Chapter 7: Library.

470 52 6
                                    

1

O korkutucu olayın üstünden sadece iki gün geçmişti. Jamie'ye göre zaman özellikle yavaş ve kötü ilerliyordu. Yatağında hareketsiz bir biçimde yatıyordu.

"Jamie, iyi misin?"

Lily, her zaman zıtlaşmalarının yerine sakince sormuştu. İki gün önce, yani olayların yaşandığı gün, Jamie darmadağın odaya girmiş ve gece sessizce ağlamıştı. Buna şahit olunca yanına gitmiş ve ilk defa 'dertleşme' temalı bir an yaşamışlardı.

"Boğazlarım kurudu."

Sesinin çatlak çıkmasıyla Lily, hasta olacağını anlamıştı.

"Hasta olacaksın. Revire git."

Jamie, homurdanmıştı. Bir gündür gerçekten yatağından çıkmıyordu. Çıktığındaysa bir iki kez James'a ve Robin'e uğramıştı.
Bugün yeni bir gündü ve Lily artık toparlanması gerektiğini düşünüyordu.

"Tamam giderim."
"Oradan kahvaltıya gelsen?"

Lily, kızın tersleyeceğini düşünüyordu bu yüzden korkuyordu. İleri gideceğinden.

Jamie ise kafasını kaldırmış, şöylece bir kızı süzmüştü. Kızıl saçlarını dağınıkça toplamıştı. Yeşil, badem gözleriyle kıza bakıyordu. Çilleri ise bugün daha mı tatlıydı? Jamie, anlık içine dolan sevgi ile doğrulmuştu.

"Gelirim."

Lily, memnunca gülümsemişti. Jamie, ikizini reddetmesinden kızla sürekli zıtlaşıyordu ama Lily'i seviyordu. Gerçekten iyi bir insan kapasitesine sahip biriydi.
Lily kapıya dönüp çıkmaya hazırlanırken Jamie mırıldandı,

"Lily."

Lily, merakla dönmüştü. Jamie yatakta iki büklüm oturmuş haldeydi. Kıvırcık saçları kabarmış, göz altları morarmıştı. Gözlerinin içi ise ağlamaktan kırmızıydı.

"Teşekkür ederim. Bu arada Robin'i görürsen söyler misin beni revirin önünde beklesin."

Lily, anne gibi gülümsemişti. Onaylayarak yatakhaneden çıkmıştı.

Jamie, söve söve yataktan kalkmıştı. Boş hissediyordu. Sirius'la aynı ortamda olsa nasıl davranacağını bilmiyordu. Evet, korkuyordu.
Lavaboya girmişti.
15 yaşının verdiği güzellik farklıydı. Yüzü çok çekiciydi ama üzgünlük onu darmadağın etmişti. Saçları resmen ölü gibiydi. Gözleri mor ve kırmızı olarak oluşuyordu. Ela rengi daha da parlıyordu. Gerçekten berbat duruyordu. Hayatında ilk defa kendini bu kadar çirkin görüyordu.

"Sikeyim.."

Elini sertçe lavaboya geçirmişti. Kaldıramıyordu bunu. Kaybetmiş gibi yere çökmüştü.

"Başından olmaması gerekiyordu. Öpmemesi gerekiyordu."

Keskin bir sesle konuşuyordu. Kendine gelmesi gerekiyordu çünkü dersler vardı, okul vardı, arkadaşları vardı ve o 2 gündür yoktu.
İçinde kabaran öfkeyi bastırmaya çalışıyordu. Bella'yı yok etme hissini bastıramıyordu. Onu bir güzel dövmeliydi.

Saçlarını gereksiz bir şekilde topuz yapmıştı. Hayır, gelişi güzel olan ve mükemmel olan topuzdan olmamıştı. Bildiğiniz paçoz gibi olmuştu.

"Seni de sikeyim."

İkinciye yaptığında sonunda bir şeyler becermişti. Kolları aşırı derece de ağrıyordu. Kravatını boynuna taktıktan sonra aşağı inmişti. Bir ve ikinci sınıflardan birkaç kişi görmüştü. Umursamadan çıkıp revire gidiyordu. Kapının önünde onu bekleyen arkadaşını görünce bitkince gülümsemişti.

twins / potterWhere stories live. Discover now