Zorunlu Hata ~LY~

İkigai'm ~8. Bölüm~

Deniz'den

"Yaa tamam aramadım ama bu kadar büyütmeyin." diyerek sıkkınlıkla onlara baktım. "Deniz, kaşınma istersen!" direrek yürüyen Tuana'nın ardından, ağzıma bir fermuar çekiyormuş gibi yapmıştım.

"Yaa tamam, bu kadar çok gitmeyin Deniz'in üstüne" diyip beni koruyan Leya'yla birlikte sırıtmış, Çağan'a bakarak kaşlarımı kaldır indir yapıyordum.

"Deniz!!!" diye kaşlarını çattığında, Leya'nın arkasına saklanmıştım. "Göt lalesi yaa" diyerek fısıldamıştı. "Ayıp ayıp, duyuyorum" demiş kafamı biraz daha aşağı indirip saklanmıştım.

"Yaa Deniz bırak beni!" Leya omzunu sallamaya başlamıştı. "Yaa iki dakika saklandırmıyorsunuz, hıhh" diyerek trip atmış önden önden yürümeye başlamıştım. "Sanırsın çocuk" diye lafa dalmıştı Tuana.

...

"Yaa ne yapayım doymadım." diye yüzlerine baktım. "Deniz, sus senin yüzünden biz aç kaldık" diye çıkıştı Tuana. "Üff Deniz sana bir bütün inek getirsek yine doyamazsın." diye seslendeklerinde umursamamış garsona seslenmiştim.

"Buyurun efendim" demesinin ardından "Bana meyve suyu getirin." demiş mutlu mutlu önüme dönmüştüm. "Deniz, seni bir daha yemeğe götürürsem benim adımda Çağan değil." demiş sinirli sinirli etrafa bakıyordu.

Onlara çok takılmadan Leya'ya baktım. Somurtmuş oturuyordu. Eski mutlu Leya nerede?! Yağız'ın geçmişinde kaldı...

Ardından gelen bildirimle telefonumu elime aldım. Gördüğüm isimle birlikte yutkundum.

*****************************************

İkigai'm

İkigi'm: Neden sevgilisini aldatan birinin yanındasın ki? neden...

Maalesef, bunu anlamak istesen de anlayamazsın Hilal.

İkigai'm: Nasıl anlayamam?! Anlat ki anlayayım o zaman!!

Hilal gerçekten anlatamam...

İkigai'm: Madem anlatamazsın, o zaman bir daha bana Hilal deme. Artık herkese olduğum gibi sana da Ülkü'yüm... Başarılar Deniz.

*****************************************
Yazdıktan sonra çevrimdışı olmuştu. Derin bir iç çektim ve telefonu kenara koydum. Numaramı hala silmemişti. Büyük ihtimalle sözlerini de tutmuştu, benim yaptığım gibi... Keşke her şeyi anlatıp yanında olabilseydim. Şuan ağladığını tahmin etmemek imkansızdı.

"Niye bir anda sessizleştiniz yaa" diyen Tuana'yı bakmış. "Meyve suyum gelmedi ya ona takıldı kafam" demiştim. "Aha iyi meyve suyu lafının üstüne içilirmiş" demiş gelen meyve suyumu işaret etmişti.

Deniz'in Hilal'inden

Aldığım cevap ardından telefonu fırlatmıştım. Neyi anlatamıyordu. Haklı olamazdı. Leya bunca yıl yoktu. Deniz onunla hala iletişimdeyken bana yazmamış mıydı?!

Ayağa kalktım, dolabımı açtım ve içindeki kilitli kutuyu çıkarttım. Belki yanılıyorumdur, belki haklıyımdır. İki yıldır ara ara kapıma bırakılan günlükler, çiçekler, kitaplar, mektuplar duruyordu önümde. Deniz'den olduğunu düşündüm hep. Açmaya cesaret edemedim. Mektupları okumasam bile hep onlara baktım onu özlediğimde...