00.1

2K 80 224
                                    


Japonya 1,90 boyunda, oldukça zayıf ama çekici gözüken bir erkek.
Türkiye ise 1,75 boyunda, Japonya'da göre daha iri yarı ve biraz kaslı diyebiliriz.

Türkiye biraz kafa dinlemek için her zaman gittiği parka doğru gidiyordu. Yollar oldukça sessizdi, etrafta ondan başka kimse yoktu ve bu ona biraz olsun huzur veriyordu. Parka vardığında banka oturup kuşların seslerini, rüzgarın esintisini dinlemeye başladı. Bu ona oldukça huzur veriyordu. Sadece o ve doğa baş başaydı, yani öyle zannediyordu.

Aradan 15 - 20 dakika geçtikten sonra Türkiye'nin yanına, beyaz renkte üstünde turuncu benekler olan bir kedi geldi.

Türkiye kediyi kucağına alıp sevmeye başladı.

biraz kediyle oynadıktan sonra yerinden kalkıp karşı taraftaki markete gitmeye karar verdi.
Türkiye markete giderken Japonya, birden Türkiye'nin kalktığı bankın arkasındaki çalılardan çıkıp, beyaz renkte turuncu bebekleri olan kediye elindeki dikenli sopa ile haşince vurmaya başladı. Kediyi öldürdükten sonra daha çok, daha sert ve daha haşince vurmaya devam etti. Kediyi parçalara ayırdıktan sonra kedinin göz bebeklerini yerinden söküp onlarla bir oyuncak topmuşcasına deli gibi oynamaya başladı. Japonya bunları yaparken bir yandan da istemsizce sırıtıyordu.

Japonya etrafına bi kaç kez bakındıktan sonra kedinin etrafa yayılmış bağırsaklarını ve kemiklerini hızlıca bankın yanında olan çöpe attı, ardından kedinin kafasını yanında taşıdığı çantasına koydu, kedinin kanlarını çimenlerle temizlemeye çalıştı, temizleyemediği kanları ise yalayarak temizledi.

Elindeki kedi gözlerini parmakları ile parçalara ayırıp parçalarını çöpe attı. Japonya Türkiye'nin girdiği markete doğru baktı ve Türkiye'nin marketten çıktığını fark ettiği an hemen oradan sessizce uzaklaştı. Türkiye marketten kendine Doritos ve monster almıştı. (kendime gönderme) tekrar banka oturup cips ve monsterı içmeye başladı, yere baktığında bir parça kan gördü ve biraz şaşırdı.

🇹🇷; Bu kan nereden gelmiş olabilir acaba?

Türkiye biraz düşündükten sonra umursamayıp cipsini yemeye ve bir yandan monster içmeye devam etti.

Aradan yarım saat geçtikten sonra Türkiye sıkıldığı için Güney Kore'yi aramaya karar verdi.

🇹🇷; Hey Güney Kore! Nasılsın?

🇰🇷; İyiyim Türkiye, peki sen nasılsın?

🇹🇷; Bende iyiyim teşekkürler) canım biraz sıkılıyordu da, beraber bi yerlere gitmeye ne dersin?

🇰🇷; Tabii ki olur^^

🇹🇷; Harika o halde seni bizim burada ki parkta bekliyorum

🇰🇷; Tamamdır 10 dakikaya gelirim

Aradan 12 dakika geçti ve Türkiye Doritos ile monsterı bitirmiş Güney Kore'yi bekliyordu.

🇰🇷; Ah üzgünüm biraz geç kaldım Türkiye...

🇹🇷; Sorun değil!

🇰🇷; Ee nereye gitceğiz?

🇹🇷; Aslında tam karar veremedim

Güney Kore, Biraz düşündü ve

🇰🇷; İleride bildiğim bir kafe var, oraya gidelim ne dersin?

🇹🇷; Harika bana uyar

Türkiye ile Güney Kore, Güney Kore'nin söylediği kafeye gelmişlerdi, kafe çok şık, lüks ve harika görünüyordu.

🇰🇷; Ben bi Dalgona kahvesi alabilir miyim acaba?

Çalışan; tabiki efendim, peki siz ne istersiniz?

🇹🇷; Bana bi klasik türk kahvesi lütfen

Çalışan; tamamdır siz dışarıdaki boş masaya oturun, 5 dakikaya kahveleler gelir.

Türkiye ve Güney Kore boş bir masa bulup oturdurlar, Türkiye'nin arkasında yapay çiçekler vardı. Yapay çiçeklerin içinde Japonya onları izliyordu.
Güney Kore ve Türkiye'nin kahveleri gelmişti ve ikiside hem bir yandan kahvelerini içiyordu, hemde sohbet ediyordular.

🇹🇷; Şey Güney benim tuvaletim geldi beni 5 dakika bekler misin?

🇰🇷; Tabii beklerim

Türkiye kafenin içinde aşağı katta olan tuvalete doğru gitti, şuan kafeden Güney Kore'den (ve Japonya'dan) başka kimse yoktu. Güney Kore telefonu ile Instagram'da gezerken birden Japonya  sessizce ve aniden elinde olan bıçakla Güney Kore'nin kafasını kesti.
ardından öldüğüne iyice emin olmak için bıçakla 40 defa daha kalbine bıçak
sapladı ve bunu yaparken çok sessizdi. Kafedeki çalışanlar o sırada kafenin içinde beraber şakalaşıyorlardı, bu nedenle bu olanları görmediler ve ya duymadılar. Japonya Güney Kore'nin cesedine daha fazla zarar vermek ve ya sapıkça şeyler yapmak isterdi fakat her an Türkiye gelebilirdi ve ya birisi onu görebilirdi. Bu nedenle hızlıca Güney Kore'nin bedenini sürükleyerek ilerideki çöp kutusuna attı. Ardından etraftaki kanları kafenin süpürgesi ile temizledi ve yerdeki küçük kan parçasını parmağı ile alıp yaladı. Japonya hemen saklandığı yapay çiçeklerin arasına geri girdi ve ardından Türkiye geldi.

🇹🇷; Hey Güney geri g- oh bir dakika, Güney Kore nerede?

Türkiye etrafına bakındı fakat hiç bir yerde Güney Kore yoktu, hatta neredeyse kimse yoktu.

🇹🇷; Sanırım önemli bir işi olduğu için evine gitti, yoksa başka bir açıklaması yok.

Türkiye kahvesini bitirdikten sonra Güney Kore ve kendisinin kahve parasını ödeyip evine doğru gider, arkasından Japonya'da hızlıca onu takip ederek gider.

Türkiye evine vardığında çoktan akşam olmuştu bile. Hemen odasına geçip üstünü değiştirir ve bir yandan da camdan Japonya onu gizlice izler. Türkiye üstüne daha rahat şeyler giydikten sonra salona gidip koltukta uzanarak telefona bakmaya başlar.(salonun camından Japonya onu hala izliyor)

Yandere Ship /Japonya X TürkiyeWhere stories live. Discover now