Kucuk bir randevu

546 64 73
                                    

Chuuya'nın heycanla beklediği vakit gelmişti. Sonunda çıkış zili çalmıştı. Chuuya çantasını sırtına takıp sınıfın kapısında beklemeye başladı. Birkaç dakika bekledi, Dazai hâlâ yoktu.

Uzaktan biri ona seslendi. Kafasını kaldırdı, Dazai sonunda gelebilmişti.

"Hah... Fyodor'dan zor kurtuldum. Bana ne düşmanlığı var anlamıyorum ki!"

Chuuya gülerken eliyle ağzını kapattı.

"Fyodor hep öyledir, bir şeyi kafasına takınca abartmış olsa bile umursamıyor."

"Onu bayağı tanıyorsun galiba?"

Chuuya gözlerini yere dikti. Sanki gözlerinin önünden anıları geçmişti bir anlığına.

"Annem ile Fyodor'un annesi birbirlerini tanıyordu. Bu nedenle küçüklüğümden beri Fyodor ile takılmak zorunda kaldım. Bir şekilde en yakın arkadaşlar haline geldik. Birbirimize kızıp bağırsak da herhangi bir sorunla karşılaştığımızda hep beraber başa çıkarız."

Dazai; Fyodor'un öyle biri olduğunu bilmiyordu, arkadaş edinebilen tiplerden yani.

"Fyodor'un annesi ile arasında ne var? Annesinden bahsedince agresifleşiyor."

Sadece meraktan sormuştu Dazai. Chuuya başını kaşıdı.

"İlk önce okuldan ayrılsak? Yürürken anlatırım."

Dazai kabul etti. Beraber okuldan çıkıp yakınlardaki bir kafeye yol aldılar.

"Anlatacak mısın?"

"Neden bu kadar merak ediyorsun?"

"Meraklı olmak benim kişilik özelliğim."

"Tamam... Anlatacağım ama Fyodor'a söyleyeyim deme."

"Söz veriyorum."

"Annesi Fyodor'u tek başına ve istemeyerek doğurmuş. Bu yüzden de çocuğunu sevmiyor, onunla sürekli kavga ediyor.
Bir de şey... Annesi uyuşturucu bağımlısı, kadın her şeyini uyuşturucu için sattı. Annem zamanında ona yardım etmeyi denedi, bir psikoloğa bile yönlendirdi. Ama ne uyuşturucuyu bırakmak ne de tedavi olmak istiyor. Bazen... Oğluna vuruyor, inanabiliyor musun buna?"

Dazai duyduklarından sonra iğrenç bir duygu hissetti içinde. Onu mahveden bir duyguydu bu. Pişmanlık.

Fyodor'un annesiyle dalga geçtiği mesajlarını hatırladı. Hikayesinin böyle olduğunu bilmiyordu ki, bilseydi asla yapmazdı böyle bir şey.

Kafasını öne düştü.

"Ben... Üzgünüm..."

Chuuya anlamamıştı.

"Ne için?"

"Fyodor ile annesi hakkında dalga geçiyordum... Ama yemin ederim ki böyle olduğunu bilmiyordum!"

Chuuya bir elini Dazai'nin omzuna koydu.

"Sorun değil, bunu yapmayı kestiğinde Fyodor'un umrunda olmayacaktır."

"Gerçekten bilmiyordum Chuuya..."

"Bilseydin yapmazdın zaten."

"Nereden biliyorsun?"

"Çünkü en fazla 9. sınıflardan para koparabilecek kadar zorbasın."

"Hatırlatmasana, yaralarım hâlâ sızlıyor!"

İkisi de güldü. Kafeye çoktan varmışlardı.

Köşede boş bir masaya oturdular. Chuuya sütlü kahve siparişi vermişti, Dazai ise çayı tercih etmişti.

Freak Boy [Soukoku, texting] Where stories live. Discover now