Kaybedilmiş Bir Hayat (Alina)

103 70 18
                                    

Alina’yı, bu gece Fericire Kulüp’e getiren son haftalarda yaşadığı yoksulluktan kısa süre de olsa sıyrılmak isteği ve bağımlısı olduğu uyuşturucuya ulaşması için maddi bir getiri sağlayacak zengin bir turist ya da bir gecelik eğlence arayan Romen bir işadamı bulma umuduydu. Fericire her ne kadar turistlere yönelik bir Kulüp olsa da işletmeci George için tek geçerli olan güç olan paraya sahip olan herkes bu Kulübün imkânlarından yararlanabilirdi
George, işlettiği kulüpte çalışacak olanlarla bir ön görüşme yapardı. Bu görüşmeleri mümkün olduğu kadar şahsen yapmak isterdi. Çok nadir olarak yardımcıları onun yerine katılırdı bu görüşmelere. Buraya çalışmak için gelenlere kurallar anlatılır ve kabul etmeleri halinde çalışmalarına izin verilirdi. Fericire'nin müşterileri için üst düzey bir memnuniyet sağlaması her şeyi kabullenen adeta köle gibi davranmak zorunda olan çalışanlarla mümkün olurdu. George işini şansa bırakmaz ve kazanacağı paranın asi bir çalışan yüzünden azalmasına izin vermezdi.
Alina, bu kente ilk geldiğinde sahip olduğu oyunculuk dâhil birçok hayalinden vazgeçeli çok olmuştu. İlk zamanlar hayalleri doğrultusunda görüştüğü yapımcı ve ajans sahibi olan birkaç kişi tarafından maruz kaldığı istismara sessiz kalmamış ve bu sebepten dolayı daha girmeyi başaramadığı gösteri dünyasından dışlanmıştı. Geriye dönebileceği bir yeri olmayan Alina, Bükreş’te hayatın tüm acımasızlığıyla yüzleşmek zorunda kalmıştı. Ülkenin kırsal kesiminde bir kasabada doğmuştu. Yetiştiği kasaba onun hayallerini karşılamaktan uzaktı. Eğer dönme şansı olsaydı yıkılan tüm hayallerini bu kentte bırakıp küçük kasabasına geri dönerdi.
İnsan bir yola çıktığı zaman yol ne kadar kötü olursa olsun ileride düzeleceği umuduyla o yola devam eder. Düştüğü kötü durumdan kurtulmak için geri dönülmez hatalar yapmayı sürdürür. Bir gün gelir ve yaptığı hatalar yüzünden geçmişteki masum haliyle tüm bağlarını koparan insan, içinde bulunduğu durumu kabullenir. Bu kabullenme ile yapılan hatalar en baştaki kadar kötü görünmez. Alina'da bu alışkanlık duygusuyla ruhsuzca yaşamaya devam ediyordu.
Uğradığı istismarlara direnmenin işe yaramadığını görmüş ve bu kirli dünyanın kurallarına uymaya karar vermişti.  Başlangıç olarak bu gece Fericire’ye gelmeye karar vermişti. Bu mekânın ününü duyduğu manken ve oyuncu arkadaşlarından aldığı tavsiyelerle alımlı bir şekilde giyinmiş ve bu gecenin sonunda kısa bir süre yetecek olan paraya kavuşacağına inandırılmıştı. Son on beş dakikadır kendisini izlediğini fark ettiği sarışın adam aradığı maddi destekçisi olabilirdi.
Uzun sayılamayacak boyda ki iyi giyimli bu adam muhtemelen turistti. Sarı saçları özenle kesilmiş, mavi gözlü bu adam ona hayranlık duyduğunu belli eden bakışlar fırlatıyordu. Fericire’nin kuralına uygun olarak kadehini kaldıran adamın çağrısına uyup ona doğru yürümeye başladı. Alina, bu gece tüm çekingenliğini bir kenara bırakmıştı. Olabildiğince cüretkar bir tavırla adamın elini sıktı. Adamın gözlerine bakınca içinde garip bir ürperti oluşmuştu. Kendisi seçen kişiye itiraz hakkı olmadığını biliyordu. Bu yüzden ilk an da hissettiği ürperti duygusunu zihninin arka planına attı.
Tanışma faslı sona ermiş Alina ikram edilen alkole hiç hayır demiyordu. İçinde bulunduğu gergin halinden alkol sayesinde kurtulmaya çalıştığı belliydi. Jan, ise alkol almıyor ve alkolsüz kokteylin yudumluyordu. Alina, ilk defa Fericire'ye gelmiş ve burayı sevmemişti. Buradan çıkışta gecenin devam edeceğini ve müşterisini memnun etmesi gerektiğini biliyordu. Hiç istemediği halde buna mecburdu. Alkol gecenin devamında yaşanacaklar için Alina'ya rahatlık hissi veriyordu.
Jan, kesinlikle aradığı kişinin az önce tanıştığı bu genç kadın olduğuna karar vermişti. Onun içinde ilklerle dolu olacak bu gece konusunda içten içe bir heyecan yaşıyordu. Bu gece kendi elleriyle ilk cinayetini işlemeyi kafasına koymuştu. Bu kararından dönmesi mümkün değildi. Kutsal amacına sadık olmasaydı bu güzel kadınla eğlence dolu bir gece geçirebilirdi. Aklına gelen bu düşüncelerden dolayı rahatsızlık hissetti ve hızlıca bu düşüncelerden uzaklaştı. Hiçbir zevk aklındaki vahşetten daha büyük haz veremezdi.
Alina, ortada içki tepsileriyle dolaşan garsonları hiç boş geçmiyordu. Hızlıca içmesi onu savunmasız hale getiriyordu. Jan, bu durumdan memnundu. Her ne kadar kurbanını savunmasız bırakacak uyuşturucuları hazırlamış olsa da öncesinde tüketilen alkolde işini kolaylaştıracaktı. Alina, alkolün etkisiyle kahkahalar atıyor ve adamın ilk tanıştıklarında kendisine verdiği ürpertiden uzaklaşmış görünüyordu.
Jan, sürekli kahkahalar eşliğinde bir şeyler anlatan kadını dinliyor gibi yapıyordu. Aklı az sonra gidecekleri evinde yaşayacaklarıydı. Tüm hazırlıkları tamamlamıştı. Annesine çok benzeyen bu kadına uygulayacağı vahşet acı verici olacaktı. Jan, için bu olayın yaşanması bir mecburiyetti. Çocukluğunda yaşanan acı olay bir gün bile gözünün önünden gitmiyordu. Sonunda hayallerine kavuşacak yirmi yıl önceye dönecekti.
Alina, gözüne ilişen aynada kendisini gördü. Bir an da kahkahaları kesildi. Aynada gördüğü yüzünü tanımıyor gibiydi. Küçük kasabasında kalabalık ailesiyle yaşayan kızdan geriye hiçbir şey kalmamıştı. Aynaya yansıyan silueti bir yabancıyı andırıyordu. Büyük hayaller kurmuş en az hayalleri kadar büyük kaybetmişti. Sahip olduğu tüm değerleri bir bir yok olmuştu. İnancı yıkılmış içinde bulunduğu dünyanın acımasızlığına artık şaşırmıyordu.
Alina, Bükreş'e geldiğinde ilk iş olarak ünlü bir ajansa görüşme için gitmişti. Telefonla randevu aldığı için görüşme odasına girmek için çok beklememişti. Karşısında duran ajans yöneticisine çok bakmamaya çalışarak kendisine verilen metni okuyordu. Heyecanlıydı ve gözünü elindeki kağıttan ayırırsa hata yapacağına inanıyordu. Metni okumaya devam ederken bir anda irkildi. Kalçalarında bir el geziniyordu. Aniden metni okumayı bıraktı ve kalçasında gezen elin sahibine doğru dönüp bir tokat attı.
Bu tokat hak edilmiş bir tokattı. Ajans yöneticisi onu kovarcasına odadan çıkardı. Yönetici bunu yapmasa da uğradığı tacizden sonra yalvarsalar bu ajansta bir dakika durmazdı. Bu olayın yarattığı şokla hızlıca evine gitti. Bükreş'e gelmeden bir arkadaşı sayesinde kiralamıştı bu evi. Ev arkadaşı da onun kurduğu hayallere benzer amaçlara ulaşmak için başka bir şehirden gelmişti. Alina'nın yaşadığı taciz olayı onunda başına gelmiş ama o bu tacize direnmemişti. Bu sayede ufak çaplı modellik işleri ayarlayabiliyor bedelini en ağır şekilde ödüyordu.
Zaman hızlıca geçiyor Alina tüm girişimlerinde benzer tutumlarla karşılaşıyordu. Bir süre sonra içinde bulunduğu buhranın etkisiyle ev arkadaşının ona sunduğu uyuşturucu teklifine hayır diyemedi. İçinde bulunduğu çıkmaz onu günden güne daha kötü hale getirdi. Ara sıra bulduğu günlük işler bağımlısı olduğu uyuşturucu için gereken parayı kazanmasına yetmiyordu. Ev arkadaşı en başlardaki kadar anlayışlı davranmıyordu. Onunda kendisi gibi bedel ödemesi gerektiğini düşünüyor ve bunu açıkça ifade etmekten çekinmiyordu.
Ev arkadaşının zorlamasıyla ikna oldu. Bedenini pazarlayacak ve istediği paraya kavuşacaktı. Bu pazarlama için en iyi vitrinin bu kulüp olduğunu öğrenmişti. En az Jan'ın cinayet arzusunun karşı konulamaz olduğuna inandığı kadar bu yapacağı iğrençliğin kaçınılmaz olduğuna inanıyordu. Aynada gördüğü kendisine yabancı gelen yüzünün hatırlattıkları bu hüzünlü düşüncelerden sıyrıldı. Kahkahalarına kaldığı yerden devam etti.
Jan Eiskalt ve Alina geri dönüşü olmayan bir yola girmişlerdi. Gecenin sonunda ne olursa olsun artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Jan'ın  planları gerçekleştiğinde Alina ölecekti. Peki bu vahşi cinayetin sorumlusu Jan yaşayacak mıydı?

Vahşetin Karşı Konulamaz Hazzı Where stories live. Discover now