| Party Girl |

73 3 34
                                    

Party Girl - Lana Del Rey

Merhabalar herkese, nasılsınız, umarım hepiniz iyisinizdir. Eğer iyi değilseniz bu bölüm size çok iyi gelecek.

Bu bölümü yazmam, anlamadığım bir şekilde, bayağı bir vaktimi aldı. Ama yazdığım bölümden gayet memnunum.

Yeniden hatırlatmak istiyorum, PARİS düz yazı yazdığım ilk türkçe kurgumdur. Hatalarım varsa lütfen yorumlarda belirtin.

Lütfen bölüme başlamadan önce şarkıyı türkçe sözleri ile dinleyin veya, şarkıyı ve sözleri biliyorsanız, okurken dinleyebilirsiniz.

İyi okumalar diliyorum size :)



İnsanlar her zaman zenginleri kıskanırdı. Her ne kadarda on kişinin arasından o malum kişi 'ben hayır kıskanmıyorum, para mutluluk değildir' dese, asıl en çok kıskanan kendisidir. Kıskançlığını dile getirmeye korkan biri. Ama doğma büyüme zenginsen seni daha da kıskanırlar.

Küçüklüğümden bu yana, beni hep kıskananlar oldu. Bu kıskançlık öyle bir seviyeye ulaşmıştı ki, zamanında kendi hayatlarını bok yoluna gitmişti. Bana etkisi olmuş muydu ? Hayır tabi. Ben insanların kıskançlığından beslenen birisiyim. Okul hayatımda, iş hayatımdan ve sosyal hayatımda beni o kadar kıskandılar ki, daha da güçlü olmamı sağladılar. Ben, insanların beni daha çok kıskanmaları için, her şeyi yaparım çünkü bana daha çok para, güç ve zevk veriyor.

Beni kıskanmaları için her şeyi yapardım ama insanlar, ben bir şey yapmadan, beni kıskanmaya başlıyorlar.

Ben kıskançlıktan beslenen Jeon Jérémy Jungkook'um.

Yeni uyanmıştım, uzanmış bir halde önümde ki muazzam manzarayı izliyordum ve yatağımın kenarında oğlum uyuyordu. Dün gece Julien'ler ile bir barda buluşmuştuk ve sabaha kadar parti yapmıştık. Danslarımızı şarkılar söyleyerek eşlik etmiştik ve bolca para harcamıştık, onlarca bahisler için.

Her ne kadar da çok içki tüketmiş olsam da bir türlü sarhoş olamamıştım her zamanki gibi. O yüzden geceden kalma değildim, üstümde sadece çıkardığım keyfin yorgunluğu vardı.

Şu an kaldığım otelin sahibi Noah hyung'tu. Küçük bir ricada bulunarak, otelin en yüksek katını istemiştim oda olarak. Ricamı çevirmeden vermişti bu odayı bana ve ben manzaraya hayran kalmıştım.

Odamın üç yanı sadece camlar ile kaplıydı. Sağımda Opera House görünüyordu, önümde bulunan camda Sydney Limanı varken solumda ise gökdelenler vardı. En yüksek katta olduğum için ise, tavan cam ile kaplıydı, gökyüzünün mavisi hafif gözümü alıyordu ama yine de güzeldi. Sakin ve huzurlu bir ortamdı.

Yatakta hala uzanırken, telefonumu elime alarak ve Bam'ı uyandırmamaya çalışarak, evde bulunan hoparlörlere telefonumu bağlamıştım ve Lana'mın bir playlistini açmıştım.

Şu an ortam daha da huzurluydu.

Bam sonunda uyanmıştı ve beni görür görmez üstüme atlayıp, yüzümü yalamaya başlamıştı. Kıkırdamadan edememiştim bu haline. Beni gördüğüne çok mutlu olmuştu çünkü geç bir saatte yani bardan çıktıktan sonra Bam'ı geri bulabilmiştim. Ama odamda uyuya kalmıştı ve bakıcısı da öyle. Bakıcısını uyandırıp gitmesine izin vermiştim geç kaldığım için özür dileyerek.

Oğlumu hiç bir zaman yalnız bir evde bırakmazdım ve her defasında bir bakıcı tutardım.

Bam ile yarım saat oynayıp sonunda yataktan çıkmaya karar vermiştim. Oturur pozisyona gelip bedenimi ensetmiştim. Çok güzel bir uyku çekmiştim ve şu an keyfim yerindeydi. Bam çoktan salona gitmişti ve ben üstümü örten beyaz yorgan kenara doğru atmıştım. Alt bedenimi örten bir şey olmadığı için artık çırılçıplaktım. Uyurken çıplak yatmayı severdim ve iç çamaşır ile durmak beni daraltıyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 16, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

PARİS || taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin