vazgeçilmez aşk

23

Kitabı okuyup takip etmeyenler lütfen takip edin ve yıldız butonuna basın sizi seviyorum⚘

Hadi bölüme.

Keyifli okumallar.

༺༻

Yürümeye başladığımız sırada gelen silah ve çığlık sesiyle donup kaldık.

"Noluyor lan!" dedi barlas abi.

Silah sesinin geldiği tarafa yürüdüm hızla. elim belimdeki silahtaydı. Gözlerimi konaklarda dolaştırdım. Sesin hangi konaktan geldiğini anlamaya çalıştım. Sonra hemen iki konak ilerideki konaktan tekrar çığlık sesi geldi. Diğer konaktaki insanlar dışarı çıkmıştı. Sesin geldiği konağa doğru yürüdüm. Belimdeki silahı čıkardım. Kapının önüne geldiğimde arkama döndüm.

"Aşkın sen kara timi'ni ara. Abi dikkatli olun." diyip düşünmeden kapıya sert bir tekme atıp içeri girdim.

Silahımı yerde diz çökmüş iki kişiye silah doğrultan adama doğrultum.

"İndir silahını!" bana döndüğünde kaşlarımı çatım. Bu adamın burda ne işi vardı. İlk önce uçak sonra meyhane şimdide burda. Kimdi bu siyah gözlü adam.

"İndirin lan silahlarınızı." diye bağırdı barlas abi içerde 10 kişi vardı onlarda bize silah çekmişlerdi.

Gözüm hıçkıra hıçkıra ağlayan kıza gitti. sonrada yanında diz çökmüş adama. Büyük ihtimalle sevdalılardı ve kaçmaya çalışmışlardı.

"Siz karışmayın bu namussuzlarım sonu ölümdür." diye ayakta bastonuyla duran yaşlı adam bağırdı. Bu adamı tanıyordum. Gıcınğın önde gideniydi. Burnu büyük olduğu kadar her şeye burnunu sokardı. Ve ben bu adama çok fena kıl oluyordum bir ayağa çukurda yaşlı adam.

"Yok öyle dünya." dedim ona sinirle bakarak.

"Sen karışma kadın hem senin burda ne işin var otur evinde hamur yoğur ne işin var silahla." dediğinde kaşımı çatım.

"Kiminle konuştuna dikkat et amca karşında öyle hafife alacağın biri yok bir Türk askeri var." dedi ali.

"Kim olduğunuz beni ilgilendirmez bu iki namussuz kaçtılar töre ya ölmelerini yada berdel yapmalarını söyler. Mirzanın kız kardeşi yoktur. Hüküm bellidir sonları ölümdür."sinirle havaya ateş ettim. Damdan çılık sesleri geldiğinde gözüm oraya gitti. 5 kadın durmuş burayı izliyordu hepside ağlıyordu. Hepsinden daha içli ağlayan kadına gitti gözüm. Annesi olmalıydı.

"Başlarım sizin törenize! Göz göre göre iki kişinin ölmesine izin vermem! Kaç kişi sizin o saçma törenize kurban gidecek. Kaç sevda mahşere kalacak. Kaç anne evlat acısı çekecek ha kaç! " diye sinirle bağırdım.

Gözlerim siyah gözlü adama çevirdim.

"Ya peki sen. Sen nasıl kardeşine silah dorultuyorsun alamadan dinlemeden." dediğimde kaşları çatıldı. Halla konuşmamıştı.

"Sen kimsinde kos koca ağadan hesap sorarsın." dedi aynı yaşlı moruk.

"Lan bak sana çok fena kıl oluyorum. Yaşlı maşlı demem tıkarım içeri." dedim ona bakarak. Gözleri şaşkınlıkla açıldı.