32

1.7K 119 170
                                    

Bölüm şarkısı;
Bruno Mars- It will rain

İyi okumalar💛

Umut elindeki saç kurutma makinesini fişe takarken sesini çıkarmadan yatakta oturan sevgilisine baktı göz ucuyla. Üstünde kendisine ait olan bol bir mavi kazak vardı. Üzerine büyük geldiğinden uzun kolları sadece parmaklarını açıkta bırakıyordu. Altına henüz bir şey giymediği için bembeyaz bacakları Umut'un manzarasını süslerken bakışlarını bacaklarından çekip yanından tamamen soyutlanmış halde duran, parmağıyla tırnağının kenarındaki etleri yolmaya çalışan sevgilisinin eline vurdu hafifçe.

"Yapma."

Emir kendisine gelip yüzüne baktığında önünü kapatan saçlarından akan sular çarşafa ıslatmaya devam etti. Umut daha fazla ıslanmasın diye hızlıca makineyi çalıştırırken öylece kendisini seyrediyor olması garip gelse de bir şey demeden kurutmaya devam etti. İşi bittiğinde makineyi fişten çekerek ayağa kalktı. Neden böyle durduğunu bilmiyordu, belki de yağmurda ıslandığı için hasta olmuştu. Ya da yarın döneceği için üzülüyordu. Dönmesini istemiyordu. Dönerse sanki onu kaybedecekmiş gibi sağlıksız bir hisle içi kavrulurken kendini dizginlemeye çalışarak dolabın kapağını açtı.

İçinden öylesine gri bir eşofman çıkarırken "Bunu giyer misin güzelim?" diyerek Emir'e gösterdi. Emir kafasını iki yana sallayıp ayağa kalktığında bakışları yeniden çıplak bacaklarına kaydı. Kollarını beline dolayıp bakışlarını suratına çıkardığında elindeki eşofmanı aldığı yere bırakarak o da sevgilisine sarıldı.

"Hiçbir şey giymek istemiyorum."

Kollarını boynuna sarıp boynunu küçük küçük öpmeye başladığında beklemediği hareketiyle vücudu zevkle titredi. Kazağın altından ellerini geçirerek ince belini iki yanından tuttu. Az önce durgun bir şekilde otururken şimdi kendisini öpmesine anlam veremiyordu.

"Napıyorsun Emir?"

Emir'in öpücükleri boynundan köprücük kemiğine doğru indiğinde gözlerini kapattı. Çoktan pelteleşmiş zihniyle kendisini öpmesine izin verirken ellerini kalçasına indirip okşamaya başladı. Emir parmak uçlarında yüzünün hizasına geldiğinde gözlerini açarak sevgilisine baktı. Kahvelerinde hem cesur bir erkeğin hem de kaçıp saklanmak isteyen bir oğlan çocuğunun görüntüsünü seçebiliyordu.

"Seviş benimle Umut."

Hazırlıksız yakalandığı cümlesi birkaç saniyeliğine şoka girmesini sağlarken, elini yanağına sarıp öpmeye başlamasıyla ona uyum sağlayarak dudaklarına karşılık verdi. Bir yandan sakince öpüşüp bir yandan geriye doğru yavaş yavaş adımlıyorlardı. Umut neden aniden böyle davrandığını anlayamazken belinden sıkıca tuttu sevgilisini. Emir'in bacakları yatağa çarptığında üstüne eğilerek onu sakince yatağa yatırdı. Bacağının iç kısmını okşayıp oraya bir öpücük kondurduktan sonra hafif yana doğru açarak bacaklarının arasına girdi. Yeniden yüzüne doğru eğilip gözlerinin içine baktı, gerçekten isteyip istemediğini anlamaya çalışıyordu. Hareketleri öyle tutarsızdı ki Umut yanlış bir şey yapmaktan korkuyordu. Emir durmasının sebebini anladığında kendinden emin bir ifadeyle yüzüne bakıp kollarını yeniden boynuna sardı.

"Sadece sana ait olmak istiyorum. Ruhumu benden al, kendi ruhuna kat."

Umut kurduğu cümleler ile afallarken sevgilisi hafif dolu olduğu için parlayan gözleriyle gülümseyerek şefkatle saçlarını okşadı.

"Her zerremle senin olayım Umut. Bu gece bedenimi benden al, kendi canına kat."

Umut ağzından çıkanlarla yüreğine bıçak yemiş gibi hissederken ne demek istediğini algılayamayacak kadar karışık hissediyordu kendini. Bedeni, kalbi onu deli gibi arzuluyordu ama içindeki bir nokta cayır cayır yanıyordu. Hiçbir şey düşünemiyordu. Bu yüzden içindeki yangını sevdiğinin dudaklarında söndürmeyi seçti.

UMUT [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin