46.bölüm "Beauxbatons ve Drumstrang"

481 74 19
                                    

Harry, Hermione ile biraz daha vakit geçirmiş, kızın gözleri uykulu uykulu kapanmak için direnmeye başladığında onu binasına bırakıp Slytherin ortak salonuna girmişti. Fazlasıyla uykusu vardı. Diğer herkesinde onun gibi uykulu olduğundan emindi. İşte bu yüzden, ortak salonda bir avuç birinci sınıfın etrafını sarmış büyük sınıfları görünce şaşırdı. Bu tablonun bir tek açıklaması olabilirdi, kavga ya da zorbalık.

İnsanlar Harry'nin geldiğini fark edip geri çekildiler, ama birinci sınıflar aynen yerlerindeydi. Harry, yeni gelen Muggle doğumlu kızın üç safkan tarafından kıstırıldığını anlamıştı.

Safkan çocuklardan yalnızca biri yakın hattandı. Harry çocuğun babasını hatırladı. Sessiz ve işe yarar bir Ölüm Yiyen'di. Fazla dikkat çekmiyordu.

Muggle doğumlu kızı, yani Victoria, kıstıran çocuklardan birisi, "Slytherin'de olmayı hak etmiyorsun, Bulanık!" dedi. Sesinde gerçek bir nefret vardı.

Victoria'nın dolu gözlerinden bir damla yaş yanağına süzüldü ama sırtı dik ve bakışları kendinden emindi. Asla duruşundan ödün vermiyordu. Kız Narcissa'yı andırıyordu Harrye'ye.

Draco bir şey demek için ağzını araladı, Harry ise bana bırak dercesine elini kaldırıp onu durdurdu ve çocuklara yürüdü. Kız, yaklaşan kişinin de kendisini aşağılayacağından son derece emin olarak bir hakaret daha duymaya kendini hazırladı. Ama Harry kızı kıstıran çocuklara bakarak, "Buna siz mi karar veriyorsunuz yani?" dedi. "Seçmen Şapka'nın hata yaptığını mı iddia ediyorsunuz?"

Babası yakın hatta olan çocuk, "Hayır ama-" diya başlayınca Harry kaşlarını kaldırıp, "Ama?" diye sordu. Çocuklardan cevap gelmedi. "Slytherin güçlü ve hırslı insanların yeri. Safkanların değil. Ama eğer sizin Muggle doğumlu olanlarla bir sorununuz varsa, eve dönmekte özgürsünüz. Sizi tutan yok." Harry durup özellikle yakın hattan olan çocuğa baktı, "Kız arkadaşımın kim olduğunu biliyor musun?" dedi. Çocuk cevap veremeyecek kadar tedirgindi. Lord Potter'ın farklı tepki vereceğini düşünmüştü. Yutkundu, "H-herm-hermione- Hermione Granger." dedi. Diğer iki arkadaşı şaşkınlıkla çocuğa bakıyordu. Harry Potter onu neden bu denli korkutmuştu? Evet çocuk hakkında bir kaç dedikodu dönüyordu ama sonuçta ne kadar gerçek olabilirdi ki?

Harry bir ses çıkardı. "Ve yine de, burada, benim karşımda o kelimeyi kullanmaya cüret ediyorsun?" diye tehdit ederce sordu.

Çocuk yutkundu, başını öne eğdi.

Harry göz devirdi, "Kaldır başını, sen bir Slytherin'sin. Bir de kıza Slytherin'i hak etmediğinden söz ediyordun. Bak ona, onun başı eğik mi?"

Çocuk başını kaldırıp Victoria'ya baktı. Kız dimdik duruyordu.

Harry çocuğu bırakıp diğerlerine döndü. "Bulanık kelimesini kullanmanızı yasaklıyorum." dedi. "Kullanmaya cüret eden olursa, cezasını bizzat veririm."

Herkes Theodore Nott'un aldığı cezayı hatırlayıp titredi. Emredersiniz Lord'um dememek işin dillerini ısırdılar. Yakın hattan olmayanlar vardı ve onlar bu ortama anlam veremiyorlardı. Neden özellikle Harry Potter'dan nefret etmesi gereken ve ailesi yakın hatta olan tayfa çocuğu saygılı bir sessizlikle cevaplıyordu?

Harry tekrar çocuklara döndü. "Salazar Slytherin binasına aldığı öğrencilerde güç, hırs ve kurnazlık arardı. Hatta, kendisi bir Muggle doğumluyu binasına bizzat aldı." dedi.

Çocuklar şimdi merakla Harry'yi gözlüyordu. Salazar Slytherin bir Muggle doğumluyu binasına almıştı. Kimdi o kişi?

Harry, "O kişi Merlin'di." dedi.

Çocuklar birbirlerine bakıp dururlarken Harry, başıyal Draco'ya takip etmesini işret edip yatakhanelere yöneldi. İşi gücü bitmiyordu, ne güzel yatıp uyuyacaktı işte.

Rise Of DarknessWhere stories live. Discover now