14. bölüm

28 7 2
                                    

Suna'dan

Ayaz'ın beni, bizi bırakma ihtimali beni öldürüyordu. Neredeyse iki yıldır seviyordum onu. Saçının ön tutamındaki beyazlığı bile seviyordum. Gülünce kısılan o kahverengi gözlerini seviyordum.

Ben Ayaz'ın her zerresini seviyordum. Hayır Ayaz'a aşık değildim. Aşk ve sevgi çok farklı şeylerdir bana kalırsa.

Aşkta nefret ve hüzün vardır ama sevgide sadece merhamet ve neşe vardır. Affetmek vardır sevgide aşkta ise kin vardır.

Sevgi masum bir gül iken, aşk zehirli zakkum idi.

Ben Ayaz'a karşı sadece saf sevgi besliyorum. O benim kalbimdeki en nadide çiçek idi.

Ayaz sonunda yoğun bakımdan çıkmış normal odaya alınmıştı. Yanında şu an annesi ve bir kaç kişi daha vardı. Aslında hepsi de girmem için ısrar etmişti ama ben Ayaz'ın karşısına çıkmaya kendimi hazır hissetmiyordum.

Hastane odasının kapısı açıldığında bakışlarım oraya gitmişti. Melek teyzeydi bu gelen.

Melek teyze geldi ve yanıma oturdu. İkimizde sessiz kalmıştık bir süre. Yaklaşık iki üç dakika sonra Melek teyze konuşmaya başladı.

"İçeri neden gelmedin kızım?"

"Ayaz'ı görmeye hazır hissetmiyorum Melek teyze. Karşısına çıkmaya korkuyorum."

Melek teyze elimin üstüne elini koydu. Ve duymayı asla beklemediğim o cümleyi söyledi.

"Ayaz seni görmek istiyor kızım."

Neden gözlerim dolmuştu birdenbire?  Sessizce başımı salladım. Melek teyze ne demek istediğimi anlamış olacak ki benden önce ayaklandı ve elini uzattı.

Ona gülümsedim ardından da elini tutarak ayağa kalktım. Odasının kapısını açtığında kalbim can çekişen bir serçe gibi çırpınıyor, neredeyse göğüs kafesimi kırıp dışarı çıkacak bir biçimde atıyordu.

İçeri girdiğimizde Melek teyze beni sırtımdan hafifçe ittirdi. Ayaz'ın yorgun bir şekilde bana bakan gözlerinin altında hangi duygular yatıyor anlayamıyordum.

Odada gerici bir sessizlik oluşmuştu. Bu gergin sessizliği bozan şey Ayaz'ın konuşması olmuştu.

"Bizi biraz Suna ile yalnız bırakır mısınız?" Sesi boğuk ve yorgun çıkmıştı.

Tek tek herkes odadan çıktığında Ayaz ile baş başa kalmıştık.

Sedyenin yanında duran tabureye oturduğumda yere bakıyordum.

"İlk karşılaşmamızı böyle hayal etmemiştim." Ayaz'ın konuşması ile belli belirsiz gülümsemiştim.

"Bende hayal etmemiştim böyle olacağını." Konuşurken bile bakmamıştım yüzüne.

"Suna konuşurken ya yüzüme bak ya da git ve gelme bir daha."

Bakışlarımı Ayaz'ın yüzüne çevirdim. Yaralı yüzüne rağmen oldukça çekici duruyordu.

"Ben senden gidemem ki Ayaz'ım. Bunu isteme benden."

Elim serum takılı olan eline ulaştığında elini geri çekmemiş tutmama izin vermişti.

Baş parmağım ile elinin üstünü yavaşça okşamaya başladım.

Birleşmiş olan ellerimizin üzerine eğilip ufak bir buse kondurdum. Aradan geçen birkaç saniye sonrasında Ayaz'ın hoş ve erkeksi kıkırtısı kulaklarıma doldu.

Birden elini geri çekti. Anlamayan gözlerle ona baktım.

"Daha önce de demiştim Suna.  Evlenmeden sana dokunamam."

"O zaman ilk anda niye çekmedin?"

"Çekmek istemedim." Diye mırıldandı.

İkimizinde yüzünde aynı ifade yer edindi. Küçük bir tebessüm...

Ama nereden bilebilirdik ki bu mutluluğun geçici olacağını...

X

Selamlar

Nasılsınız?

Uzun bir süredir bölüm atmadığımın farkındayım ama artık eski düzene geri dönüyoruz.

Bölümleri 3 4 günde bir atmaya çalışacağım.

Bölüm hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?

Suna hakkındaki düşünceleriniz neler?

Ayaz hakkındaki düşünceleriniz neler?

Kitapta görmek istediğiniz sahneleri bu paragrafa alayım.

En kısa zamanda görüşmek üzere

İyi günler

Turşuyla kalın

-turşunuz

TURŞU/TEXTİNG Onde histórias criam vida. Descubra agora