29

100 20 10
                                    

Minho'ya bir kez onu ne kadar sevdiğini yazacağım sırada çalan kapı ile oflayarak ayağa kalktım ve kapıya doğru ilerlemeye başladım. Kim geldiyse hiç doğru bir zamanda gelmemişti. Hadi ama, Minho ile konuşuyordum!

Yine de sinirlenmeyecektim. Çünkü az önce Minho'nun da beni sevdiğini öğrenmiştim. Aşık olduğum adam bana aşıktı...

Ayaklarımı sürüyerek kapıya ulaştığımda kimin geldiğine bakmadan kapıyı açtım. Çocuklardan başka kimse gelmezdi bana.

Kapıyı açtığımda dünyanın en güzel gülümsemesini sundu bana Minho. O an fark ettim de, güneş olmasa da yaşayabilirdim. Şayet benim güneşim zaten buradaydı, tam karşımda.

"Selam."

Minho konuştuğunda hâlâ onu içeri almadığımı fark edip biraz kenara çekildim, "Ah... Gel, lütfen." diyerek.

Hafif sesli gülüp içeriye geldi ve girişte ki montumu alıp bana giydirmeye başladı şaşkın bakışlarımı umursamadan.

"Sen sormadan söyleyeyim, dışarıya çıkarıyorum seni."

Montumun fermuarını çekerken konuştuğunda benim tek odaklandığım çok yakın olan yüzlerimizdi. Nefesi yüzüme çarpıyordu. Ve bu kalbimin ritmi ile oynuyordu.

Montumun fermuarını kapattıktan sonra vestiyerden atkımı da almış ve boynuma güzelce dolaşmıştı.

Herşeyin hazır olduğuna karar verince de hâlâ açık olan kapıdan çıkmış ve gelmemi ister gibi elini uzatmıştı.

Hızlıca ayakkabımı giyip evden çıktım ve evin kapısını kapatıp hâlâ uzattığı elini tuttum, böylece birlikte merdivenlerden inmeye başladık.

"Neden asansöre binmedik?"

"Elini daha fazla tutabilmek için uzun yolu seçtim diyelim."

Verdiği cevap karşısında sadece sustum. Böyle hissettiriyormuş demek ki Minho tarafından sevilmek...

Merdivenlerden inerek apartmandan çıktığımız da gördüğüm şey karşısında gülümsememin büyümesine engel olamadım.

Kar yağıyordu.

Birkaç adım ilerleyip kendimi apartmanın gölgesinden kurtardım ve karın üzerime düşmesine izin verdim.

Kafamı yukarıya kaldırıp gökyüzünü izlediğim dakikalarda ellerimin kavranması ile kafamı gökyüzünden indirip hemen karşımda, ellerimi eller arasına kenetlemiş bir şekilde beni izleyen Minho'ya çevirdim.

"İlk kar yağdığında kiminle birlikte isen sonsuza kadar onunla olacağını derler hep. Seni aşağıya indirmemin sebebi bu. Seninle sonsuz olmak istiyorum Jisung. Sende istersen tabi..."

Gözlerimin en derinlerine bakarak, dinlemeye doyamadığım güzel sesi ile konuştuğunda aramızda ki birkaç adımlık mesafeyi de kapatıp dudaklarımı dudaklarına örterek verdim cevabımı.

Minho'yla sonsuz olmak... Istenmeyecek gibi değildi. Hatta şu hayatta en çok istediğim oydu.

•••

Finale son bir kaldı🥺

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin olur mu? Siz oy ve yorumlarınızı verirken ben de diğer bölümü düzelteceğim, sonra onu da atacağım.

Umarım beğenirsiniz🌈

Final bölümünde görüşmek üzere☁️

Sizi seviyorum 💌

[✓]Fake To Real || ᵐⁱⁿˢᵘⁿᵍHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin