İP, DÜĞÜM ve ÇÖZÜM

5: "Sadece Dinlen"

Götümü devirdiğim yatağın içerisinde tek duyduğum ses klavyenin tıkırtıları ve Sedat'ın nefes sesleriyken evin kapısının açılma sesini duydum.

"Nolur Emre olmasın." diye hayıflandı Sedat sessizce, uyuduğumu düşünüyor olmalıydı, halbuki saat öğlen 12 olmuştu bile.

"Hım." diye mırıldandığımda omzunun üzerinden bana baktığını fark ettim ama bir şey demedi.

Şafakta otel odasında uyanıp yalnız olduğumu fark ettiğimde onca yorgunluğuma rağmen duş alıp eve gelmiştim. Sedat sabah geldiğimin farkında olsa da bir şey dememişti.

Altı gibi eve gelmiş, orada almama rağmen bir kez daha, tüm derimi soyarcasına tekrar duş almıştım, üzerime kokusu sinmişti ve o koku gitsin istiyordum. Şoka girmiş gibi suyun altında durduğum vakitler hala tuhaf geliyordu. Dün gece yaptığım seks, dünyada yaşayabileceğim en iyi seksti ama tuhaf hissediyordum.

Sabah geldiğimden beri yataktan çıkamayışım da cabasıydı. Vücudumdaki izleri kimseye göstermemem lazımdı ama büyük ihtimalle Sedat boynumdakini görmüş olmalıydı. Onun bu konuda bir yorum yapmayacağını bildiğimden içim rahattı. Tek derdim derslerimi aksatsam da dinlenebilmekti.

İnsanla değil de dağ canavarıyla seks yapmıştım sanki, herif tır gibi üzerimden geçmişcesine canım yanıyordu.

Anne, götüm...

"YEMEK!" diye odaya pat diye dalan Emre'yle Sedat ile ikimiz sıçradık. Otomatik olarak yorganımı daha çok kendime çekerken boynumu kapattığıman emin olmaya çalışıyordum.

"Ananın amı," dedi Sedat. "İnsan gibi gir şu odaya, ayı. Çocuk uyuyor."

"Ay evli çift gibi hissettim kendimi," dedi Emre aniden dizlerini birleştirip götünü kıvırtırken. "Tamam kocacığım, çocuğu uyandırmadan sevişelim."

"La havle..."

"Vela kuvvete," diye devam etti Umut da kapımıza dikilirken. "Hadi yemeğe çıkalım. Utku ve Altan abim fakültedelermiş. Bizi bekliyorlar kafede."

"İyi, zaten mesaime az kaldı, ondan önce tıkınmış olurum," dedi Sedat saatine bakınarak. Sonra bakışlar bana döndü usulca.

BAKMAYIN.

"BİRİLERİ ŞAFAKTA EVE GİRDİİİİİĞĞĞ!" Emre yine götünü kıvırtarak ince sesiyle inlediğinde ona düz düz baktım. Umut ve Sedat dayanamayıp güldü. "BİRİLERİ SEVİŞTİİİĞĞ SANIRIMMMM."

"Sabaha kadar şarap içip kitaplar hakkında konuştuk de de düşüp bayılalım," Umut da Emre'ye destek çıkıp bana baktığında meraklılardı.

Ellerine koz vermeden duramadım. "Eğer kitaplar anatomi hakkındaysa..."

"OOOOOOOO!"

"Ooooooo!"

"O."

"Vay anam vay," Emre uzanıp bacağıma vurduğunda tam da yaraya denk geldi ama belli etmemek adına o kadar büyük gülümsedim ki acım onlara mutluluk gibi gözüktü.

DAYAK YEDİM SANABİLİRLERDİ.

ÖYLE ÇOK İZ VAR.

"Üstüm hiç müsait değil, çıkın da giyineyim, yemeğe gidelim," dedim sakince, neredeyse sadece gözlerim dışarıdaydı. "Orada anlatırım."

"Abi sevişmek mutluluktur ya işte, görüyor musunuz?" Emre şok olacağım şekilde sözüme uyarak yorganımı üzerimden çekmek yerine odadan çıkarken Umut da peşinden devam etti. "Ben ne zaman mutlu olacağım?"