sarıl bana

142 15 24
                                    

sonunda hayranları ile olan buluşmaları bitmiş, yoğun bir iş gününün ardından rahat bir nefes almışlardı. 

saat akşam sekizlere dayanmış, hava buz kesiciydi. kızlar sıcak el torbalarını sıkı sıkıya tutar bir şekilde arabalarına doğru ilerliyorlardı.

chaeyoung geniş arabanın arka koltuğuna geçmiş, kapşonlusunun şapkasını takıp iyice koltuğa sinmişti. soğuktu. momo önde cam kenarına geçmiş fotoğraf çekmekle meşguldü. 

chaeyoung, camının önündeki bej rengi perdeyi parmaklarıyla aralayıp dışarıya baktı. simsiyah kıyafetler giymiş menajerler ve onlara yardım eden diğer çalışanlar etrafta bir oyana bir bu yana gidip arabalara eşyaları yerleştiriyorlardı. 

dışarıya bakmayı kesip önünde döndü. hala arabada iki boş yer vardı. normalde diğer üyelerin şimdiye gelmesi gerekiyordu. chaeyoung kaşlarını çattı. neler olduğuna bakmak için yaslandığı yerden doğrulacakken bir anda korkunç tıkırdı sesleri duydu. momo çığlığı basınca chaeyoung daha da korkmuştu, hızlıca önündeki tekli koltuğa geçip gözlerini sonuna kadar açmış momo'ya baktı, o da momo'dan farksız değildi.

sessizlik olmuştu. hala birbirlerine bakıp neler olduğunu anlamaya çalışıyorlardı. 

aniden chaeyoung'un arkasındaki sürgülü araba kapısı gürültülü bir sesle açılınca yine birer çığlık koparmışlardı. chaeyoung yerinden sıçramış, momo'nun üstüne düşmüş kapıya bakıyordu. gelen mina'ydı.

mina, beklemediği bir tepki alınca biraz şaşırmış, sonra gülmeye başlamıştı. chaeyoung kendini aptal gibi hissetmiş, yanakları kızarmaya başlamıştı. hızlıca momo'nun üstünden kalkıp arka koltuğuna geri geçmişti. 

mina da gülerek arka koltukta chaeyoung'un yanındaki yerini almış, şapkasıyla yüzünü kapatıp köşeye sinen sarışına yanaşmıştı. 

mina chaeyoung'u kendine yaklaştırmış, başı omzuna gelecek şekilde sarıp sarmalamıştı. chaeyoung'un şapkasının altında açıkta kalmış burnunun ucundan öptü. sonra sakin ama kısık sesiyle ''n'oldu? neden öyle tepki verdiniz?'' sonlara doğru kıkırdamıştı.

chaeyoung başını kaldırıp mina ile göz göze gelmişti. tam ne olduğunu açıklayacakken bagajdan yine güçlü bir takırtı koptu. 

momo yine kulakları kanatacak şekilde bir çığlık atmış, chaeyoung da hızlıca kollarını mina'ya sarmış sımsıkı sıkıyordu.

onlardan farklı mina, sırıtmaya başlamıştı. o sesin nereden geldiğini biliyordu. biraz sakinleşmelerini bekledikten sonra korkan ikiliye başlarını kaldırıp bagajın camına bakmalarını söyledi. cama bakınca telefonun flaşını alttan yüzüne doğru tutup aldığı zevkten dolayı sırıtan bir adet jihyo görmüşlerdi.

havaya bir 'ah!' haykırışları yükseldi. 

jihyo arabaya binmiş koltuğuna yerleşirken momo'dan sıradışı azarları ve küfürleri hak edermiş gibi dinliyordu.
chaeyoung mina onlara güldüğü için onu ikili koltuğun diğer köşesine yollamıştı. mina pişman olduğunu, bir daha asla gülmeyeceğini söylemesine rahmen dinlenmemiş, sürgün edildiği köşesine çekilmişti. 

araba sakin bir tonda ilerliyor, beyaz gece lambaları yolları süslüyordu. kızlar iki araba halinde yurtlarına gidiyorlardı. 

chaeyoung telefonuna bakmaktan sıkılmış, uzandığı yerden doğrulup diğerlerine bakmıştı. momo başı cama yaslanmış bir şekilde uyuya kalmış, araba her tümsekten geçtiğinde başını vurup uyanıyordu. sonra da başını okşayıp geri uyuyordu. bu rutin yurda gidene kadar sürecek gibiydi.

michaeng softDonde viven las historias. Descúbrelo ahora