4

1.1K 93 37
                                    

Lisa ertesi geceyi iple çekmişti, bu yüzden günü olabildiğince dolu geçirmeye özen gösterdi böylelikle zamanın daha çabuk geçeceğini düşünüyordu.

Sonunda karanlık çökmüştü, Jennie'yle tam bir saat kararlaştırmamış olsalar da yaklaşık aynı saatlerde gölün kenarında olmak iyi bir fikir gibi gelmişti.

Gölün kıyısına vardığında geçen sefer yapmadığını yapıp kayığı kontrol etti, Jennie'nin büyük ihtimalle yürüyerek geleceğini düşünüp yere oturdu. Yaklaşık 10 dakika bekledikten sonra Jennie'nin gelmeyeceğine dair bir umutsuzluğa kapıldı. Acaba kendisi mi çok erken gelmişti?

Telefonunun saatine baktı, dün tam olarak kaçta buraya geldiğini hatırlamıyordu. Birkaç dakika daha bekleyip eğer Jennie gelirse numarasını istemeyi aklına not etti. Belki numara istemek için erkendi ama eğer yine buluşurlarsa bu belirsiz bekleyişi yaşamak istemiyordu.

"Selam yabancı!"

Yine düşüncelere dalmışken Jennie'nin geldiğini duymamıştı. Küreklerin suda çıkardığı sesi de duymamış olmasına şaşırdı. Ama Jennie'nin fenerin ışığında seçilen sevimli yüzü derin düşüncelere dalmasına engel olmuştu.

"Merhaba," dedi gülümseyerek.

"Geciktim mi?"

"Bilmiyorum ki, bir saat konuşmamıştık..."

Jennie kıkırdadı.
"Yani çok bekledin mi demek istedim."

"Ah..evet...hayır hayır çok beklemedim."

"Aferin," dedi içinden, "güzel bir kız görünce hemen saçmalıyorsun."

"Hadi gel, çok gecikmeden gidelim."

Lisa temkinli adımlarla çalıların arasından geçti ve ıslak toprak ve taşla örtülü zemine ulaştı.

"Elimi tut, yoksa kayacaksın!"
Jennie gülümseyerek narin elini Lisa'ya uzattı ve kayığa binmesine yardımcı oldu.

Kayığın içi dışarıdan gözüktüğünden çok daha genişti, burada bir sürü eşya vardı. Kitaplar, erimiş birkaç mum, fener ve bir örtünün altında olduğu için Lisa'nın göremediği birçok diğer şey.

Jennie Lisa'nın etrafı incelediğini görünce tebessüm ederek açıkladı.
"Kayıkta kitap okumak çok keyiflidir."

Lisa gülümseyerek başını salladı, gerçekten keyifli bir şeye benziyordu. Jennie küreklere asıldığında nispeten minyon bedenine karşın oldukça güçlü olduğunu fark etti. Kayık şimdi bir tereyağı gibi gölün yüzeyinde kayıyordu.

"Önce bu tarafı göstereyim."
Jennie'nin işaret parmağıyla gösterdiği yere baktı. Ağaçların daha da sık olduğu yanında küçük bir yapının konumlandığı bir yeri işaret ediyordu.

"Olur."

Jennie şimdi tamamen kayığı hareket ettirmeye odaklanmıştı. Dün giydiği beyaz elbisesi yine üstündeydi ve dantellerle süslenmiş kolları kürekle aynı yönde hareket ediyor, kasılıp gevşiyordu.

"Kitaplara bakabilir miyim?"
Lisa konuşacak bir şeyleri olsun istiyordu ve kitaplar hakkında saatlerce konuşabilirdi.

"Elbette!"

Lisa biraz öne uzanıp sağ eliyle kayığın kenarını tutarken sol eliyle de gözüne çarpan ilk kitabı aldı.
Kitap oldukça eski gözüküyordu, içini açtığında bunun defalarca okuduğu klasiklerden biri olduğunu görüp gülümsedi. Jennie Lisa'nın elindeki kitabı görünce gülümsemesine eşlik etti.

"En sevdiğim kitaptır."

"Benim de."
Lisa bunu prova etmemişti, Jennie'nin hoşuna gitmesi için söylememişti, gerçekten de en sevdiği kitaptı, Anna Karenina.

Kitabın içini açıp sevdiği ilk cümleyi tekrar okudu.
"Bütün mutlu aileler birbirine benzer, her mutsuz aileninse kendine özgü bir mutsuzluğu vardır."
Daha sonra tekrar başa gördü, fark ettiği detay gözlerinin büyümesine sebep olmuştu. Bu kitap ilk baskıydı.

"İlk baskı!"

Jennie Lisa'nın heyecanı karşısında gülümsedi.
"Büyükbabam tam bir kitap kurduydu, onun koleksiyonundan."

"Bu harika!"

"İstersen sende kalabilir."

Lisa şaşkınlıkla Jennie'ye baktığında Jennie'nin yüzünde dalga geçer gibi bir ifade olmadığını gördü.
"Ciddiyim," dedi Jennie Lisa'nın aklını okumuş gibi.

"Jennie bu çok değerli bir şey..."

"Madalyonum da öyleydi ve sen onu buldun, bunu teşekkür hediyesi olarak kabul et!"

Lisa bu hediye karşısında kendini tutamadı ve Jennie'ye sarıldı, ani hareketi karşısında kayık bir anlığına sarsıldı.

Jennie kıkırdayarak Lisa'nın sırtına vurdu ve sarılmasına karşılık verdi.

Lisa sarıldıkları zaman ilk kez Jennie'nin kokusunu bu kadar net almıştı, tam olarak çıkaramasa da güzel bir çiçek kokusu vardı Jennie'nin üstünde ve Lisa'nın çok hoşuna gitmişti.

Birbirlerinden ayrıldıklarında Jennie'nin sevecen yüzüne baktı. Onu gerçekten, gerçekten tanımak istiyordu.

The Locket | jenlisa Where stories live. Discover now