9

6.9K 435 12
                                    

"Buradan asla çıkamazsın. Duydun mu beni?"

"Hayır." dedim gülümseyerek. Korkmayacaktım. Telaşlanmayacaktım. Hele onun istediğini yapıp da karamsarlığa asla kapılmayacaktım. "Burası gerçek değil Lâl. Unutma." diye fısıldadım kendi kendime. "Bak, canını bile yakamıyor. Çünkü aslında Adin'in yanındasın. Onun değil. O sadece bir korkak."

"Ben korkak değilim."

"Yalnız bırakmıştın en son beni. Ne oldu da korkudan geri döndün?" diyerek kahkaha attım. "Buradan çıkacağım. Bunun sen de farkındasın. Sonra da seni bulup, böyle yalandan falan değil, gerçekten kapatacağım zindana. Ondan değil mi, bana kendini göstermekten korkman. Korkak seni!" Alay edercesine ona seslendim. Bir yandan da kendimi gaza getiriyordum aynı zamanda.

"Kes sesini!"

"Ne o? Sinirlendin sanki."

"Sana sesini kes dedim."

"Sırf sen istedin diye susacağımı sana düşündüren ne tam olarak?" diye sordum alay edercesine. Sonra da şarkı söylemeye başladım. Biraz daha delirtirsem kendi atardı belki beni burdan. Avuç içlerini yere çevirip gerçek değil diye tekrar etmeye devam ettim kendi kendime.

"Bunların hepsi gerçek. Ve sen buraya tıkılıp kaldın. Kabul etsen iyi olur." Karşıdaki ses kahkaha atmaya başladığında "Sen öyle san." diyen başka bir ses daha duydum. Ve sonra yattığım yerden biri çekip aldı sanki beni.

"Lâl!"

"Oha. Döndüm mü? Çıktım mı ordan?" diye sordum gözlerimi açar açmaz.

"İnanmıyorum. Çıktın. Hem de tek başına." diyerek gülümsedi Dora. "Şaka mı bu?"

"Asıl bu şaka mı?" diye söylendim kanla çevrili etrafımı gördüğümde. Bir tür ayin alanının tam ortasında gibiydim.

"Kurtarmak için uğraşıyorduk. Sonra birden gözlerini açtın. Mucize gibisin." diyerek beni biraz dogrultup sarıldı. "Gerçek bir mucize hem de."

"Biri çekti sanki beni ordan. Çıkmaya çok yakındım. Bunu hissediyordum, ama sanki başka biri daha vardı."

"Bu imkansız. Oraya onun aldığı kişi hariç kimse giremez. Aslına bakarsan çıkan da olmamıştı bu güne kadar."

"Neyse. Bitti." dedi Adin, kaşları çatılı bir biçimde. "Biraz toplarlan da gidelim artık."

Kapıyı sinirle çarpıp giderken, Dora beni kaldırmak için hamle yapmıştı.

"Çok sinirli."

"İnan onu görebiliyorum." dedim, gözlerimi birkaç kez kırpıp, ayağa kalkmak için kendimi zorlarken.

"Oradan daha önce çıkan olmadı. Ve bunu bilmek bizi çok korkuttu."

"Onun adına da açıklama yapmasan mı artık?"

Kolunu omzuma atıp yürümem için bana destek olurken "Hayır." dedi. "O benim bu hayattaki tek akrabam. Onu yanlış tanımanı istemiyorum."

"İnan bana, kimin onu nasıl tanımladığı senin kadar umurunda değildir."

Güldü. "İşte." dedi. "Onu henüz hiç tanımıyorsun."

《FİNAL》Kehribar Lisesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin