7

26 4 28
                                    

Minho Jisung ile ilerlerken podyumda gibi hissetti kendini. Işıklar ve gözler üzerlerindeydi. Yine de Jisung hiç umursamıyor gibiydi.

Oysa kaybedecek çok şeyleri vardı. Hayır, Minho için pek de yoktu ama Jisung için-

"Jisung" dedi Minho gülerek ona bakarken ciddi bir tonla dişlerinin arasından.

"Eveeeet?" diye güldü Jisung tam Yongbok'u geçerlerken.

"Jisung sen bu konuda çok şey kaybedecek olansın. Bana hâlâ yakın olacak mısın cidden?"

"Bu benim meselem" diye güldü Jisung hafif aşağı inerek naz yapar gibi görünerek. Minho güldü onun saf haline, çekti yukarı.

Hyunjin tek kaşını kaldırmış bakarken yanında biten Seungmin ile izledi olan biteni.

"Geç kalıyorsun" dedi Hyunjin'e hitaben.

"Ne yapıyor onlar, bu ne samimiyet?" diye kıskandı Hyunjin.

"Bilemiyorum da geç kaldığını biliyorum."

Hyunjin güldü zehir gibi. İkisini ayırmak istedi. Aralarından ellerini uzatıp hızla geçti. İkili yapışık gibiyken bir rüzgarla ayrıldılar.

Minho dönüp bakamadı, cesaret isterdi sinirli görmek sevdiğini. Yine de Jisung dönüp baktı ikisinin yerine.

"Seninki öfkelenir miydi hyung?"

Minho güldü Jisung ondan ayrılmış halde arkasına bakmayı keserken. Konuştu.

"Sinirlendirmek istediğimi söylemedim ki sana, sadece kabul edeceğimi söylemiştim."

"Gelmeyen birini kabul etmek zor olsa gerek, bilirim."

"Üzgünüm Jisung, sadece yanında olabildiğim için" dedi Minho gülümsemeyi kesip. Yongbok dimdik bakıyordu ikisine, hayır Jisung'a. Minho ise Yongbok'a.

"Bugünkü şov buraya kadar mıydı, gidebilir miyim?" diye sordu Minho sessizlik sonrası.

"Benimle olmayacaksan bu oyunun anlamı yok hyung" dedi Jisung bir an bozularak, "Aşkımdan yaptığımı düşünüyorsan-"

"Hayır" diye cevap verdi Minho, "Dozunda kalalım diyorum Han Jisung, dozunda. Hyunjin kötü iken ona iyice kötü olan olamayız, tamam mı?"

Jisung iç geçirdi hüzünle, Yongbok yanından geçmiş Seungmin ile koşmaya devam ediyordu. Hyunjin'e koştukları netti.

"Yanında-" dedi Jisung.

"Her zaman yanımdasın, bunu hissettirmeden de hissettirdin Jisung. Sadece kavga istemiyorum, benim yanımda olmak zorunda değilsin."

Jisung kırkıncı kez iç geçirirken Seungmin ile Yongbok yakalamıştı Hyunjin'i. Seungmin konuştu.

"Bana bak, bana bana. Gözlerimin içine bak ve söyle. De ki hiçbirinizin hiçbir önemi yok."

Hyunjin döndü, onun gözlerinin içine baktı.

"Hiçbirinizin hiçbir önemi yok."

Yongbok nefesini tuttu hüzünle. Hyunjin onu gördü o an. Algıları kapalı olmasına rağmen hissetti onun hüznünü.

"Desem" diye devam ettirdi, "Benim peşimdeymiş gibi yapmayı bırakan olur muydun Kim Seungmin?"

"Peşindeymiş gibi yapmak!" diye güldü Seungmin kızıp. Yongbok önüne geçti onun, Seungmin geri adım attı.

"Hyunjin biliyoruz zor dönemler geçiriyoruz toplu olarak. Jisung Minho hyung ile gezse ne gezmese ne? İkisi de dostun, ikisi de seni çok severken sana kötülük planlıyor olamazlar. Bunu unutmamanı dilerim sadece!"

Hyunjin gülümsedi cevaben.

İçtendi bi de?

Minho koridora girdi. Hyunjin elini çekmeye çalışan Yongbok'u haşince itti. Yongbok Seungmin'in göğsüne çarpıp durdu. Gözleri doldu.

"Hyunjin" diye inledi, "İyi değilsin."

Hyunjin güldü, biraz da sesli cevap verdi Minho duysun diye.

"Iyiyim, gayet iyiyim. Bir rahatlama bile geldi inan ki."

/yarı bölüm ama ekleme yapılacak/
/eklemeyi buraya yapıyorum görüyorsunuz inş/

Minho alındı o an. Geçerken duraksadı ve konuştu ikisi yan yana, farklı yönlere bakarken.

"Bu akşam eve gitmiyorum, istersen dinlenebilirsin."

Hyunjin güldü cevaben. Yongbok ile göz gözeydi, cevap verdi.

"Sen dinlenmene bak, gelmem."

Minho güldü, ilerledi ve yok oldu. O gün derslerine odaklanamadı ikisi de. Hatta Yongbok ile Jisung bile.

Minho eve gitmedi gerçekten. Jisung ile yurdun girişinde buluştular. Hyunjin'i aradı Jisung, telefonu cebine attı.

"Hyung, beni almaya mı geldin?" diye sordu gürültüyle.

"Sen çağırdın" diye güldü Minho ne kadar neşeli olabilirse o kadar.

"Biliyorum ama hoş" diye güldü cevaben Jisung.

Hyunjin telefonu kapatıp perdeyi araladı, gerçekten aşağıdalardı. İkisi güler yüzle yok olurken izledi onları. Yongbok duş almış, belindeki havlu ile saçlarını da bir şekilde kuruturken içeri girdi.

"Ne oldu?" diye sordu merakla.

"Hiçbir şey" dedi Hyunjin, oturdu. Seungmin gözlerini devirip manga okumaya döndü. Hyunjin'e bir gece sinirli kalmaya karar vermişti. Tam bir gece.

Onunla konuşmayacak, onu cezalandıracaktı.

Hyunjin oturdu yatağına. Bir anda Jisung'a düşman olacağını, hayır Jisung'un ona sebepsiz düşmanlık yapacağını düşününce buna asla ihtimal veremezdi. Jisung ile arası hiçbir zaman iyi olmamıştı. Yongbok oda arkadaşı çıktığı günden beri bozuk atıyordu Jisung, Minho da söz konusu olunca ite dönmüştü.

Yani Hyunjin böyle düşündü.

Ikisini keyifli görünce kendisini bok gibi hissetti ve oturdu kaldı.

Yongbok yanına oturdu, elini tutup dizine çekti. Hyunjin başı önüne eğik, mırıldandı.

"Ne?" diye sordu Yongbok, "Gerçekten duyamadım?"

"Ben" dedi Hyunjin, tamamladı, "Ne yapıyorum?"

Seungmin heyecanla manga okur gibi yapmayı bırakıp başını kaldırdı.

lonely st. // HyunHo ✔️Where stories live. Discover now