4- Göl

3.1K 208 243
                                    

Hoş geldinizzzz, keyifli okumalar bebişlerimmm💖

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Sabah kahvaltıyı yapmış bizimkilerle yemekhanede laflıyorduk.

"Doğan?"

"Efendim Kürşat?"

"Bugün çıkıp biraz dolaşsak mı? Şu senin bahsettiğin göl vardı ya, oraya gidelim mi? Değişiklik olur hem."

Dağın köye uzak kalan yamacında bir tane göl vardı. Etrafı ağaçlarla çevrili, çok güzeldi. Bir ara bahsetmiştim bizimkilere. Sürekli dolaşa dolaşa öğrenmiştim köyün her yerini.

"Gidelim gidelim. Hadi kalkın hazırlanın beyler. Sizi şu göle götüreyim."

Bir süre o gideceğim o gitmeyeceğim diye karar vermeye çalıştılar en sonunda biraz dinlenmek istedikleri için hepsi gelmek istememişti. Ali, Kürşat, Serkan ve ben gidiyorduk sadece. Arabaya bindik ve yola çıktık. Göle yakın olacak bir yerde arabayı durdurdum.

"Beyler, araba gölün oraya kadar gitmiyor. Ağaçlar var. Burdan sonrasını yürüyerek gideceğiz."

Arabadan inip ağaçların arasına doğru ilerledik.

"Doğan, niye bizi tenha tenha yerlerden götürüyorsun?"

Kürşat'ın dediğine hepimiz kahkaha attık.

"Korkma Kürşat, çok acımayacak."

Serkan'ın dediğiyle yine hepimiz gülmüştük.

"Serkan, ben sizi yalnız bırakırım bir ara tenhada. Artık sen orda ne yaparsın Kürşat'a bilemem. Pek gelen giden olmuyor bu taraflara, rahat olursunuz."

"Offff çok iyi olur Komutanım. Ben de Kürşat'a bir şeyler göstermeyi planlıyordum."

"Lan! Ne göstereceksin bana tenhalarda!?"

Bir yandan ilerliyor bir yandan da sohbet ediyorduk. Kürşat'ın göt korkusuna güldüm.

"Geçen dedin ya bamya diye, metre getirdim yanımda. Bir ölç bakalım bamya mı değil mi?"

Geçenlerde Kürşat yanlışlıkla silahın kabzasıyla Serkan'ın malum yerine vurmuştu. Serkan can çekişirken Kürşat: "Bamya kadar bir şey zaten, abartma." Demişti.

"Bamyalara özel metre mi çıkmış?"

Bu dediğine Serkan sinirlenirken Ali ile ben gülüyorduk. Değişikler. Bu ikisinin arasındaki cinsel çekim yüz metre öteden fark edilirdi. Hatta bence ikisinin bir ilişkisi vardı ama bizlere söylemiyorlardı. Bir ara bunları temizlik odasında baş başa yakalamıştım ama orada sadece konuşuyorlardı. Bilerek niye orada konuştuklarını sorup sıkıştırmamıştım. Kendileri bir şey diyene kadar sormayacaktım.

"Göstereceğim ben sana bamyayı akşam yemeğinde, bekle."

"Gösterecek bir şey bulursan gösterirsin tabi."

"Ulan!"

Serkan Kürşat'a doğru atılınca Kürşat gülerek koşmaya başladı. Çocuk gibi birbirlerini kovalarken biz çoktan göle gelmiştik.

"Şu ağaçların arkasında göl, birbirinizi kovalamanız bitince gelirsiniz artık."

Biz gölün kıyısına gelirken onlar hâlâ birbirini kovalıyorlardı.

"Komutanım, çok güzelmiş burası."

"Evet, ben de çok seviyorum burayı Ali."

"Neden bu kadar çok bahsettiğiniz belli oldu, bahsedilmeyecek gibi değil."

Kimseye dememiştim ama bu gölün olduğu araziyi bu köye ilk geldiğim yıl satın almıştım. Yakında ev yaptırmaya da başlayacaktım. Eğer şehit olmazsam emekli olduğumda gelip burada yaşayacaktım. Geleceğe dönük kurduğum tek plan bu olabilirdi.

Biz gölün kenarına oturup sohbet ederken Kürşat ve Serkan geldi. Serkan'ın yüzünde keyifli bir gülümseme varken gelip yanımıza oturdu. Kürşat ağır adımlarla geldi Serkan'dan en uzak köşeye oturdu.

"Lan! Yoksa gerçekten gösterdin mi?"

"Kürşat'ın psikolojisi bozulmuş galiba, surat ifadesine bakın."

Kahkaha atarken Serkan bir şey demeden gülüyordu.

"Bamya değilmiş."

Şokla Kürşat'a baktık.

"Oha harbi göstermiş!"

"Ayak üstü birbirinizi götürmediniz inşallah?"

"Ben yeltendim de Kürşat izin vermedi."

"Serkan!"

Kürşat'ın sinirli sesiyle Serkan ağzına görünmez bir fermuar çekti.

"Siz sevgili misiniz?"

Ali'nin sorduğu soru ortaya bomba gibi düştü desem yeridir. Demek ki tek ben böyle düşünmüyormuşum. Kürşat şokla Serkan'a baktı. Ne yapacaklarını şaşırmışlardı. Bu adam niye böyleydi ya? Pat diye sorulur muydu? Anlatmak isteseler zaten anlatırlardı.

"Homofobik değilim, Doğan Komutanım'da değildir bence."

"Değilim tabi ki. Kimseyi ilgilendirmez kimin kimi sevdiği."

"Sevgili değiliz, ben Kürşat'ı seviyorum. Şu an flört gibiyiz. Daha aramızda net bir şey olmadığı için ve de homofobik olma ihtimalinize karşın kimseye bahsetmedik."

Kürşat Serkan'a bakıyordu ama öyle bir bakıyordu ki sanki gözünden kalp fışkırıyordu.

"Serkan yanlış söyledi ben düzelteyim. Sevgiliyiz."

"SEVGİLİ MİYİZ!?"

Serkan'ın şapşal aşık hallerine güldüm. Kürşat'ta gülümseyerek kafa sallayıp onayladı. Serkan sırıtarak Kürşat'a baktı.

"Bana da haber verdiğin için sağ ol sevgilim."

Kürşat kıkırdadı. Evet, aşkın insanı bambaşka bir hâle getirdiğini görmüş olmuştum. Salak gibi sırıtıyorlardı. Onların bu haline ben de gülümsedim.

"Hep mutlu olursunuz umarım, çok yakışıyorsunuz."

"Evet evet, gerçekten aşırı yakışıyorsunuz. Çok sevindim sizin adınıza. Darısı başıma."

Ali'nin darısı başıma derken bana bakmasıyla kaşlarım çatıldı. Noluyor lan?

 Noluyor lan?

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
YeşillenmekWhere stories live. Discover now