15- Zehir

218 16 6
                                    

Multimedya da Jack ve Lissa var. Keyifli okumalar.

Brian, Ryan'a vücudunda ki zehri veriyordu. Onun kanı ile kendi vücudunu yeniliyor, vampir olmak için çabalıyordu. Ama Jasmine çok güçlü bi kabileden geliyordu. Zehir hem Brian'ı, hem Ryan'ı öldürecek kadar güçlüydü. Ryan bi insandı. Önce zehir, onun vücudunu parçalayarak acı çektirecekti. Daha sonra ise kaçınılmaz son.

Ölüm!

Bunun olmasından çok korkuyorduk. Hepimiz. Ryan'ın bi suçu yoktu. Aramızda ki en masum kişi oydu. Taylor şimdiden bitik bir haldeydi. Hislerini kontrol etmesi gerekiyordu. Zira korumalar her an ölebilirdi. Kendisini kasmasından dolayı korumalara acı çektiriyor, her saniye onları ölüme biraz daha yaklaştırıyordu. Birimiz bu durumu değiştirmek zorundaydı. Yoksa hiç bişey eskisi gibi olamazdı. İlk Taylor kendine geldi ve onlara doğru yaklaştı.

Ryan'ın kemikleri kırılıyor ve organları parçalanıyordu. Vampir bile bunu kaldıramazken, bi insanın bunu kaldırmasını beklemek tam anlamıyla saçmalıktı. Bunları duymak ise beni kahrediyordu.

En hızlımız Lissa, Taylor'dan önce davrandı ve Brian'ı Ryan dan uzaklaştırdı. Şimdi ne yapacaktık? Bu zehir çok güçlüydü ve ondan kurtulmaları artık çok zordu. Geriye bi seçenek kalıyordu. Ryan bizler tarafından dönüştürülecekti.

Ben hala olduğum yerde kalmış, olanlara anlamaz şekilde bakıyordum. Çıkış yolu bulamıyordum. Ayaklarımı zorla hareket ettirip onlara doğru yaklaştım.

Jack "Sakın Lissa! Hayır çekil!"

Lissa zamanı durdurmuştu. Daha doğrusu yavaşlattı. Hiç birimizin ona yaklaşmasına izin vermeyeceği için bunu yapmıştı. Neden hareket edemediğimi şimdi anlıyordum.

O bir saf kandı. Kanı Ryan'ı iyileştirirdi, ama ona ne olacaktı?

Jack'in sesini tekrar duydum. Yapma diyordu. Yapma!

Taylor büyü yapıyordu. Şuan tam olarak herşeyi fazlasıyla hissediyordum. Duyuyordum. Duyamadığım tek şey Ryan'ın kalp atışlarıydı. Ve bunu duyamayan tek kişi ben değildim.

Taylor yere diz çöktü. Ağlıyordu.

"Lütfen.. Lütfen o yaşasın!" Dudaklarından sadece bunlar dökülüyordu.

Lissa, Ryan'a doğru eğildi ama bişey ona engel oluyordu. Etrafıma baktım. Kimse gözükmüyordu. Ve onu duydum!

Ryan'ın kalp atışlarını!

Gerçekten neler olduğu hakkında hiç bi fikrim yoktu. Zaman yine eskisi gibi akmaya başladığında, fazla hızlı akmaya başlamıştı. Bizlerin hızı kadar hızlıydı adeta. Korumalar'ın hızıydı bunlar. Evden Bayan ve Lider Yönetici çıktı. Yine bi kargaşa oldu.

Lider Yönetici "Brian! Sürgün edildin. Artık vampir değilsin. Jasmine, cezalısın. Götürün. Taylor, bu yaptığının hesabını vereceksin! Lissa, cezalısın. Götürün!"

Ne demek oluyordu tüm bunlar? Neden, niye ceza almışlardı? Ryan hala nasıl yaşıyordu? Taylor ne yapmıştı?

Yer ayağımın altından kayıp giderken nefes alıp verişim düzensizleşti. Yere doğru düşerken gördüğüm son şey Taylor'ın gözleriydi.

Birisi kırmızı, birisi bal rengi olan gözleri!!

******

Uyandığımda oturma odasında ki koltukta olduğumu fark ettim. Ne olmuştu en son? Lissa, Jasmine.. Onlar neredeydi. Jacop yanımda uzanmış yatıyor, beni izliyordu. Etrafıma baktım. Taylor, Ryan, Jack de ortada yoktu. İçimde kötü bi his vardı ve kalp atışlarım fazla hızlıydı.

AŞK ISIRIĞI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin