1- Allah tecavüzlere ve zulümlere neden dur demiyor?

407 30 17
                                    

Ateist sorusu: Dünyada haksızlıklar, zulümler, hatta tecavüzler anbean devam ediyor. Dediğiniz gibi bir yaratıcı olsaydı bu olaylara müdahale etmez miydi? 

Cevap: Öncelikle bu konu bir yaratıcının yokluğuna delil değildir. Ateizme delil olamaz. Niye? Çünkü bu konu yaratıcının iradesiyle alakalı bir meseledir. Yani, "Neden zulme engel olmuyor?" veya "Neden zulme engel oluyor?" Bu bir iradedir. Yani yaratıcının yokluğuna giden bir mesele değildir. Bir kere bunu kabul etmemiz lazım.

Bu şuna benziyor, birisi bir telefondaki bir özelliği beğenmiyor ve diyor ki, "Bunun sanatkarı yoktur. Bunun ustası yoktur." Bu örnekteki gibi de evrene bakıp yaratıcı yoktur demek aynı bu örnekteki gibi mantıksız bir çıkarımdır.

Ateist sorusu: O zaman yaratıcı neden çözüm getirmiyor?

Cevap: Çözüm getirdi. Zaten Kur-an ve sünnetlerle biz bu çözümü görebiliyoruz. Bir kere şunu da kabul edelim. Bu olay insanın iradesiyle alakalı. Suça yönelmesiyle alakalı. Yani Kur-an'ı Kerim insanı zaten yönlendiriyor suç işlememesi ile alakalı. Bir insanı öldürdüğünde, tüm insanları öldürmüş gibi olunacağı örneğiyle mesela bu bilgiyi veriyor. Veya mesela bir insan açlıktan kıvranırken senin zekat kuralına uyman gerekiyor. Eğer bir insan Allah'ın sunduğu çözümleri uygulamıyorsa zaten suçlu insandır. Çünkü Allah zaten çözümü Kur-an ve sünnetle bize sunmuş. Demek ki samimi birisi bunu araştırıyorsa, suçlunun bizzat insan olduğunu görecektir.

Ateist sorusu: İyi de bahsettiğin yaratıcı sonsuz güç ve şefkat sahibi değil mi? O zaman neden müdahale etmiyor ve bu olaya izin veriyor? Haşa güçleri mi sınırlı, yoksa merhameti mi yok?

Cevap: Buradaki temel mesele güç veya merhamet meselesi değil. Aynı zamanda hikmet meselesi de. Zaten Allah'ın şefkatsiz olması mümkün değildir çünkü bize şefkati veren, anne şefkatini bize veren veya bu olaylara şefkat yönüyle acıyarak bakmamızı sağlayan zaten Allah'ın bize şefkati vermesidir. Yani şefkat yansımasını görüp de kaynağı reddetmek mantıklı değil. Zaten doğduğumuz andan beri Allah nice şefkat eserleriyle bize kendini tanıtmıştır.

Mesela bir insan, diğer bir insana bir bardak su verdiğinde burada şefkati görürken; bütün suları, bütün yağmurları insanın hizmetine sunan bir zata nasıl şefkatsiz diyebiliriz?

Ateist: Peki o zaman dünyada yaşanan bunca kötü olayın hikmeti nedir?

Cevap: Şimdi Allah büyük bir hikmet için, büyük bir fayda için insanı ve iradesini yaratmıştır. Ve insanın iradesini yanlışa kullanması da kendi şerridir. Bir şeyin yaratılması şer değildir. Onu yanlışa kullanmak şerdir.

Mesela bir ateş... Ateşin birçok faydası var. Ama bir insan bizzat gelip elini ateşe uzattı diye ateşin varlığı şerdir diyemeyiz. Tıpkı bunun gibi iradenin de birçok faydası var. Zaten insanı insan yapan, iyi ile kötüyü ayırt ettiren, iradenin varlığıdır. İnsan gelip bu iradeyi zulümlerde kullanırsa, gidip birisine tecavüzde kullanırsa bu insanın kendi şerri olur. Yoksa iradenin varlığı ve insanın varlığı şer diyemeyiz. Allah'ın iradeyi ve insanı yaratmasında büyük faydalar olduğu için bunda büyük hikmetler vardır. Ama birkaç insanın yapacağı şer yüzünden de biz buna şer diyemeyiz. Bu insanların kendi kesbidir, kendi şerridir deriz.

Ateist: Verdiğin cevabı tam olarak anlayamadım. Açıklar mısın biraz?

Cevap: Mesela sana şöyle bir örnek vereyim. Bıçağın varlığı ve bıçağın yapılmasının birçok faydası vardır. Ama bir insan gelip bıçağı bir insanı öldürmede kullanırsa, "Birkaç kişi öldürüldü demek ki bıçağın yapılması çok şerdir, bıçağı yapan da çok kötü birisidir," gibi bir çıkarım olmaz.

Demek ki aynı bu örnek gibi de Allah'ın bir şeyleri yaratmasında şerlik yoktur. Ama insanların bunu kötüye kullanmasında şerlik vardır deriz.

Ateist: Tecavüzler, küçücük çocuklara yapılan ağır zulümler... Peki bunlara ne diyeceksin?

Cevap: Az önce örneklerde verdiğim gibi Allah'ın bir şeyi yaratmasında şerlik yoktur. İnsanın bizzat sorumluluğu vardır. Allah'ın mesela şehvet hissini yaratması şer değildir. Mesela bununla beraber birçok hayır ortaya çıkar. İnsanların evlenmesi, aralarındaki mutluluğun sağlanması, insanların çoğalması, akrabaların oluşması gibi birçok fayda vardır. Ama bir insanın gidip de bu hissiyatı tecavüzde kullanması, şerde kullanması, bu insanın kendi sorumluluğundadır ve kendi şerridir, yani irade. Allah'ın bunu yaratması şer değil, birçok fayda var.

Ateist: Evet söylediklerin mantıklı. Peki tecavüze uğrayanların suçu ne?

Cevap: Sonunun iyi ve güzel bittiğini bildiğimiz bir filmin ortasında çekilen sıkıntılarda çok üzülür müyüz? Üzülmeyiz. Niye? Çünkü sonunu biliyoruz. Mesela insan çok sıkıntılı bir rüya gördüğünde senelerce sürmüş gibi hissedip, içerisinde nice acılar çektiği bir rüyayı düşün. Şimdi bu rüyadan uyanınca bir bardak suyla insan bütün bu sıkıntıları unutabiliyor. Sadece bir bardak suyla... Veya tam tersi, bazen insan çok ciddi sıkıntılar çeker normal hayatta ama rüyaya geldiğinde o tüm sıkıntıları unutabilir. Bir rüya ile bile bütün sıkıntıları unutturabilen Allah nasıl olur da cennette ebedi bir mükafatla bu dünya hayatındaki sıkıntıları unutturmasın? Ahireti bilen ve cenneti bilen birisi için bu dünyadaki sıkıntılar elbette çok hafif kalacaktır.

Ateist: Ya iyi anlıyorum ama o olay orada gerçekleşirken Allah dilerse o olayı engelleyemez, müdahale edemez miydi?

Cevap: Tabii ki engelleyebilir ama dedik ya Hakim'i Mutlaktır Allah. Yani her şeyde en faydalıyı ve en mantıklıyı yapması lazım. Ayrıca böyle bir olası müdahale durumunda da imtihan sırrı tamamen ortadan kalkardı. Çünkü bu sefer insan kötülüğe meylettiğinde hepsi engelenmiş olacak. Birisi birisini bıçaklıyor diyelim, bıçak girmiyor. Veya birisi ateş edecek, mermi başka bir yere gidiyor gibi mucizevi bir şekilde bütün suçlar engellenirse bu sefer imtihan sırrı ortadan kalkar. Eğer irade devre dışı bırakılırsa ve bütün suçlar engellenirse kötü ruhlar ve iyi ruhlar aynı seviyeye gelir.

Mesela birisi tecavüzcü, diğeri ise çok iyilik yapan bir insan. Ama irade devre dışı bırakıldığı için bu ruhlar aynı seviyeye denk gelecek. Kömür ruhlu ile elmas ruhlu insanlar ayırt edilmeyecek.

Mesela siz bir tecavüzcüyle aynı seviyede olmak ister miydiniz? İşte sizi bu zalimlerden ayıran, bu imtihanın varlığıdır. Eğer bu imtihan olmasaydı bu sefer herkes denk olurdu. Bu da tamamen hikmetsiz bir iş olurdu. Ve Allah da Hakim-i Mutlak olduğu için böyle bir iş yapmaz.

Ateist: Peki o zaman son bir sorum daha var. Dünya daha güzel bir yer olamaz mıydı? Hiçbir acının olmadığı mesela...

Cevap: Zaten söylediğin şekilde bir yer var. Cennet... Ama bu dünyaya bir cennet muamelesi yapınca bu sefer, "Neden musibetler var? Daha güzel bir yer olamaz mıydı?" gibi sorular gelebiliyor. Halbuki belirttiğimiz yer cennettir. Burası ise cennete gitmede bir eğitim alanıdır. Eğitim alanında da insanların manevi olarak terakki etmeleri için elbette zorluklar gerçekleşecektir. O zaman biz buraya insanların kendini geliştirme yeri olarak bakarsak mesele zaten anlaşılacaktır.

Ateist: Peki bu dediklerinin hepsi mantıklı ama cennet varsa, cennet dediğin yeri bana ispatlayabilir misin?

Cevap: Mimar Sinan'ın yeni bir bina yaptığını düşünelim. On katlı bir bina yapıyor olsun. Şimdi birisi gelip dese ki, "Bu binanın çatısını yapmayacak, öylece bırakıp gidecek." Buna kimse inanmaz. Niye? Çünkü Mimar Sinan'ın ne kadar hikmetli bir zat olduğunu herkes bilir. Bu binayı yapıp da binayı çatısız bırakması mantıklı olmaz. Aynı bu örnekteki gibi de Allah'ın evrende bize gösterdiği binlerce hikmet varken, hiçbir yerde israf yapmıyorken, bu dünyayı da ahiret çatısıyla bağlamaması elbette mantıklı değildir. Mimar Sinan'da, "Bu kadar hikmetli bir zat bu işi yapmaz, çatıyı yapmadan bu işi bırakmaz," dediğimiz gibi, Allah'ın da bunca hikmetlerini gördükten sonra ahiret çatısını yapmayarak, bu zalimleri orada cezalandırmayarak, mazlumları da orada mükafatlandırmayarak, bu dünyayı çatısız bırakması mümkün değildir. Yani dünyanın devamı olan ahiret gelecektir...

Ateist Sorularına CevaplarWhere stories live. Discover now