³⁰FINAL

114 17 47
                                    

-Sekiz ay sonra-

Saçlarımın üzerinde hissettiğim yumuşak dokunuşlar ile gülümseyerek gözlerimi araladım ve hemen yanı başımda beni izleyen Minho'ya doğru biraz uzanarak tam gülüşünden öptüm.

"Günaydın sevgilim."

Dediğim şeye cevap vermek yerine bu kez o uzanıp küçük bir öpücük kondurdu dudaklarıma. Ardından bir tane daha. Ve bir tane daha. Sayamadığım öpücükler bırakıyordu; dudaklarıma, burnuma, yanaklarıma, gözlerime, dudaklarımın yanlarına...

Bir elimi yüzüne koyup parmağım ile yanağını okşamaya başladım. "Şimdi kalkmazsak geç kalacağız."

Konuşmam ile küçük bir çocuk gibi yüzünü memnuniyetsizlikle buruşturmuş ve elleri ile belimi daha sıkı sarıp beni kendine çekerek sarılmıştı. "Kalkmak istemiyorum. Gitmeyelim biz."

Ellerimi saçlarına attım ve yumuşak tutamları okşayıp kokusunun ciğerlerime dolmasına izin verdim. Kokusu kesinlikle alkolden daha çok sarhoş ediyordu. "Kalkmak zorundayız. Hem yarın da tatil, unuttun mu? O zaman uyursun."

"Uyumak için demiyorum ki gitmeyelim diye. Seninle böyle kalmaya devam etmek istiyorum."

Dediği şeyler ile dudaklarım mutlulukla kıvrıldı. Kim derdi ki bir karışıklık sonucu sevgilicik oynadığım adama aşık olacağımı ve aşkıma karşılık alacağımı? Hayatın yüzüme güldüğü ilk seferdi sanırım. Ve öyle bir gülmüştü ki bana Minho'yu getirerek, hayatım boyunca hayatın kendisine minnet duyacaktım.

"Ben hep seninleyim, yanındayım, ne zaman istersen bu şekilde sarılırım sana, hoş, sen istemesen de sarılırım sana ben, ama şimdi kalkmamız gerek."

Küçük çocuklar gibi oflaya oflaya kalkmış ve banyoya ilerlemişti. Bende o banyodayken Loki'nin mamasını kattım ve suyunu döküp yeniden kattım. Bu sırada da Minho banyodan çıkmış ve evin içinde birşey arar gibi gezmeye başlamıştı.

"Ne arıyorsun?"

"Çantamı. Gördün mü?"

"Hmhm, vestiyere kaldırdım hatta, Loki oynamasın diye."

Cevabım ile teşekkür etmiş ve vestiyere ilerlemişti. Dün Loki'yi özlediği için bana gelmiş ve bugün de birlikte Chan hyunga gideceğimiz için burada kalmıştı.

Loki'yi biraz daha sevdikten sonra odama ilerledim ve odanın diğer köşesinde giyinen sevgilimi görmezden gelerek gardolaba ilerleyip giyecek birşeyler seçmeye çalıştım. Minho'ya bakarsam bugün evden çıkamayacağımızı biliyordum çünkü.

Giyeceklerime karar verdikten sonra üzerimi değiştirmeye başladım oda değiştirme gereği duymadan. Neredeyse sekiz ay olmuştu birbirimize aşkımızı itiraf edip sevgili olalı ve aynı odada üzerimizi değiştirdiğimiz ilk seferimiz değildi.

Üzerimi değiştirdikten sonra saçlarımı yaptım ve biraz da makyaj yapıp çoktan hazırlanıp yatağımın üzerine oturmuş ve beni izleyen Minho'ya döndüm. "Nasıl oldu?"

"Çok güzel."

Büyülenmiş gibi ayağa kalkıp hemen önümde durdu ve nefesi nefesime çarparken bir elini kaldırıp yanağımı okşadı. "Çok güzelsin Jisung. Benim güzelimsin."

Cümlesini tamamlar tamamlamaz dudaklarımın kenarına minik bir öpücük kondurup geri çekildi ve kolunda ki saate bakarak "Artık çıksak iyi olur." dedi.

Birlikte evden çıkıp Chan hyungun evine doğru ilerlemeye başladık, Minho'nun arabası ile. Chan hyungun evine geldiğimizde ise Minho arabayı bahçeye park etmişti, sonrasında ise birlikte içeriye girmiştik.

[✓]Fake To Real || ᵐⁱⁿˢᵘⁿᵍHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin