3. YALANIN İKİ YÜZÜ

41.6K 1.5K 784
                                    


| Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın Ateşin külleri. |

Şimdiden keyifli okumalar.

3. Bölüm YALANIN İKİ YÜZÜ

Irmak odasına girerek hemen yatağa attı kendini. Of çekti derin bir solukla. Sıkıca kapadı gözlerini. Ve o odanın kapısı yine açıldı. En nefret ettiği zaman dilimi sabahtı, sabah hep babası onu spor yapması için zorluyordu çünkü.

Irmak kendi kendine söylenmeye başladı. Ne gerek var ki spora? Hayır yani kendisi yapsın. Spor yapmayı sevse bile sabah sabah hiç çekilmezdi. Uykusu vardı çünkü. Yataktan çıkmak istemiyordu.

Tarık kızının baş ucuna giderek elleri göğüsünde birleştirip bir süre çarşafın içine saklanan kızını izledi. Kıyamıyordu ona, ama yapması gerekiyordu. Irmak'ın kafasını kaldırmasını bekledi. Her zaman ki gibi. Çünkü kaldıracağını adı gibi biliyordu. Hep ayı şekilde. Irmak'ta hep bilmesine rağmen kaldırıyordu.

Düşündüğü gibi de oldu. Irmak tek gözünü açtı, ardından ikisinide açarak kafasını kaldırdı ve arkasına baktığında; ellerini göğsünde birleştirmiş olan babasını gördü. Sesli bir of çekti. Yine o tatlı ve sevimli rollerine giriş yaptı ve babasına sevimlice gülümsedi, babasını ikna etmek için.

"Ya baba bugünlük yapmayalım, ya da yarın yapalım." diye mızmızlandı. Dudaklarını bükmüştü. Babasına yalvarır gözlerle bakıyordu.

Daha dokuz yaşındaydı ve spora başlayalı iki hafta olur olmaz hemen pes etmişti. Bu spor işi ona göre değildi belli. Sağlık için mi yapıyordu babası? Hayır.
Bunları geçti.Dövüşmeyi bile öğretmeye başlamıştı Tarık, dün kızına. Hiçbir şey için geç olmasını istemiyordu.

"Kalk Irmak." dedi genç adam kafasını iki yana sallayıp. Yapmacık bir kızgınlık yerleştirmişti sesine.

Irmak hiç istemiyordu şu an spor yapmak, ödev yapardı, annesine yardım ederdi ama spor yapmazdı.
İki haftada bıkmıştı resmen. Derin bir of çekti yine.

"Ya ama baba, çok yoruluyorum." dedi yataktan salına salına inerken. O kadar yavaş iniyordu ki, bu sefer of çeken Tarık'tı.

Irmak indiğindeTarık eğilerek kızının saçlarını kokladı. Derin bir iç çekti. Saçının tepesine bir öpücük kondurdu. Irmak bu anı değerlendirmek için sinsice gülümsedi. Tam kafasını kaldırmıştı ki Tarık engelledi konuşmasını.

"Sakın Irmak, hadi üstünü değiştir ve bahçeye çık."

Bu yaptıkları hepsi kızı içindi. Onu hep kendisi koruyamazdı, kızınında kendisini koruyabilmesi için elinden gelen her şeyi yapıyordu. Yaladığı sürece korurdu ama eğer ona bir şey olursa kızını savunmasız bırakamazdı.

Tarık odadan çıkarak bahçeye indiğinde karısını gördü. Genç kadın simsiyah saçlarını serbest bırakmıştı. Bahçede ki papatyaları suluyordu. Hafif rüzgarın esintisiyle saçları yüzüne geliyor, kadın iki de bir saçlarıyla cebelleşip duruyordu. Adam karısına iç çekerek baktı. Onu gün boyu bıkmadan izleyebilirdi. Karısının yanına gidip saçlarını hafifçe çekti yüzünün önünden ve arkadan sıkıca sarıldı genç kadının beline.

Fulya nazlı nazlı konuştu. "Tarık çiçekleri suluyorum bir rahat durur musun." dedi gülerek. Oysa onunda hoşuna gidiyordu.

ATEŞİN KÜLÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin