Ölümden sonraki yaşam

355 64 142
                                    

Tek elimle marketten aldığım çikolatamı tutarken diğer elimle de telefonumda sosyal medya hesaplarımı kontrol ederek yürüyordum.

Çikolatamı iki ısırıkta bitirdikten sonra paketini kenarda duran çöp kovasına atıp yürümeye devam ettim. İnanır mısınız hala hafif de olsa sarhoşluğun etkisi vardı üzerimde.

Gece eve döndüğümde çocukların hepsi uyumuştu. Sabah da bir şeyler atıştırıp kendi evlerine dönmüşlerdi. Ben de evi biraz düzenleyip canım çikolata çektiği için markete gelmiştim ve şimdi eve geri dönüyordum. Evi biraz düzenledim dediğime bakmayın sağolsun benim canım arkadaşlarım evin içine sıçıp toplamadan gittikleri için akşama kadar düzenlemek zorunda kalmıştım.

Hava kararmıştı ve aşırı yorgun hissediyordum. Tek isteğim eve gidip uyumaktı.

Başımı tek bir tane bile yıldız olmayan gökyüzüne kaldırıp biraz esnedikten sonra yürümeye devam ettim.

Yola odaklanmış uykulu bir şekilde yürürken sol tarafımda ormanın iç kısmından gelen kışırtı sesleri olduğum yere çivilenmeme sebep oldu.

Çatık kaşlarımla ormana dönüp dikkatlice sesi dinlemeye başladım. Dikkatimi iyice verdikten sonra acı dolu bir inleme sesi kulaklarıma doldu.

Oradaki bir insandı.

Adımlarımı hızlı ve temkinli bir şekilde ormana yönlendirmeye başladım. İçimde tuhaf bir his vardı. Bir yanım gitme seni ilgilendirmez diyorken diğer yanım orada bir insan acı çekiyor olabilir bunu görmezden gelemezsin diyordu.

İkinci düşüncem daha ağır basınca adımlarımı daha da hızlandırıp ormanın içine girdim. Kışırtı sesleri hemen kenarımda duran uzun çalılıkların arkasından geliyordu.

Küt küt atan kalbimle birlikte yavaşça çalılıkların arkasına ilerleyip ne olduğuna baktım.

Gördüğüm görüntüyle birlikte ağızım şaşkınlıktan dolayı aralanmış ve iki saniye içerisinde dudaklarım kurumuştu. Bünyem öyle bir şok geçiriyordu ki aşırı şoktan içimde tarifsiz bir heyecan oluşmuştu.

Kesinlikle kamerada gördüğüm çocuğu yerde bileğini tutmuş yatarken görmeyi beklemiyordum. Kesinlikle beklemiyordum.

"Hey. Sorun ne?"

Çocuk acı dolu gözleriyle bana bakarken bir yandan da ayak bileğini tutuyordu. Çok acı çektiği kesindi.

"B-bir adam tarafından sözlü tacize uğradım. Bana yaklaşmaya çalıştığında ondan kaçmaya başladım ve buraya saklanmak istedim. Sonuç bu işte."

Derin bir nefes alıp çocuğa biraz yaklaştım ama ürkerek geri çekilmeye çalıştı. İçimde hem mahçupiyet hem de temkin duygusu oluşurken elimi yavaşça havaya kaldırıp konuştum.

"Merak etme korkulacak bir şey yok. Sadece bileğine ne olduğuna bakacağım."

Karşımdaki çocuk temkinli bir şekilde elini bileğinden çekip başını olumlu anlamda salladı. Hafifçe gülümseyerek diz çöktüm ve canını yakmayacak bir şekilde bileğini tuttum.

Büyük bir sıkıntısı yoktur sadece incitmişti.

"Evin nerede? Bırakayım seni."

Başını olumsuz anlamda salladı.

"O adam evimin çevrelerinde çok dolaşıyor. Daha önce görmüştüm ama o beni hiç görmedi sanırım. O yüzden bu saatte eve gitmeye biraz korkuyorum."

Ah... ne yapmam gerekiyordu? Onu burada bu şekilde bırakamazdım tabikii.

"İstersen bu gece benim evimde kalabilirsin. Yarın sabah da seni evine bırakırım."

Higanbana | Hyunlix Where stories live. Discover now