Ateist Sorularına Cevaplar

6 - Ya Hristiyanlar veya ateistler haklıysa?

Ateist: İlk beş sayfada sorularımızı yanıtladın ama bizde soru bitmez Okan bey! Ya Hristiyanlar ve ateistler haklıysa?

Müslüman: Peki... Yani bu sorunun alternatiflerini de üretebiliriz. Ya Zeus haklıysa, ya da Poseidon vs varsa, ya da Hindular haklıysa diye üretebiliriz. Bir ateist de çıkıp, "Ya İslamiyet haklıysa, yani Müslümanlar haklıysa?" diyebilir. Biz burada felsefi ideolojiler veya isimlerden ziyade, hangisi beşer tarafından ortaya atılamaz, yaratıcı tarafından atılmıştır öyle çıkmıştır ortaya. Bunun delilleri, ispatları var ve bu ispatlar bizi ikna ediyorsa onu kabul ederiz.

Ateist: Peki tamam da ben hâlâ sorumun cevabını alamadım. Bize Hristiyanlığın son ve hak din olmadığını ispat et.

Müslüman: Tek bir tane bölümden bahsedeceğim. Matta İncil'inin 7. babının 15-20. ayetlerinde şöyle geçer: "Sahte peygamberlerden sakının. Onlar size koyun postunda yaklaşırlar. Özünde yırtıcı kurtlardır. İyi ağaç, iyi meyve; kötü ağaç ise kötü meyve verir. Ve böylelikle sahte peygamberleri meyvelerinden tanıyacaksınız." Şimdi eğer İsa (as) son Peygamber veya son kurtarıcı ise, neden bize sahte ve doğru Peygamberleri anlama metodunu öğretiyor? Sadece şunu diyemez miydi? "Benden sonra çıkacak olan herkes yalancı." Ama böyle bir şey söylemek yerine bize bir metod veriyor. Demek ki doğru ve sahte Peygamberler çıkacak, doğrusunu böyle algılarsınız diyor.

Ateist: Peki İncil değiştirildi mi?

Müslüman: Tahrif edildi. Yani değiştirildi.

Ateist: Ama sen az önce hem İncil'den örnek verdin, hem de İncil değiştirildi dedin! Yani o sözün gerçekten Hz. İsa'ya ait olduğunu nereden biliyorsun?

Müslüman: Öncelikle şöyle, Müslümanlar İncil'in tahrif olduğuna inanırken, Hristiyanlar İncil'in tahrif olduğuna inanmazlar. Yani şu an elimizdeki İncil birebir doğrudur derler. Ben de diyorum ki madem elimizdeki İncil doğru, öyle kabul edelim, o zaman ben direkt İncil ayetlerini muhatap alayım. Bakalım İncil bana ne diyor? Doğru dediğiniz, tahrif olmadı dediğiniz kısmı bana ne diyor? Doğru dediği kısımlara ulaştığım zaman beni bir Peygambere yönlendirdiğini ben vurguluyorum.

Yani Hristiyanlığın ikileme düşüşünü gösteriyorum. Onların iddia ettiği gibi Hristiyanlık tahrif olmamış ise, inançlarına göre yeni peygamberden yani Hz. Muhammed'den bahsediliyor. Demek ki son ve hak din Hristiyanlık değil. Ha eğer tahrif olduğunu kabul ederlerse yine hak din olmaktan çıkıyor. Her iki türlü de bakıldığında Hristiyanlık son ve hak din olamıyor. Bu kadar basit.

Ateist: Peki anladık ama neden İslam hak din? Ateistlerin haklı olmadığını ispat et bana.

Müslüman: Bunu uzun uzun konuşabiliriz ama size bir tane örnek vereyim. Bu Kuran-ı Kerim'i bir beşer, bir insan yazmış olamaz. Mesela ben sadece bir tane ayetten bahsedicem zamanınızı çalmamak için. Hadid Suresi, 25. Ayet. "Biz demiri indirdik ve şüphesiz onda bir çetinlik, bir sertlik ve insanlara faydalar vardır," der bu ayet. Şimdi biliyorsunuz elementlerin oluşabilmesi için çok yüksek sıcaklıklar gerekli. Hatta Big Bang patlaması bile ilk elementin, hidrojen elementinin oluşması için yüksek bir sıcaklıktır. İnceliyorlar ve bakıyorlar ki demir elementini oluşturacak sıcaklık ne güneşte, ne dünyanın magma tabakasında var. Peki demir nasıl oluşuyor diye araştırmaya başlıyorlar. Ve nova, süpernova yıldızları tarafından, o patlamalardan oluşup dünyaya indirildiğini şu an yeni keşfediyoruz. İndirdik kelimesi bunun için. O zamanda bir insanın bu keşfi yapıp bunu kitabında bildirmesiyse imkansızdır. Çünkü o zamanın teknolojisini anlatmama gerek dahi yok malum. Allah diğer şeyler için 'yarattık' ifadesini kullanırken, demire özel olarak 'indirdik' ifadesini işte bu yüzden kullanmış.

Ateist: Ya tamam da sürekli aynı ayeti örnek veriyorsunuz. Yeni bir örneğiniz var mı?

Müslüman: Ya yüzlerce, binlerce mucize var. (Ki bir kısmını 'Kur'anın bilinmeyen mucizeleri' adı altındaki Wattpad kitabımda, yine 150 civarı bilimle onaylanmış ayeti 'Words of God' adlı İngilizce kitabımda yazdım. Dileyen o kitaplarıma da bakabilir.) Ben size sadece bir tane daha söyleyeyim o zaman. İsterseniz tatmin olursunuz, isterseniz tatmin olmazsınız. Zariyat Suresi 47. Ayet şöyle der, "Biz göğü bina ettik ve şüphesiz biz onu genişletmekteyiz." Orada vessema geçer, yani sema gökyüzünün her tarafını kapsar. Ve ayetin Arapçasının son kısmında 'musiun' kelimesi var. Musiun kelimesiyse evsea kelimesinin çoğuludur. Genişletmekteyiz demektir. Şu an artık biz biliyoruz ki evrenimiz stabil, durağan bir evren değil. Anbean genişlemekte. Fakat biz bu bilgiyi günümüz teknolojisiyle henüz yeni keşfetmekteyiz. Isaac Newton bile evrenin durağan, statik bir evren modeli olduğunu söyler ve yanılırken, 1400 yıl sene önce bir kişinin bu gözlemi yapıp yine kitabında bildirmesi elbette imkansızdır. Demek ki kainatı kim yarattıysa, bu kitap da onundur ki bize izah ve ispat ediyor. Ve doğru bir şekilde haber veriyor.

Ateist: Peki ayeti tekrar okur musun? Bir şey söyleyeceğim de.

Müslüman: "Biz göğü bina ettik ve şüphesiz biz onu genişletmekteyiz."

Ateist: Genişletmekteyiz dedin ama. 'Biz' ifadesi var orada. Yani siz bir ilaha inanıyorsunuz. Neden orada çoğul olan biz ifadesi var?

Müslüman: Arapçada 'biz' saltanatı, haşmeti ifade eder. Yani büyüklüğü ifade eder. Hatta ben sana desem ki, "Siz mi bu ekipmanları kurdunuz, Tarık bey?" dediğim zaman, siz dediğimde ben 10 tane, 500 tane Tarık'tan bahsetmiyorum değil mi? Senden bahsediyorum. Ama bir saygı var. Çünkü burada bir ekipman kurmuşsun yani senin en azından bir makamın var. Şimdi Allah'ta biz derken orada saltanatını, büyüklüğünü ve haşmetini ifade ediyor ki Araplar bunu zaten bilir. Hiçbir Arapça bilen insanın, "Neden biz kelimesi geçiyor, kaç tane ilah var," dediğini, bunu müşriklerde bile göremezsiniz. Ama biz sadece meale bakıp işin tefsirine, açıklamasına yönelmediğimizden dolayı, çeviri hatalarından dolayı kafamıza böyle sorular gelebiliyor.

Ateist: Bu bölümde de sorularımızı cevaplamayı başardın Okan. Ama daha bitmedi. Sıkı dur çünkü sıradaki bölümde daha zor sorularla geri döneğiz!

Müslüman: Beklerim...