13

161 26 6
                                    

Herkese merhaba🦊

DKT'de final olmayacak ama birkaç bölüm sonrası için ciddi bir son ve değişiklik bizi bekliyor.

O bölümlerde görüşmek üzere.

Sırlar açığa çıkacak, gerçekler öğrenilecek, ölümün gerçekliği bize kendini hatırlatacak ve

Dokuzuncu🤍

🌪️🌪️🌪️🌪️🌪️🌪️🌪️

Karşıma bakarak öne uzattığım ellerimin arasından büyülü gözlerimle karşıma bakarken büyülü sözler fısıldadım.

"Desparte la cartes."

Ben kendi kendime uğraşırken o sırada yan tarafımdan bana bakan kişiden bir ses geldi.

"Ne yapıyorsun burada?"

Yastık izi çıkmış yüzü, dağılmış siyah saçları, kısık ve yorgun bakan gözleriyle birlikte altındaki eşofman ve tişörtle tanrı olmaktan bir o kadar uzak sefil bir adam...

"Ne bakıyorsun?"

Net çıkan sesiyle bakışlarım önüme dönerken omuz silktim. Cidden tanrı olamayacak kadar sefalet içindeydi...

Mavilerimi tekrardan aralayarak turuncu gür kipriklerimin arasından karşıma bakarken sinirle dişlerimi sıktım.

O yuno buraya gelecekti!

Sabahtan beri yeniden belirmesi için her şeyi denemiştim ama sonuç kocaman bir hiçti!

Neden sadece bana görünebiliyordu ki!?

Ağlamak istercesine ceketime sardığım kollarımla yere çömelirken bir nefes vererek sinirle dişlerimi gıcırdattım. Tüm cevapları neden ben bulmalıydım!?

"Yüzündeki şu ifadeyi sil. Dehşete düşmüş gibi görünüyorsun."

Reha'dan gelen sesle hafifçe terleyen şakaklarımı hissederken üzerimde olan kısık bakışlarına aldırmadan oturduğum yerde stresle mırıldandım.

"Yok bir şey. Hem sen bu saatte neden uyandın?"

Ona bakmadan oturduğum yerde konuyu değiştirircesine konuşurken bana omuz silkerek omzunu arkasındaki kapıya yasladı.

"Keyfim kaçtı."

Ona bakmazken çömelip kendime sardığım kollarımla birlikte hissettiğim sinir bozukluğuyla bahçeye bakmaya oturduğum yerden devam ettim. Reha'nın, Adal'ın yanında beni Nera'ya karşı neden savunduğunu anlayamamıştım. Reha'nın bunu yapacağını düşünmemiştim ama o ne olursa olsun o gün arkamda durmuştu.

Yeniden düşüncelere dalarken tam odaklandığım sırada sert bir havlama sesi duydum.

"Hav!"

Duyduğum sesle istemsizce kasılırken bahçeye hızla bir bakış attım. Sabahın körü, daha kargalar bokunu yememişti. O hayvan burada yoktu, değil mi?

"Hav hav!"

Bahçenin diğer ucunda gördüğüm bedenle birlikte sikik bir şekilde gerildiğimi hissederken sertçe yutkundum. Ağzından salyalar akarak bana doğru deli gibi koşan dev bir köpek...

Gerçek değildi, değil mi?

"Reha..."

Dudaklarımın arasından yavaşça mırıldanmamla birlikte korkuyla atan kalbimi hissederken ona bakmadan devam ettim.

DKT- Dokuz Kuyruklu TilkiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin