Bölüm 20: Amansız Terkedilişler

465 38 49
                                    


Luna, keyifli okumalar diler!~💙


Bir süredir yumuşak bedende öylece durup düşünüyordum. Dün yaptıklarımı başa sarıp izliyordum bir film misali. Özellikle de son yaptığımı...

Dün gece:

"Şimdi bir şey yapsam bana kızar mısın Yoongi?"

Bir şey demedi. Başım dönüyordu, iyi hissetmiyordum kendimi. Bedenimde bir çalkalanma vardı. Kalbim hiç olmadığı hızıyla huzursuzca atarken, arzularıma mani olamıyordum. Beynim uyuşuktu.

Yaklaştım yüzüne. Yapacağımı sessizce izliyordu. Ama yaparsam, sessiz kalacağından şüpheliydim.

Titreyen ellerimi yumruk yaptım. O koyu harelerinden gözlerimi çektim ve dudaklarına baktım. Tanrım, şu çatlak dudaklar nasıl bu denli kutsal görünebilirdi? Senden bir parça diye mi yoksa?

Biraz daha yaklaştım. Gözlerimi kapattım.

Ve o saliselik temas, sarhoş beynimi iyice döndürdü.

Dudağına hafifçe temas etti dudağım. Öpüşmek bu değildi, biliyordum. Ama sadece temas etmek istemiştim. Onu hissetmek istemiştim. Ben dudaklarını...merak etmiştim.

Ayrıldığım gibi kendimi bedeninin üzerine bıraktım. Boyun girintisinde yerleştim ve kokusuyla sakinleşmeye çalıştım. Ama aptal kalbim, yanan dudaklarım onu çok fazla istiyordu.

Şimdiki Zaman:

Düşünüyordum ama bunu neden yaptığımın sonucuna varamıyordum. Neden yapmıştım? Neden onu öpmüştüm? Neden o dudakları beni kendine çok fazla çekiyordu?

Seviyor muyum? Yoksa sadece merak mı ediyorum?

Tanrım, hislerimi neden anlayamıyorum?

Yaslandığım kalbi normal hızından kopuk bir şekilde hızlandığında gözlerimi kapatmak istedim ama vazgeçtim. Kaçamazdım ondan. Yaptığımdan kaçamazdım. Ve merak da ediyordum tepkisini. Bana bakışını merak ediyordum. Neden yaptığımı sorarsa ne diyecektim? Ya sormazsa, öylece görmezden gelirse? Bunu da istemiyordum ki...

Nefes aldı derince. Bir elini saçlarıma atıp usulca okşamaya başladı. Çenemi göğsüne yaslayıp ona baktım. Bana bakmıyordu ama yutkunmuştu.

"Günaydın Yoongi."

"Günaydın." dedi boğuk sesiyle. İç çektim bende. Hata mı yapmıştım? Hoşuna gitmemiş miydi? Onu kırmış mıydım? Onu kırmak istemiyordum ki...

"Bana neden bakmıyorsun?"

"Utanıyorum." Anlamayarak biraz doğruldum. Bunu beklememiştim. Utanan asıl bendim. Yaptığım şey...

"Kızmadın mı?"

"Neden kızayım ki, hayatımın en güzel salisesiydi." Güldüm. Bana baktı. Yanakları hafifçe kızarıyordu. O gerçekten gerçek miydi? Bir insan nasıl bu kadar saf olabilirdi?

"Seni kırmadım, değil mi?" Başını iki yana salladı. Rahatlamışlıkla nefes verdim ve bu sefer ben bakışlarımı kaçırdım. "Sarhoş olduğum için değildi. Ben sadece...ben sadece o an bunu yapmak istedim.

"Biliyorum bebeğim."

"Ama şey... Şey..." Utanarak ona baktım ve bakışlarımı tekrar çekip odada gezdirdim. O kadar konuşma pratiği yapmıştım ama aklım tamamen gitmişti. Konuşamıyordum bile.

40'𝘀 𝗠𝗮𝗿𝗿𝗶𝗮𝗴𝗲 | ʸᵒᵒⁿᵐⁱⁿHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin