevliye doğru yürümeye başladım.

"Bu kitabı bana sen okuyacaksın, Malfoy"

-

Kitapçıda geçen vaktimizin ardından Çatlak Kazan'a gelmiş balkabağı suyu içiyordum.Draco ise ateş viskisi.

"Sürekli içiyorsun."

Kulağına doğru eğildim.

"Ve ben sarhoş erkeklerden hoşlanmam."

Ateş viskisi dolu bardağını köşeye doğru ittirdi.

"Hangi içki?"

Gülmeye başladığımda o da kıkırdadı.
Fakat birkaç saniye sonra gülümseyen yüzü solduğunda,kaşlarımı çattım.

Yüzü acı çekiyor gibiydi.

Kolunu tutuyor ve gözlerini kapatıyordu.

Masamızın en köşede olması ve kimsenin bizi göremeyeceği fırsatını kullanarak kolunu açtım.

İşaret hareket ediyordu.