7

114 22 13
                                    

Ficin devamıyla ilgili artık yazardan anlatım ilerliyecek ve önceki bölümleri de yazardan anlatım olan bir şekilde tekrardan yazacağım. Keyifli okumalar ve üzücü yorumlar gördüğüm ve kitabı anlatmayı beceremediğim düşüncesine kapıldığım için herşeyi  kafamda yeniden kurmaya başladım sizi seviyorum 💜

Jungkook aldığı talimat ile resmen havalara uçmuştu. Çünkü bunca zamandır korumaya çalıştığı ve bu tarif edilmeyen duyguları hissettiği adamla aynı odada hatta aynı yatakta yatacağımı öğrenmişti. Jeon Jungkook ve Kim Taehyung... Rüya gibiydi... Lakin oldukça gerçekçi bir rüya... Jungkook'un bir rüya olmasını istediği pek söylenemezdi.

Çünkü onun kokusunu ciğerlerine derince soluyarak uyanmak ona çok cazip gelimişti...

Utanıyordu... Çünkü bir adama karşı bu kadar istekli olmak onu ürkütüyordu...

Ama bu adam herkes değildi bu adam  Kim Taehyung'du. Kokusunu içine çekmek istediği tek adamdı...

Jungkook'un minik dudaklarında yoğun bir mutlulukla beliren o küçük gülümseme Taehyung'un düşünmesine sebep olmuştu... Bu tatlı çocuğa karşı neden sert bir tutumla yaklaştığını sorgulamaya başlamıştı.

Bir an aklından acaba onu çok mu üzdüm diye geçirmiş lakin sonrasında Jungkook'un gözlerinin içine derince bakıp tebessüm etiğine şahit olunca anlamıştı ki bu tavşan dişleri ile gülümsemesini eksik etmeyen çocuk ona kırgın değildi... Ona kızgında değildi. Ki zaten kırgın veya kızgın olamazdıda..

Taehyung konuşmak için irislerini Jungkook'un sevgi dolu irislerine sabitledi ve konuşmaya başladı
"ne kadar mutlu görünüyorsun kookie... Gören zanneder ki dünyaları sana vermişiz" jungkook duyduğu söz karşısında gülüşünü dahada büyütmüş ve içinden şöyle demişti

'Dünyaları verseler bu kadar mutlu olamazdım Taehyung...'

Aklından geçenler ve ağzından çıkanlar oldukça farklıydı jungkook'un. sadece "öyle" diyebilmiş ve sonrasında başını öne eğerek kızaran yanaklarını gizlemeye çalışmıştı ama akranı olduğu halde kendisinden daha olgun olan çocuk onun yanaklarını çoktan görmüştü bile...

O sırada kıkırtılarını duyan jungkook'da kıkırdamış ve bakışlarını tekrardan o derin bakışlara çıkarmıştı

Gözleri çok sevdiği bu adamın gözleriyle buluştuğunda kalp atışlarının hızlanmasına engel olamamıştı. Bir süre sonra uzunca bir süredir nefes almadığını fark edince içli bir şekilde solumuştu sevdiği adamın kokusu karışmış olan havayı..

O güzel kokunun Taehyung'un gerçek kokusu olduğu gerçeği onu ilk başta şaşırtmıştı... Çünkü bu adam tanıyıp bildiği çiçeklerden bile güzel kokuyordu... O anda düşünmeden edemedi

'acaba Taehyung benim kokum hakkında ne düşünüyor'

Aslında cevap basitti. Ne mi düşünüyordu bu genç adam Jungkook'un kokusu hakkında?

Evrende bu kadar güzel kokan bir insan daha görmemişti olgun olan çocuk

Taehyung hafifçe araladığı dudakları ile konuştu "hadi jeongguk.. Artık uyumaya hazır olalım. Ben dişlerimi fırçalıyıp geliyorum... Sende şu üstündeki ince tişört yerine daha kalın bir şey giy... Üşütürsün" jungkook ona jeongguk denilmesinden hoşlanmazdı..

Çünkü babası ona öyle seslendirdi...

Ancak Jungkook hiç rahatsız olmamıştı. Üstüne mutluluğu ikiye katlanmıştı...

Yavaşça başını onaylar bir biçimde aşağı yukarı salladı.

Taehyung aldığı bu yanıt ile ufak bir tebessüm yerleştirmişti o kusursuz yüzüne...

Sonrasında ise banyoya doğru ilerlemişti. Jungkook ise o odadan çıktıktan sonra hızla dolabından kıyafetlerini bulma çabalarına girişmişti. Heycanı daha üstün geldiğinde yavaşlamış ve o kalın sweeti  minik ve beyaz eleriyle kavrayıp dolaptan çıkarmıştı. Üstündeki tişörtün eteklerinden tutup hızla teninden sıyırmış ardından bir çırpıda soğuk zemin ile buluşmasını sağlamıştı... Tabi odaya bir anda dalan Taehyung'u dahil etmeseydik herşey dahada güzel olucaktı.

Şimdi utancından yanakları kıpkırmızı kesilmiş ve ellerini çıplak tenine sarmalayarak kendisini gizlemeye çalışmıştı

Kendini gizlemeye çalışmıştı..

Taehyung girdiği gibi hızla geri çıkmış ve tavşan gülüşlü çocuğun daha da utanmasını engellemeye çalışmıştı. Kendiside biliyordu ki pek başarılı olamamıştı...

...

Olayın üzerinden zaman geçmesine rağmen hala utanıyordu tavşan suratlı çocuk... Üstelik birbirleriyle aynı yataktalardı ve tavşan suratlı çocuğun kafası olgun olanın göğsünün üstünde duruyordu. Kollarını ise sarmıştı ince belli olan olgun çocuğa..

Konuşmaya başlayan tavşan çocuğu pür dikkat dinliyordu olgun olan çocuk "üzgünüm Taehyung. Birden girdiğin zaman irkildim" tavşan suratlı biricik bebeğine kıkırdıyarak yanıt vermeye başlamıştı Taehyung
"asıl ben özür dilerim... Aptal gibi diş macunumu odada unutunca geri dönmek zorunda kaldım."

Jungkook hızla önemli olmadığını teyit ettmiş ve ardından olgun olana balım diyerek hitap etmişti...

Taehyung gerçektende onun balıydı..

Şimdi ise dünyanın gerçekliğinden sıyrılmış ve birbirlerinin huzur dolu kokularını içlerine derince çekmişlerdi.

Huzur dolu anlar yaşayan iki aşık adam.. Biri olgun..ötekisi ise daha bebeksi...

Böyle daha iyi yazıyorummm ohaaa. Şaşırdınız mı?

Bence diğer bölümleri değiştirdiğim zaman tekrar okuyun çünkü anlatımı değişince daha farklı oluyor ama tabi konular hep aynı

Yb atmadan tüm bölümleri değiştirmiş olurum sizi seviyorum










𝓙𝓾𝓼𝓽 𝓜𝓮 𝓐𝓷𝓭 𝓨𝓸𝓾    ㄒ卂乇ҜㄖㄖҜWhere stories live. Discover now