4

849 147 87
                                    

*Iyi okumalar 🖤

Büşra "Hayaletini mi görüyorsunuz?" dedikten sonra, kaşlarını çattı.

Normalde hep ifadesiz olurdu ancak bu sefer profesyonelliği sarsılmış gibiydi.

"Evet, olaydan sonra birkaç kez gördüm ama son zamanlarda daha gerçekçi ve korkunç hâle gelmeye başladı."

Geçen hafta bardan sonra ilk defa konuşmasını duymuştum ama son olmamıştı. Dün gece başımda dikilirken söyledikleri aklıma gelince kanım dondu.

"Beni öldürdü!" dedikten sonra tekrar tekrar "Yardım et!" diye çığlık atmıştı.

Gece evden çıkıp sabaha kadar açık olan mekanlardan birinde kafayı yemiştim. Sabah da işe gelmek yerine Büşra'nın kliniğine gelip olanları anlatmaya karar vermiştim.

"Beyin, ihtiyaçları konusunda bilinçlidir. Hafsa'nın varlığını görmek istemiş olmalısın ve zihnin de bundan dolayı sana yardımcı oldu."

Büşra'nın dedikleri beni rahatlatmazken ellerimi birleştirip parmaklarımla oynadım.

"Hayaletlere inanmıyorsun değil mi?"

İnansa, diplomasını yırtması gerekirdi. Yani, sanırım. Büşra buna ne evet ne hayır dedi.

"Ölmüş birini canlı şekilde gördüğüne inanıyorum."

Beynimin uydurduğunu söylüyordu. Normalde ben de böyle düşünürdüm ama dün 'beni öldürdü' diyen Hafsa, zihnimin ürünü gibi değildi.

"Ya gerçekse?"

"Gerçek olduğunu düşünüyorsanız, psikiyatriste gitmeniz gerekir."

Büşra'ya göz devirdikten sonra "Boşver." dedim.

Dişlerimi birbirine bastırdıktan sonra, ona söylemediğim ayrıntıdan da bahsettim.

"Beni öldürdü dedi."

Büşra'nın gözleri hafifçe açılırken, buna gerçekten inandığım için delirdiğimi düşündüğüne emindim.

"Onun ölümünden kendinizi suçluyorsunuz. Dediğim gibi beyin neye ihtiyaç duyduğunu bilir. Bu yüzden suçlamayı başka yöne çekecek şekilde sanrı oluşturmuş olmalı."

Bir hayaletin olmasındansa onun söyledikleri çok daha mantıklı geliyordu. Açıkcası buna inanmak beni rahatlatırdı da.

"İlaç almalı mıyım?"

"İsterseniz, zamana bırakalım. Benim ilaç yazma yetkim yok ama bu seviyedeyken ilaç almanızı da tavsiye etmiyorum."

Kararı bana bıraktı ve ben onun düşüncesine saygı duydum. Büşra'yla seansımız bitene kadar bu konu hakkında konuşmaya devam ettik. Ayrılma vakti geldiğinde yine beni rahatlatmıştı.

Sabah izin aldığım işe öğlen arasından sonra gittim. Dün uyumadığım için oldukça yorgun hissediyordum. Öğleden sonra yapılan toplantıya girdiğimde oldukça az söz almaya çalıştım. İşteyken işte değil gibiydim ve bunu fark ettirmemek için çabalıyordum.

Toplantı sonrası beni odasına çağıran Mısra elbette çabamı görmezden gelmişti. Onun gibi soğuk hissettiren odaya girdikten sonra karşısında oturdum.

Herkesin masasında kendisine ait dekorasyon, süs eşyası ya da kişisel bir dekoratif olurdu. Onun odasında ise süs olarak sadece eski toplantılara ait dosyalar vardı.

Mısra'yla bardayken karşılaşıp gereksiz samimiyet yaşadığımızı hatırlıyordum. Ertesi gün işe geldiğimde yine her zamanki ketum hâlinde olması ve geçen zamanda aynı şekilde davranması o anı da zihnimin uydurup uydurmadığını merak etmemi sağlamıştı.

SIR (gxg)Where stories live. Discover now