BÖLÜM - 28 ❤️

16.7K 1.2K 449
                                    

بِسْــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم


HASRETİN SON GECESİ


Katre cümlelerini toplamaya çabalarken Zeyd ise yüreği ağzında karısının dudaklarından dökülecek iki cümle için sabırsızca bekliyordu.

Neydi öğrenmemesi gereken şey, Katre'nin böyle sıkıntıdan kıpkırmızı kesileceği şey ne olabilirdi? Bir türlü anlam veremedi genç adam. Kadın sustukça daha da derinlere iniyordu sıkıntısı.

"Ben... Çok önceden-" derken karısı, aniden kapı açıldı. Katre'nin sesi kesilirken bakışları kapıdan onlara doğru ilerleyen kayınvalidesine ulaştı.

"Çocuklar? Selamun Aleykum." Orta yaşlarının sonlarında olan Zehra anneleri gülümseyerek baş başa oturan oğluyla geline selam verip, o da karşılarına oturdu.

"Ve aleykum selam Zehra anne."

Zeyd annesine göz ucuyla bakıp baş sallarken, kadının selamını alıp tebessüm etmeye çabalayan karısına döndü yeniden.

"Evet Katre. Seni dinliyorum, devam et lütfen."

Katre ise elbette Zehra Hanım'ın yanında yeniden konuya dönemeyeceğinden kocasına bakıp "Önemli bir şey değil, Zeyd. Belki sonra..." deyip başını yana yatırdı mahcubiyet dolu bakışlar altında.

"Ben konuşmanızı mı böldüm? Kusura bakmayın çocuklar, siz konuşun ben çıkayım."

Zehra Hanım aceleyle yerinden kalkmaya çalıştığında onu gelini durdurdu.

"Estağfirullah anne. Dediğim gibi, önemli bir konu değildi. Sonra da konuşulur." deyip geri oturması için samimiyet gülümsedi kadına Katre.

Fakat Zeyd'in duracağı yok gibiydi. Katre'ye yanaşıp "Odaya çıkalım, bekleyecek sabrım yok." diye fısıldadı.

Katre kocaman açtığı gözlerle kocasına döndüğünde "Ayıp olur Zeyd... Tamam, konuşacağız ama şimdi değil. Lütfen!" deyip aynı fısıltıyla karşılık verdi.

Nasıl kadının yanından ikisi birden kalkıp gidebilirdi şimdi? Ayıp denen bir şey vardı!

Genç adamın cidden sabrı kalmamıştı. Bu yüzden elleriyle dizlerine sürterek ayağa kalktı ve "Tamam." deyip annesine döndü ve "Ben bir kaç saate gelirim anne. Yemeğe beklemeyin." deyip koşar adım çıktı salondan.

Tamam, demişti ama asla öyle değildi. Bu duygu yoğunluğuyla her şeyi bir kenara atıp yaşayamazdı. Odaya çıkmaları kim bilir kaç saatlerini alacaktı gece. En iyisi Sevde'ye sormaktı. Hem o, ablasına anlat her şeyi diyordu. Demek ki Zeyd'in öğrenmesini istiyordu her ne varsa!

Arabasına atlayıp hızla gaza basarken aynı anda telefondan şoförlerini aradı genç adam.

"Talat, kızı eve bıraktınız mı? Neredesiniz? Tamam kenara çekip bekleyin. Geliyorum."

Yüreği eve dama sığmazken nihayet varacağı yere gelmişti Zeyd. Hemen arabadan inip dörtlüleri yakıp kenarda duran arabalarına doğru ilerledi. Arka kapıyı açıp endişeyle ona bakan baldızına "Konuşmamız gereken şeyler var." deyip dışarıyı işaret etti başıyla. Kızın yanında oturan Sevim Hanım neler olduğunu çözmek ister gibi oğlu yaşındaki Zeyd'e baksa da sessiz kalmayı tercih etti barut gibi yere göğe sığmayan adama.

K.Ö.Z  [✔️]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin