8

4.9K 330 20
                                    

"Selin fazla zamanım yok sanırım takip ediliyorum."

Dediklerimle kısa bir sessizlikten sonra Selin konuşmaya başladı.

"Ne demek takip ediliyorum?"

Aynadan arkama baktığımda arabanın hâlâ arkamda olduğunu gördüm.

"Okuldan çıkınca bir araba gözüme takıldı. Çıktığımdan beri de peşimde. Saçma bir yola girdim o da peşimden geldi ve sanırım takip edildiğimi bildiğimi anladılar. Şimdi bana hemen nereye gitmem gerektiğini söyle."

Dediklerimden sonra kısa bir sessizlik oldu sonra da klavyenin sesini duydum.

"İlk sağdan dön. Üçüncü sokağa gir. Merak etme ekip yola çıktı. Elinden geldiğince durma silahın yok."

Allah aşkına nasıl durabilirim. Arkama Melek'in olduğu tarafa baktığımda kafasını eğmiş öylece durduğunu gördüm. Sanki anlamıştı ne yaptığımı. Bunu anlamış olması beni üzdü.

"Üçüncü sokağa girdim şimdi ne yapayım?"

Telefondan hâlâ hışırtı geliyordu. Birden bir silah sesi duymamla şaşırdım. Adamlar fazla ciddiydi.

"Ömer iyi misin?"

O görmese de başımı evet anlamında salladım.

"İyiyim kurşun cama geldi. Şimdi nereye gideyim."

"Devam et boş bir fabrika var ileride oraya çek arabayı polisin gelmesine çok az kaldı. Bizim ekip de yolda."

Dediği fabrikayı görünce arabanın hızını arttırdım. Fabrikanın büyük bahçesine girmemle arkama ufak bir bakış attım. Araba gözükmüyordu.

Arabayı hızla fabrikanın arkasına çektim. Duyduğum siren sesiyle derin bir nefes verdim ve başımı direksiyonun üstüne koydum.

"Ömer abi"

Melek'in ağlamaklı sesiyle ona döndüm. Kulaklığını çıkarmış dolu gözlerle bana bakıyordu. Oturduğu yerden kalktı ve zor da olsa benim olduğum yere geldi ve kucağıma oturdu. Ani bir hareketle bana sarıldı ve ağlamaya başladı.

"Geçti fıstığım."

Saçını okşayıp konuştum.

"Geçti."

Adamlar gitmeden çıkmak istemediğim için arabada bekledim.. Melek'in o anları görmesini istemiyorum. En azından bunu yapabileyim.

"Amcam amcamı istiyorum"

Dediği şeyle başımı geriye yasladım bir de bu vardı değil mi?

________

Fabrikanın bahçesinde oturmuş Pamir'in gelmesini bekliyordum. Ona olanları üstün körü anlattığımda aldığım cevap yüzüme kapanan bir telefon oldu.

Melek kucağımda oturmuş başını göğsüme yaslamıştı. Arabadan çıkarken bile beni bırakmamış sıkıca sarılmıştı. Düşündüğümden de çok korkmuştu. Gözüm ilerde bize bakan Yakup'a değdi. Ne kadar yanımıza gelmek istese de Melek'ten dolayı gelemiyordu. Buraya ilk geldiğinde endişesi yüzünden okunuyordu. Sanırım onu ve Selin'i de fazla endişelendirmiştim.

Fabrikada yankılanan ani fren sesiyle çoğu kişinin -bende dahil- bakışları arabanın olduğu yere döndü. Bu Harun'un kullandığı arabaydı. Arabanın ön kapısı açıldı ve içinden endişeli bir Pamir çıktı. Bakışları etrafta gezinince kucağımdaki Melek ile ayağa kalktım.

Beni görmesiyle hızla bize doğru geldi ve ikimize aynı anda sarıldı.

"Çok korktum."

Sanki bunu bize değil de kendine söylüyor gibiydi. İkimizden ayrılınca bakışları önce Melek'in sonra benim vücudumda gezdi.

"İkiniz de iyisiniz değil mi?"

Melek hemen amcasının kucağına atladı. Pamir de onu kucağına aldı ve sıkıca sarıldı.

"Ömer bey gelebilir misiniz?"

Yakup'ın sesini duymamla ona döndüm. Sonra tekrar Pamir'e baktım

"Ben bakıp geleyim Pamir bey"

Bir şey demek için ağzını açsa da sonra vazgeçti ve tamam dercesine başını salladı.
Ömer sarılan ikiliye son kez baktıktan sonra arkasını döndü ve arkadaşının yanına gitti.

"Efendim Yakup"

Yüzünü stabil tutmaya çalıştı. Yakup da onun gibi yapıyordu.

"İyisinin değil mi?'

Yakup'un yüzü ne kadar ifadesiz olsa da gözlerindeki endişe okunuyordu.

"Ben iyiyim de"

Pamir'in kucağındaki Melek'e baktım

"Melek kötü gibi. Bu ifade işini de yarına bırakalım. Melek biraz toparlansın"

Yakup başını tamam anlamında salladı.

"Bir sorun yok değil mi?"

Harun'un sesini duymamla ona döndüm. Bu ne ara geldi? Demek ki Pamir'den sonra geldi.

"Yok Harun, polis bey Melek fazla etkilendiği için ifademizi yarın alacak onu söyledi."

Harun dediğim şeyle sadece tamam anlamında başını salladı. Sonra bakışları Yakup'a döndü.

"Başka bir şey yoksa biz gidelim."

"Yok gidebilirsiniz. İfade için biz sizi ararız."

Harun tamam anlamında başını salladı. Sonra ikimiz Pamir'e doğru yürümeye başladık.

"İyisin değil mi?"

Harun'un sorusuyla ona döndüm. Gülümseyerek bana bakıyordu.

"İyiyim biraz korktum sadece"

Evet iyiyim. Bundan daha kötü şeylerle karşılaştım bu yüzden fazla sorun etmiyordun. Korktuğumu düşünmelerini istiyorum. Sonuçta büyük bir olaydı. Resmen takip edildim ve arabamıza ateş ettiler. Buna bir polis olarak değil bir bakıcı olarak tepki vermem ve ona göre davranmam gerekiyor.

"Merak etme her şey daha iyi olacak."

Pamir'in yanına gelince ikimiz de sustuk. Sonra Pamir ve Harun arasında kısa bir bakışma gerçekleşti. Şu bakışmaları anlasam zaten her şey çözülecek ama işte anlamıyorum.

"Daha fazla burada kalmayalım ve gidelim."

Pamir'in dedikleri ile ikimiz de tamam anlamında başımızı salladık ve Pamir'in geldiği arabaya bindik. Harun öne geçince ben de öne geçecektim ki Pamir arka kapıyı açtı.

"Sen gel burada otur."

Ona anlamaz bakışlar atsam da dediğini yaptım ve açtığı kapıya doğru gittim. Oradan bize bakan Yakup'a son kez baktıktan sonra arabaya bindim. Arabaya binmemle Pamir bana bırakmadan kapımı kendisi kapattı. Sonra arabanın diğer tarafına geçti ve kapıyı açtı. Melek'i arabaya bindirdikten sonra o da bindi.

Ona baktığımı anlamış olacak ki o da bana baktı. Yüzünde hiçbir mimik yoktu. Fazla ifadesiz duruyordu. Normalde bildiğim adamdan daha farklı bir adamdı. Bana öyle bakmasına rağmen ne ben ne de bakışlarını kaçırdı. Sanki ikimiz de bakışlarda bir şeyler arıyorduk.

Elimde ki baskı ile bakışlarını çeken kişi ben oldum. Melek elimi tutmuştu. Ona döndüğümde gülümsedim. Gülümsemem ile o da gülümsedi. Sonra başını omzuma koydu. Saçını okşadım ve bende bakışlarımı cama çevirdim.

Elimin üstünde başka bir el hissedince oraya baktım. Melek ile birbirine girmiş ellerimizin üstüne kocaman bir el kapanmıştı.

Bakışlarım Pamir'e dönünce bana baktığını gördüm.

Gözlerimiz birbirini bulunca hemen gülümsedi. Bu gülümseme ile benim de yüzümde bir gülümseme oluştu. Sanki dakikalardır bunu bekliyormuşum gibi gülümsedim.

Ona gülümsemem ile tuttuğu elimizi hafif sıktı. Sanki ben yanınızdayım dercesine sıkıyordu. Gerçekten de elimi sıkmasıyla yanımda olduğunu hissetmiştim. İçimi tarif edemediğim bir huzur kapladı.

Sahte Bakıcı | GayWhere stories live. Discover now