Bölüm 1 'KEHRİBAR'

1.2K 165 44
                                    

|18Şubat2023|

•Yukarıdaki şarkı tam olarak bu kitaba layık 💘

•°•

Bir seher yeli, toprağın bile kadın olduğu memlekette, kutsal ses duyulmadan gezintiye çıktığında kırmızı bir gül kokusu tüm şehri etkisi altına aldı ve dikenli sarmaşıklar arasında gizlenmiş olan kitabın önünde diz çöktü. Tatlı bir esinti, kitabın kapağını sertçe sola doğru savurduğunda mücevhere eş değer satırlar, kalem sahibesi tarafından dökülmeye başladı.

Burası masallar diyarı, diyerek ilk imzasını attı.

Burası vuslatın değil, hicranın şehri diyerek devam etti.

Burası doğu... Burası kar küresi, burası medeniyetin beşiği Kars.

Geceye yavaşça bir perde çekilirken, huzura kavuşanların sesi yine sabahın ilk saatlerinde duyulmuştu. Öyle güzel bir sesti ki bu, Feris sadece dinlerken bile dudaklarına konan tebessüme engel olamıyordu.

Seccadesinin üstündeyken ellerini semaya açıp, Rabbinin huzurunda ona sığınmış ve bugün olacakları hissetmiş gibi duasını gökyüzüyle buluşturmuştu.

Çünkü bilirdi, Allah ona yar ise kim ona dünyayı dar edebilirdi...

Hiç usanmadan arş-ı alaya sesini duyurmak için avuç içlerine tüm duasını gömdü.

"Rabbim..." dedi, sanki her şeyi hissediyor gibi. "Her imtihanın senden geldiğinin bilinciyle yine sana sığınır, medeti yine senden isterim. Onun hırsa bürünüp kalbinin soğumasına izin verme. Gönlüne merhamet rüzgarından üfle ki zalimlerden olup bir günahkar olmasın..."

Her şeyin bir getirisinin olduğunun bilincindeydi. Abisinin öldüğünü duyduğu zaman oralarda barınmayıp memleketine döneceğini bilecek kadar iyi tanıyordu onu.

Aradan beş sene geçmiş olsa dahi...

Kapısına güçlü bir el iki kez vurduğunda dalgınca oturduğu seccadesinin üzerinden kalkmıştı sonunda.
Gelenin kim olduğunu biliyordu, tıpkı neden geldiğini bildiği gibi.

"Gel daye." Gelen annesi değildi ama anne bildiğiydi.

İçeri giren babaannesi, hanımağa oluşunun verdiği sorumlulukla giyip kuşanmış ve tüm ihtişamı ile torununun odasına girmişti.

"Kıldın mı namazını?" Gül Hanım'ın sorusuna karşılık usulca kafasını sallamış ve katladığı seccadesini baş ucundaki komodin çekmecesine kaldırmıştı.

"Geç otur hele şöyle, seninle konuşacaklarım var."

İşte başlıyoruz diye içinden geçirdi Feris, babaannesi sabahın bu saatinde geliyorsa şayet nutuk çekmeden gitmezdi.

Odasında olan bordo renk, varak koltuk takımına doğru ilerledi. Odasının neredeyse her yeri altın rengindeydi ve bu gösteriş onun en sevdiğiydi.

Koltuğa oturduğunda gözlerini hemen diğer tarafına oturan babaannesine çevirmiş ve beklentiyle gözlerine bakmıştı.
"Seni dinliyorum babaanne, konuş lütfen."

Yaşlı olmasına rağmen, hala çok güzel olan Gül Hanım torununun eline doğru uzanmış ve tabiri caizse altın sularında yıkanan pamuk gibi elleri nazikçe okşamıştı.

Vous avez atteint le dernier des chapitres publiés.

⏰ Dernière mise à jour : Feb 18, 2023 ⏰

Ajoutez cette histoire à votre Bibliothèque pour être informé des nouveaux chapitres !

FÜRUZAN Où les histoires vivent. Découvrez maintenant