30

1.8K 129 106
                                    

"Bok gibi kokuyor."

"İki dakika rahat dur Umut ya."

Emir eldiven takılı olan ellerini Umut'un saçlarında gezdirmeye devam ederken bıkmış ifadesine somurtarak baktı. Ondan boyayacağına dair birkaç ay önce söz aldığı için zorla da olsa onu markete yollamış ve boya aldırmıştı. Umut her ne kadar mızmızlansa da bir şekilde ikna etmişti. Onu sarı saçlarla görmek için anlayamadığı bir arzu taşıyordu içinde. Aynı çizdiği ve mahvolan resmindeki gibi görmek istiyordu. O günün aklına gelmesiyle üzüntüyle yüreği daralırken başını iki yana sallayıp kafasından atmaya çalışarak odağını yeniden sevgilisine verdi.

"Nasıl katlanıyorsun bu kokuya şu an, nefes almıyor musun?"

Umut olduğu yerde kıpırdanıp boya girmesin diye kapattığı gözleriyle laf yetiştirmeye devam ederken Emir artık bitmiş olan boyaya daldırdığı fırçayı son kez saçlarına sürdü.

"Alışkınım ben, çok boyadım kendi saçımı."

Umut banyonun lavabosunda oturan sevgilisinin çıplak bacaklarına ellerini koyarak okşamaya başladı. Saçlarında gezinen elleri masaj gibi geliyor, burnuna dolan boyanın kötü kokusu ise mayışmasını engelliyordu.

"Ne renkti saçların?"

Emir elindeki eldivenleri çıkarıp çöp kovasına yollarken Umut'un telefonundan ne zaman yıkayacaklarını hesaplamak için saate baktı. Kendi telefonunu İstanbul'a geldiğinden beri hiç açmamıştı. Umut çok ısrar etse de kimseyle konuşmak istemiyordu. Çünkü biliyordu ki şu an kimle konuşursa konuşsun ona geride bıraktığı şeyleri hatırlatacaktı. Emir ise sadece mutlu olmak istiyordu. Ve sevgilisinin saçlarını boyarken çok mutluydu.

"Maviydi. Gözünü açabilirsin aşkım."

Umut gözlerini açtığında kocaman gülümsedi ona. Saçları bu haldeyken çok tatlı görünüyordu. Fakat tatlılığına tamamen zıt bir şekilde elleri asla rahat durmuyordu. Evde rahat etsin diye kendisine vermiş olduğu dizinin birkaç karış üstündeki şortun içinden ellerini soktu.

"Eminim maviyken çok seksisindir."

Emir yaramaz bakışlar atıp bacaklarını okşayan sevgilisinin ellerinin üzerine ellerini koydu.

"Rahat dursana Umut, heryerimiz boya olacak şimdi."

Umut onu dinlemeyerek dudaklarını dudaklarına bastırıp yavaşça öpmeye başladı sevgilisini. Pürüzsüz bacaklarını sakince okşuyor, dolgun dudaklarını dişleriyle ezerek korkunç bir yavaşlıkla emiyordu. Emir'in, öpülmesiyle birlikte aklı başından giderken farkında olmadan Umut'un ellerindeki tutuşunu yumuşattı. Umut ellerini gevşetmesini fırsat bilerek ellerini biraz daha içeri sokarak kalçasının iki yanından tutup oturduğu yerde kendisine doğru çekti onu.

Emir yaşadığı heyecanla dudaklarına doğru inlediğinde inlemesi Umut'unkine karıştı. Umut'un ellerinin teninin üzerindeki şehvetli dokunuşlarını hissetmek kalbini deli gibi çarptırırken kollarını çıplak sırtına sardı. Saçlarına dokunmamaya çalışarak ensesini okşadı. Umut ellerini bulundukları yerden çıkarıp beline sardığında alt dudağını çekiştirerek nefeslenmek adına dudaklarından ayrıldı. İki saniye içinde yeniden dudakları buluştuğunda Emir mutluluktan bayılacak gibi hissediyordu kendini. Bu hayattaki en büyük dileği Umut'tu. Hep ona kavuşamadan öleceğini düşünmüştü. Ama şans bir kez de olsa yüzüne gülmüştü işte. Onun kolları arasındaydı şimdi.

Umut kendisini ona bastırıp dilini ağzından içeri gönderdiğinde bir süreliğine heyecandan nefesi kesildi. Sıcak teni kendi tenine değiyor, alev alev yanıyordu. Şehvet tüm bedenini ele geçirdiği sırada başına saplanan sancıyla dudakları Umut'un dudaklarının arasındayken öylece kalakaldı. Umut durmasıyla dudaklarından ayrılırken gözlerini açmadan alnını sevgilisinin omzuna yasladı.

UMUT [bxb]Where stories live. Discover now