Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Bu özel bölüm aslında çok uzundu ben de o yüzden iki parta bölmek istedim. İkinci partı birkaç gün içerisinde atacağım.
Skapova - Sen Bana Aitsin
İyi okumalar <3
❆
"Bu kız beni delirtecek en sonunda, sonra karşıma geçip keyifle eserini izleyecek."
Annemin abartı seviyesine karşılık gözlerimi devirirken kollarımı birbirine bağlayıp konunun muhattabı ben değilmişim gibi başka yönlere bakmaya başladım. Koltuğun kenarından sarkıttığım bacaklarımı sallarken annem kendi kendine söylenmeye devam ediyordu. Ortak noktada buluşamadığımız sayılı konulardan birinin polemiğindeydik.
"Ne oldu yine?" Bunu soran Azra'nın annesi Sevda Teyze'ydi.
"Bir şey olduğu yok," diye cevap verdim. "Annem bazı konuları fazla büyütüyor."
"Düğün istemiyormuş hanımefendi."
Omuz silktim kendi kendime. İstemiyordum ve istemeyecektim işte. Düğünlerden de, düğün masrafına harcanan dünyanın parasından da nefret ediyordum. Tanımadığımız, hayatımızda belki bir kere bile görmediğimiz insanlar gelip birkaç saat eğlensin diye dünyanın masrafını yapmak zorunda değildik.
"Aa," dedi Sevda Teyze. "Düğünsüz olur mu kız? Şöyle telli duvaklı gelin etmeyelim mi seni?"
"Ben gelinlik giymem demiyorum ki, ben düğün istemiyorum diyorum. Sade, aile içerisinde yapılacak bir nikâhta da gelinlik giyerim."
Zaten gelinlik giymeden evlenirsem kahrımdan ölür ölür dirilirdim. Elbette ki Sonerle beraber gelinlik ve damatlıkla fotoğraflarımız olacaktı ancak o fotoğraflar düğün salonu sınırları içerisinde olmayacaktı.
"Olmaz öyle kızım," diyen Sevda Teyzeyle beraber sıkıntıyla nefesimi üfledim. "Güzel bir düğün yapın, hatıra kalsın size de. Maddiyat açısından sıkıntı ediyorsanız biz bile yardım edebiliriz."
Kafamı iki yana salladım. "Sorun maddiyat değil ki," Öyle bir sorun olsa bile ailem seve seve hallederdi. "Sorun boş yere yapılan bir masraf olması. O parayla güzel bir balayı geçirmek varken neden birkaç saatlik organizasyon için harcayalım?"
"Takılacak altınları düşün."
"Takılacak altınlar geldiği gibi tekrar organizasyonu ayarlarken girilen borçları ödemeye gidecek. Kârı falan yok aksine hâlâ zarardasın." Ortamdan kendini soyutlamış bir şekilde bir yandan elindeki tabaktakileri midesini gömen bir yandan da televizyon izleyen Azra'ya baktım. "Azra sen de bana destek çıkar mısın? İki taraftan baskı yapıyorlar bana."
Adını duyan Azra kafasını kaldırıp bana baktı ve ağzı dolu olduğu için kaba bir sesle "Ha?" dedi.
