29. bölüm

46 8 0
                                    

Sehun zorla kalkıp hastaneden dışarıya fırladığında Jongin de aynı hızla peşine takılmıştı.

"Sehun dur bekle arabalar var"

~~~~

"Düüüt düüt düüt"

Arabanın çarpmasıyla havalanan genç yere çakılmıştı. Kafasından akan kanlar gerçekti fakat Jongin etrafında kosuşturan kalabalığın ve önünde yatan beyaz bedenin ne olduğu hakkında düşünme yetisini kaybetmişti. Delirdiğini hissediyordu. Çığlık atıyordu ama sesi çıkmıyordu. Ona uzanmak istiyordu. Hızlıca yanına gitti. Doktor olduğunu bile unutmuştu. Ne yapacağı hakkında bir fikri yoktu. Öylece baktı. Dokunmaya korktuğu sevgilisine dokunamıyordu. Sonunda zorlukla sesi çıktığında

"ölme ölme diyorum SANA!"

"SEHUN kahretsin kalk!"

"Daha kalbimi alacaksın!"

"Sehun dön bana Sehun!"

Jongin hâlâ sevdiğine dokunamıyordu. Hızla kalbine vuruyordu. Kan üzerine doğru akıyordu. Her tarafı kan olmuş bedeniyle çığlıklar atıyordu. Delirmiş durumdaydı.

"Bu fazlalığı istemiyorum dedim sana daha almadın bile sevgilim kalk ameliyatın var"

"Lanet olsun kalk diyorum"

"Sehun beni bırakma yaşayamam diyorum sana"

Hastaneden gelen sedye onu Sehun'dan zorla ayırmıştı. Sehun'u ve diğer yaralıları alıp hastaneye götürdüler. Jongin sersem bir halde takip ediyordu sevdiğini

Ameliyathane kapısında çökmüş. Kafası ellerinin arasında ne yapacağını bilmeyen adamın yanına hemşire eğildi.

"efendim hastanız ameliyata alındı. Üstünüz tamamen kan olmuş. Yaranız var mı diye bakalım efendim. Ayağa kalkabilir misiniz"

Jongin eliyle hemşireyi ittirdi.

"Kahretsin ki yine benim hiçbir şeyim yok"

Jongin eline telefonunu aldı. Sehun'u hissetmeye ihtiyacı vardı. Şimdiden o kadar uzak hissediyordu ki nefes nasıl alınır unutmuştu. Sehun ile çekildikleri son fotograflara bakmak istiyordu. Kanlı yüzünün gözlerinin önünden gitmiyordu. Gülen fotoğraflara baktıkça Sehun'un ölmeyi hak etmediğine bir kez daha emin olmuştu. Telefonunda görmediği fotoğraflar başlamıştı ağlamak ile gülmek arasında kaybolmuştu.

1 video kaydı :

"Jongin, benim canım sevgilim! 3 sene önce beni bırakma diye sana yalvardığım için senden tüm kalbimle özür diliyorum. O gün o adama gitmene göz yumsaydım bu dünyadan giderken bu kadar zorluk çekmezdim. Sevdiğim adamın çaresizliğini izlemek zorunda kalmazdım. İlk birkaç ay yaşamak çok zor gelecek sevgilim ama zamanla alışacaksın. Biraz daha zaman geçince özel günlerde hatırlamaya başlayacaksın. Gülüşlerin çoğalacak ve zamanı geldiğinde gülüşlerinin sebebi biri olacak. İnan bana şikayetçi olmayacağım. Benim yüzümden çok acı çektin. Mutlu olduğun için huzurlu olacağım. Birkaç ay içinde unutacağın bu küçük adama böyle
delicesine aşık olmak tanrının acımasızlığıydı. Tercihlerimizin cezasını ikimiz de çekiyoruz sevgilim.

Ah kendimi durdurmak çok zor. Ne dediğim anlaşılıyor değil mi? Ağlamıyorum biliyorsun sadece burası çok soğuk İtalya yani gözlerim yaşarıyor. Hem bütün gece üşüdüm ve o yüzden titriyorum. Gitmek zor gelmiyor yani ölmek gitmek çok basit kaçıyor değil mi? Ölüm kelimesine alıştığımı sanıyordum oysa sadece kendimi kandırıyormuşum. Zor gelen seni bir daha göremeyecek olmak ellerinden tutup kokunu içimde hissetmemek sana dilediğim gibi dokunamamak ölünce seni sevememek çok korkutuyor. Sensiz bilmediğim yerlere gitmekten korkuyorum sevgilim.

Demiştim sana bu laneti sana bulaştırmak istemiyorum diye tüm hücrelerim buna engel oldu. Üzgünüm Jongin beni affet. Seni ölene kadar kendi cehennemime hapsettim. Bir gün tamamen unutsan da benim senin için atan zayıf kalbimi arada bir hatırlasan olur mu? Yani mutlu olmanı istiyorum sakın yanlış anlama sadece senin hatıralarından da silinirsem dünyada geçen 25 yılınım hiçbir önemi kalmaz gibi hissediyorum. Doğum günümde bile olsa beni hatırlasan olmaz mı? Seni çok seviyorum. Seni seviyorum sevgilim"

Video sonu

Jongin izlediği videodan sonra deliye dönmüştü. Ancak bu kadar dayanabilirdi. Ameliyat iyi geçse dahi zayıf kalbi bunu atlatamazdı. O masadan kalkamayacağını biliyordu. Çıldırmış gibi ayağa kalktı.

"onun öldüğünü duyamam hayır. Birazdan öldüğünü söyleyecekler. O ölmeden bu dünyadan yok olmalıyım"

Jongin asansöre binmiş hastanenin en üst kat düğmesine basmıştı. Buradan olabildiğince hızlı yok olması gerekiyordu. Çalan telefonu şu anda umrunda bile değildi. Binanın tepesine geldiğinde. Yavaş ve emin adımlarla yürüyordu. Telefonun hiç susmayan sesi sinir krizine girmesine sebep olmak üzereydi. Kim olduğuna bile bakmadan

"NE İSTİYORSUN?!" diye bağırdı

Chanyeol

"dostum neredesin Sehun'u ameliyat eden profesör her yerde seni aratıyormuş. Ulaşım bilgilerine beni vermen çok iyi olmuş"

"o ölmüş mü?"

please don't leave me - SekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin