5

101 14 7
                                    

🧜

"Baekhyun, oturmanı söylediğimi hatırlıyorum."

"Tanrı aşkına, tüm gün oturamam ya! Hareket etmek istiyorum, sıkıldım..."

"Hayatım hareket et tabi ama ben senin yanındayken. Başına bir iş gelmesinden endişeleniyorum, anla beni."

"Bana bir şey olmaz."

"Evet gördük geçen gün." Chanyeol'ün aklına geçtiğimiz gün peşpeşe iki defa Baekhyun'u düşerken son anda yakaladığı gelince iç çekti. Baekhyun'un hareketleri gün geçtikçe daha fazla kısıtlanıyordu ve buna orantılı olarak Baekhyun da gün geçtikçe daha fazla hiperaktifleşiyordu. Chanyeol'ün onu nasıl zaptedeceği hakkında hiçbir fikri yoktu.

"O gün dalgındım o yüzden öyle oldu." Baekhyun Chanyeol'ü ikna etmek amacıyla sevimli durmaya çalışsa bile bu sefer işe yaramıyordu çünkü Chanyeol bu konuda cidden endişeliydi. O gün her seferinde Baekhyun'u son anda yakaladığında yüreğinin ağzına nasıl geldiğini iyi hatırlıyordu.

"Baekhyun..." Pes edercesine verdiği nefesle Baekhyun bir anlığına kazandığını sanmıştı ama Chanyeol konuşmaya devam edince kazanamayacağını anlamasının getirdiği bir ifade çöktü suratına.

"Gün geçtikçe hareket etmen daha çok zorlaşıyor ve sen buna ters olarak daha çok hareket etmek istiyorsun, gerçekten başına bir iş gelmesinden korkuyorum bebeğim. Şunun şurasında neredeyse iki hafta kalmış, biraz daha sabredemez misin?" Yalvarır gözlerle karşısındaki eşine baktı Chanyeol. Baekhyun gardını yavaş yavaş düşürüyor gibiydi.

"Ama benim de oturmaktan canım sıkılıyor Yeol, ne yapayım..." Gerçekten çaresiz hissettiğinde attığı bakışlarla Chanyeol'e bakmaya başlamıştı Baekhyun. Chanyeol asla dayanamadığı bu bakışlar karşısında mutfaktaki işini bırakıp kapının kenarında ellerini önünde birleştirmiş bedene doğru yürüdü ve kucakladı.

"Şöyle düşün, oğlumuz yürümeye başladığında da oturmak isteyeceksin o yüzden şu an oturup o günler için enerji depola."

Kafasını gömdüğü göğüsten kafasını kaldırıp bedenini sarmalayan kolların sahibine baktı.

"Bu duyduğum en ikna edici olmayan ikna cümlesiydi Chanyeol." İkisi de bunun üzerine gülüştüler.

"Bu arada, sanırım bakıcıyı buldum." Chanyeol'ün cümlesiyle Baekhyun konuştukları konuyu anında unuttu ve hem meraklı hem de heyecanlı bakışlarını eşine çevirdi.

"Kim?"

"Üniversiteli bir kız, kendi harçlığını kazanmak istiyormuş ve bebekleri çok seviyormuş bu yüzden böyle bir iş arıyormuş."

"Araştırdın mı?"

"Tabi ki aşkım, bir tane bile kötü şeyi yok. Bizzat da görüştüm, şimdilik gayet iyi gözüküyor ama endişen olmasın eğer kötü en ufak bir şeyini görürsek icabına bakarız."

Son cümlesine ve ardından burnunun ucuna konan minik buseyle gülümsedi Baekhyun. "Mahalle abisi misin sen icabına bakarız ne Yeol?"

"Senin için mahalle abisi de olurum kıro da olurum hayatım."

"Ay yok kalsın, iyisin böyle." Baekhyun da Chanyeol'ün burnunun ucuna kendi busesini kondurduğunda Chanyeol geri çekildi ve tezgahtaki işine devam etti.

"Chanyeol..."

"Efendim bebeğim?"

"Üniversite öğrencisi dedin..."

"Evet öyle dedim. Bir sorun mu var?"

"Şey..." Acaba saçma bir soru mu olur diye düşündüğünden nasıl söyleyeceğini bilemedi Baekhyun.

"Ney?"

"Öğrenci ya, dersi sınavı filan olur..."

"Konuştuk onu hayatım endişelenme. Gidiş gelişini de benim halledeceğimi söyledim, sınav dönemlerinde de haberleşeceğiz ve eğer isterse burada da derslerine çalışabileceğini söyledim. Aldığı ücreti de yüksek vermeye çalıştım çünkü onu görünce kendi üniversite zamanlarım aklıma geldi. Yani bir problem yok."

Az kalan işini bitirdikten sonra elindeki havluyla arkasındaki bedene dönünce karşılaştığı dolu gözlerle hemen panikledi Chanyeol. İki büyük adımda eşinin yanına gidip yüzünü ellerinin arasına aldı.

"Neden ağlıyorsun güzelim?"

Baekhyun sağ gözünden firar eden bir damla yanağından kayarken endişeyle ona bakan eşine gülümsedi. "Sen çok mükemmel birisin, aşkım."

∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆ 

strawberry redHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin