Chapter 4: Holiday.

615 59 5
                                    


"You don't have to wait those salty decades

To get through the gate, it's all in front of your face

I'm sure there won't always be sunshine"

James gözlerini ovuşturarak açmaya çalışıyordu. Tam vazgeçip yeniden uyumaya karar vermişti ki, aniden aklına gelen şey ile gözlerini tamamen açmıştı.

Heyecanla yatağından fırlayıp ikizine gidecekti fakat ayağına dolanan kıyafetleri ona yeri boylatmıştı. Annesinin aşağıdan gelen sesi ile sırıtmıştı.

"James Fleamont Potter! Kıyafetlerini topla!"

James ayaklarını kıyafetlerinden kurtarıp ayağa kalkmış ve ikizinin odasına koşmuştu. Kapıyı aniden açıp içeri adeta patlayan bomba gibi girmişti.
Jamie aniden açılan kapı ile sıçrayarak uyanmış, huysuzca konuşmuştu.

"Noluyor James?"

Uykulu ve boş boş, 'bu salak napıyor' der gibi James'e bakıyordu. James 'biraz' bağırarak konuştu,

"BUGÜN BÜYÜK GÜN!"

Jamie, ikizine anlamayan bakışlar atarken sonunda kafasına dank etmişti.
Okullar tatile girmiş ve birinci sınıfı aşırı belasız (?) atlatmışlardı. Çılgınca olaylar olmamıştı en azından.
Bugün de arkadaşları evlerine geleceklerdi.
Jamie, tıpkı James gibi sadece 'biraz' tepki göstermişti,

"AAAAAAAA!"

Jamie, yorganı üstünden fırlatıp kalkmıştı. İkizler büyük bir heyecanla odalarını toparlamışlardı.

James kıyafetlerini toplamak yerine dolaba tıkmıştı tabii. Ne olacak, kim görecek diye içinden geçirmişti.
Bu sırada dolabının içinden siyah bir eşofman ve gryffindor armalı bir tişört alıp giymişti. Perdesini de açıp aşağı fırlamıştı. Saçlarını aynada düzeltmeye çalışıyordu. Daha doğrusu daha da dağıtmaya çalışıyordu.

Jamie masanın üstündeki açık kitaplara bulaşma cesareti bulamamıştı. Sonuçta nolacak, kim ne diyecek diye düşünmüştü.

Evet, ikizler hep nolacak, kim görecek, kim ne diyecek, aman boşver diye düşünüyordu.

Dolaptan gri bir eşofman ve üstüne siyah bir kısa kollu giymişti. Saçlarını aşağı inerken düzeltmeye çalışıyordu.
James ikizinin arkasından seslendi,

"Söz verdiğin çorapları giymeyi unutma Jamie."
"Unutmuştum."

Bahsi geçen çoraplar, odasına geri dönüp aceleyle ayağına geçirdiği yıldızlı çoraplarıydı.

Gölün ucunda grupça oturup normal yaşantılarından bahsediyorlardı. Jamie konuşmayı kesip gökyüzüne bakmaya başlamıştı. James sırıtarak ikizine takılmıştı,

"Noldu yıldız avcısı?"
"Çok sıkıcı keşke gece olsa da yıldızlara baksak."
"Çoraplarını yanına almalıydın."

James'in dediği ile Sirius şokla dönmüştü. 'Ciddi misiniz' der gibi bakıyordu.

"Gerçekten yıldızlı çorapların mı var?"
"İki çift hem de. Birini büyükken giyerim diye aldım."
"Yazın gelirsek giy."

twins / potterWhere stories live. Discover now