seven. <sen uyu, ben izlerim.>

118 7 41
                                    

"şu fırçayı uzatsana."

derin bir of çekip saçlarımı düzelttim. iki saattir buradaydık neredeyse.

"yağmur, böyle gel istersen."

şehmus ve yaydığı negatif enerjisinden uzaklaşıp tarık'ın yanına yanaşmıştım.

"onu değil mal diğerini."

"kendin alsana."

tarık kulaklıklarını geri takmıştı. yani ben de yersiz atışmaları duymayı çok istemiyordum.

kulağından kulaklıkların bi tanesini alıp taktım. bana bakıp gülümsemişti.

şu son bir haftada neredeyse her gün görüşmüştük. iki gün önce de takım yemeğine davet edilmiştim hatta. bu bence çok büyük bi olay.

"bu renk de olay yani."

"düz beyaz."

"taşşak geçiyorum geri zekalı."

mayıs ve şehmus'ta bir şeyler değişmemişti. hatta artık daha çok nefret ediyolardı birbirlerinden.

"tarık, bi şeyler desene."

biz de baya flört moduna girmiştik. çok tatlıydı. yani tarık baya tatlı.

"ne diyeyim aşkım, anlamıyorlar. kardeş olsalar almam."

aşkım.
aşşkımmm
bayıldım.

"hmm."

ona daha da yanaşıp başımı kedi gibi koluna sürttüm. uzundu bi tık.

"ya." elindeki boya kutusuyla fırçayı bırakıp kollarını bana sardı.

ben de gözlerimi kapattım. 5sos çalıyordu. geri çekilip elime boya kutusunu aldım.

tarık'ın kardeşinin odasını boyuyorduk. artık odasının mavi olmasını istemiyormuş. büyümüş, öyle diyordu.

"yoruldun mu?"

kafamı evet anlamında salladım. uyusam fena olmazdı.

elimden tutup odadan çıkmayı işaret etti. peşinden adımladım hemen. yan odaya, kendi odasına, gelmiştik.

buranın da bir kısmı maviydi.

"uyuyabilirsin ister..."

onun demesine kalmadan kendimi yatağa atmıştım zaten. yatınca daha da uykumun geldiğini fark ettim.

tarık da yatağın karşısındaki koltuğa oturmuş buraya bakıyordu.

biraz daha orda durmasına içim el vermedi ve yatakta biraz kenara kaymayı kabul ettim.

"gel böyle."

gözlerini kırpıştırıp ayağa kalktı. buraya bir adımda geldiğinde kıkırdamıştım.

"hiç konuşmayacaksın sanmıştım."

koluna sarılıp onu rehin aldım resmen. saçlarım omzuna düşüyordu.

"bebek gibi kokuyorsun."

bu çocuğun şampuanı dalin mi gerçekten????

burnunu sıkıp yanağını öpmeye başladım. oldukça memnundu.

beni tek hamlesiyle durdurup ayağa kalkmıştı. ben de onu yattığım yerden izlemeye başladım.

"şu boya işine hemen bitirmeliyiz, yoksa faruk bizi haşlayabilir."

"yaaa, bi şey olmaz bence. hem mayıslar boyuyolar işte. burda kalsan, benimle."

kafasını kapıdan uzatarak mayıslara baktı. geri döndüğünde gözleri durumun pek iç açıcı olduğunu söylemiyordu.

Você leu todos os capítulos publicados.

⏰ Última atualização: Apr 21 ⏰

Adicione esta história à sua Biblioteca e seja notificado quando novos capítulos chegarem!

çöpçatan.Onde histórias criam vida. Descubra agora