2

278 30 192
                                    

İyi ki doğdun mızaf(nilü)fer. Bu bölüm de sana çam sakızı çoban armağanı doğum günü hediyem. Doğum günün kutlu olsun. İyi ki varsın, iyi ki doğmuşsun.🫶🏻 profeysinil

Aras'la dalga geçmeyi, eziklemeyi, hor görmeyi ve örselemeyi lütfen unutmayın. Bir de şarkıyı dinlesenize.🥹

***

Melek

Baş ağrısından oflayarak gözlerimi açtığımda tanıdık bir yüzle karşılaştım. Lavinia? Ne alakaydı ya? Başım da çatlıyordu. Tekrar oflayarak yatakta yan döndüğümde bir garipliğin daha farkına vardım. Burası benim odam değildi ki. Neredeydim ben? Lavinia beni kendi evine mi götürmüştü acaba?

"Başımmm!" diye sızlanarak yatakta doğruldum. Sonra Lavinia'yı dürttüm uyanması için. "Hadi kalk, sabah oldu." Uyanmadı, tekrar dürttüm. "KALK DİYORUM! SABAH OLDU! BAŞIM!"

Lavinia, "N'oluyor ya?" diye mızırdanarak gözlerini araladı.

"Elinin körü oluyor! Neresi burası, size mi getirdin beni? Hakkı Hoca evde mi?" Başımı ellerimin arasına alıp neredeyse ağlayarak son bir serzenişte bulundum. "BAŞIM!!!"

"Şimdi bir kahve yaparız sana açılırsın." dedi Lavinia esnemelerinin arasından. Bir yandan da gözlerini ovuşturuyordu. "Babam yok, abimin evi burası. Abim de yok. Rahat ol yani, annenin de haberi var."

Derin bir nefes aldım, rahatlamıştım sahiden. "Lavabo nerede?" diye sordum bu sefer.

"Hemen yandaki kapı." Kafamı sallamakla yetindim. Keşke sallamasaydım, çok ağrıyordu kopasıca! Lavaboya gitmek için yataktan kalktığımda yalpalar gibi oldum ancak sonra dengemi buldum.

Lavabo kapısını bulduğumda benim uğraşmama gerek kalmadan kapı kendiliğinden açıldı. Ardından içeriden Mert çıktı. "Günaydın!" dedi kocaman sırıtarak. "Ben bu surat ifadesini biliyorum." diye ekledi. "Şu an hiçbir şey algılayamıyorsun değil mi?" Kafamı salladım. "Hıhı."

"Her zamanki halin." dedi sırtımı sıvazlayıp. Ardından ıslık çalarak oturma odasına doğru ilerledi. Yetişkin ve olgun bir birey olduğum için peşinden koşup ağzını burnunu kırmadım. Onun yerine elimi yüzümü yıkadım ve sonrasında oturma odasına geçtim. Lavinia kanepede oturmuş Mert'e laf yetiştiriyordu. Mert'se yerde duran şişme yatağa yayılmıştı, keyfine diyecek yoktu.

"Çok rahatmış bu ya! Abine söylesene linkini atsın ben de alacağım. Ya da boşuna masraf yapmaya gerek yok, kullanmıyorsa bunu ben alayım."

Lavinia geldiğimi fark edince sehpanın üzerinde duran kahveyi işaret etti. "İç hadi, açılırsın."

Teşekkür edip kahveyi aldım ve Lavinia'nın yanına oturdum. Ben kahvemi bitirene kadar ikisi kendi aralarında muhabbet etmeye devam ettiler. Lavinia, "Daha iyi misin?" diye sorduğunda kafamı olumlu anlamda salladım.

"Bu saatte Mert'in ne işi var abinin evinde?"

Mert, "Dün ben de burada kaldım." dediğinde şaşkınlıkla kaşlarımı çattım.

"O nasıl oldu ya? Lavinia'nın abisi bilmediği bir yerde takılmanıza bile izin vermiyor. Nasıl aynı evde kalmanıza müsaade etmiş olabilir ki? Üstelik kendi evinde?"

Tamirci Çırağı / ZüpmelWhere stories live. Discover now