13.

187 10 1
                                    

Aileme sarıldım, onları öptüm..
Onlara artık Türkiye'de yaşayacağımı söylediğimde neden hemen fikrimi değiştirdiğimi merak etmişlerdi fakat onları geçiştirmiştim.

"Vay be kızım, demek artık buradasın"

Dedi babam. Gülümsedim.

"Evet baba. Buradayım"

Hafif bir tebessüm ettim.

"Seninle kavga etmeyi çok özledim! "

Sessiz bir şekilde güldüm. Bir kaç haftadır hiç olmadığım kadar mutluydum, gerçekten.

Gece yarısına kadar çay keyfi yapıp sohbet etmiştim. Onlara Arasla aramızda olan şeyden de bahsetmiştim. Sevinmişlerdi.

O yorgunlukla odama gidip kendimi yatağa attım. Hemen uykuya daldım.

Ertesi gün

"Tamam evden hemen çıkıyorum! "

Bu konuştuğum kişi tabii ki Arasdı. Onun ile lunaparka gidecektik. Gerçekten mutluydum bu mutluluğumu hiç bişe bozamazdı.

Telaşla evden çıktım. Biraz gecikmiştim açıkcası. Yolda hızlıca yürürken defterimden bir sayfa koparttım ve çantamdan kalem çıkardım. Yolda yürürken bu mutlu olduğum anı anlatmak istedim, bir kağıt parçasına.

Mutluyum, hiç olmadığım kadar.
Nedeni, Arasın hayatımda olması. Onu seviyorum.

Onu çantama koyacağım sırada kağıt yere düştü. Hemen yere eğildim. O an yolun ortasında olduğumu fark ettim.

"Ah Eylül, ne kadar aptalsın. Yolun ortasında ölmek mi istiyorsun" diye söylendim. Sağıma ve soluma bakındım.

"Kağıdı alayım çekilirim yoldan"

Dedim kendi kendime hızlıca yere eğildim ve kağıdı aldım. Kağıtta göz gezdirdim. Kağıda dalmışım. O kadar dalmışım ki korna seslerini duymamıştım. Hızla bir araba geliyordu. Ama arabayı göremeden yere serildim. Etraftaki sesler yok olmuştu. Bir kuş sesi bile duyamıyordum. Yoksa ölüyor muydum? Bedenimi hissedemiyordum. Sanırım bu aldığım son nefesti. Sanırım, ölmüştüm. Bir kağıt uğruna ölmüştüm.

Yazarın anlatımıyla

2 yıl sonra

Eylül uyanamamıştı hala. Komadaydı. Uyanınca annesinin ve babasının öldüğünü öğrenecekti.
Aras 2 yıl boyunca hep Eylül'ün başında beklemişti. Çok ağlamıştı. Hemde çok..
Bugün, Aras ile Eylül'ün sevgili olma tarihleriydi. Aras, Eylül'e araba çarptığından beri kendine gelememişti.
Arasın canını yakan en büyük şey ise o nottu.

Mutluyum, hiç olmadığım kadar. Nedeni Arasın hayatımda olması.
Onu seviyorum.

Bu not onu daha çok ağlatmıştı.
Aras Eylül'ün telefonlarını açmadığını fark edince onun evine gitmek istemişti. Eve ilerlerken yoldaki kalabalığı fark etti. Yerde yatanın Eylül olduğunu görünce sinir krizi geçirdi. Ağlamadı, kendine kızdı. Sonra geceleri uyumayıp ağlamaya başladı. Eylül onun herşeyi olmuştu.

Bugün Eylül ile sevgili olmanın yıl dönümünü kutlamak için Eylül'ün olduğu hastane odasına girdi. Yanı başına oturdu hemen.

"Eylül, bu uzun bir uyku oldu. Çok uzun bir uyku. Bir kaç gün daha uyursan bitkisel hayata geçeceksin. Hadi Eylül, artık uyan. Bugün bizim sevgili olduğumuz gün.. "

Durdu, derin nefes aldı. Eylül'ün alnına yaklaştı. Eylül'ün alnına öpücük kondurduğu an çok garip bir şey oldu. Eylül hayata gözlerini açtı. Eylül'ün ağzından tek bir şey çıktı.

"Aras.. " dedi çok sessiz bir mırıldanmayla. Aras şok içinde geri çekildi. Gözlerini kocaman açmıştı.
Resmen dili tutulmuştu Aras'ın.

"EYLÜL! "

Diye bir çığlık çıktı ağzından. O çığlığı duyan hemşireler hemen telaşla odaya girdiler.

"Aras bey iyi misiniz? "

Hemşireler gözlerini Eylül'e çevirdiler.

"Eylül hanım? "

Dedi hemşireler şaşkınlıkla.

"Ben.. "

Dedi zar zor. Devamını getiremedi. Onu tekrar hayata döndüren şeyin Aras'ın öpücüğü olduğunu biliyordu.

ARKADAŞWhere stories live. Discover now