Güneşimi kaybettim'☀️|Texting

sekiz'

Camiye beraber geçtikten sonra ben kadınlar kısmına geçtim diğerleri ise erkekler kısmına geçti

İlyas ezanı okuduktan sonra namazımızı kılıp camiden çıktık.

Eve doğru giderken ayakkabımın bağcığı açılmıştı kenara geçip bağlarken Efnan ve Buğranın aramızdaki mesafeyi açtığını İlyas'ınsa biraz önümde köşede önüne bakarak beni beklediğini gördüm.

Ben yanına ilerleyince o da hareketlendi biz yan yana daha yokluğumu bile fark etmeyen canım kuzenim ve kardeşim yan yana yürüyordu.

"E ne yapıyorsun nerede çalışıyorsun diye sordu?"

"Bir mimarlık şirketinde çalışıyorum." Diyerek kısa cevap verip kestirip attım sorusunu.

"Güzelmiş, hayallerini gerçekleştirmişsin." Dedi,

"Evet, öyle."

"Nerede okudun, kaç yıldır ilk defa gördüm seni."

"İstanbul."

"Kısa cevaplar vermezsen olmaz mı? Burada seninle konuşmaya çalışıyorum."

"Çalışma o zaman İlyas ben mi zorluyorum seni." Diye çıkışıp hızlı hızlı yürümeye başladım.

Çok mu üstüne gittim diye düşündüm ama hayır bir kez daha ona kapılıp haram dairesine sürüklenemem.

Efnan ve Buğraya yetiştiğimde İlyas da biraz arkamızda kalmıştı.

Efnan arkasını dönüp İlyas'a baktı

"Oğlum hadisene." Dedi.

Eve geldiğimizde Buğra zile bastı ben onu kenara iterek çantamdan anahtarı çıkarıp açtım.

Tam o sıra annem belirli kapının eşiğinde

"Hoş geldiniz çocuklar sofraya geçin." Dedi.

Sofraya oturduğumuzda elinde tencereyle masanın başına geçti.

Kâseyi alıp çorbayı uzattı ben Buğraya verdim o da babama uzattı.

Diğer kâseyi Efnan'a verdi o da babamın yan tarafında oturan İlyas'a verdi.

Böyle tüm kâseler dolunca "Afiyet olsun." Diyerek çorbasını içmeye başladı babam.

Ondan sonra hepimiz çorbaları içtik annem çorbayı içeri götürdü bende tabakları toplayarak peşinden gidip ana yemeği koyup servis ettim.

Ana yemek bitince Buğra'nın en sevdiği kısım yan tatlıya geçmiş olduk.

Buğra hemen tabakları toplayarak kalkıp az önce içerde gördüğüm güllacı servis edip süsleyip sofraya getirdi.

Herkes tatlısını da yiyince hepimiz bir işin ucundan tutup içeri taşıdık sofrayı

Babam gelip biz eşimle hallederiz siz geçin dedikten sonra çay suyu koydu.

Sonra da bulaşıkların kabasını alıp anneme uzattı annemde makineye yerleştirdi.

Bende o sıra çay bardaklarını tepsiye dizip içeri geçtim.

Babamlar içeri girdi "Çayları içtikten sonra hep beraber teravihe İlyas'ın imam olduğu camiye geçelim." Dedi.

Hepimiz onayladıktan sonra Buğra "Oradan da eski ramazanlardaki gibi dondurmaya yemeye gidelim mi?" diye sordu.

Annem "Senin geleceğini kim söyledi Buğra? Sen evde test çözüyorsun ." dedi.

"Ne siz hep beraber giderken beni eve mi bırakacaksınız?" dedi

"Tam olarak öyle olacak."

"Abla bir şey de anneme bende geleyim." diye mızırdandı.

Ben omzumu silkip "Annem ne dediyse o." Diyerek cevapladım.

"Baba bari sen bir şey söyle."

"Kimse bir şey demiyor ve sen dersinin başına geçiyorsun." Dedi Annem

Buğra omzunu düşürerek üzgünce odasına gitti.

Bu haline dayanamayan babam "Hayatım şimdi bizle gelsin zaten aklı bizde olur gelmezse verimli çalışamaz."

"Hem gelince ben çalıştırırım onu. "Diyerek cümlesini tamamladı.

"Tamam, öyle olsun." Dedi.

"Hadi kızım çağır kardeşini gelsin."

Ben odasına girdiğimde önünde matematik kitabın almış hafif eğilerek ağlayan Buğrayı beklemiyordum.

Hemen yanına oturdum ve gözyaşlarını sildim.

"Ablacım ağlama bebeğim." Diyerek yanaklarını öptüm.

"Nasıl ağlamayayım abla ya resmen bensiz eğlenmeye gidiyorsunuz ben ise testlerle boğuşuyorum." Diyerek daha çok ağlamaya başladı.

"Kurban olurum ablam gözyaşına yavrum sil hadi."

"Hem babam annemi ikna etti gelince çalışır." Diye

"Vallahi mi?" diyerek hemen gözyaşını sildi ve gülmeye başladı

"Vallahi ama söz ver gelince çalışacaksın ."

"Söz ablam söz." dedi.

Yıprandığının farkındaydım ama bu kadar beklemiyordum.

İnstagram: eminem_yapmaz1
______________________________

Selam!

Nasılsınız?

Afra?

İlyas?

Buğra üzümlü kekim ve psikolojisi?

Efnan?

Baba bey?

Afra'nın terslemesi?

HAYIRLI RAMAZANLAR

Seviliyorsunuz♡

(Ramazanın sekizinci günü)