casually cruel / lee donghyuck + girl

21

Song kardeşlerin evi merkeze oldukça yakındı, karakolun hemen arkasındaki sokakta bulunan tek ev onlarındı. Tek katlı ve geniş olan bu taş ev etrafındaki ağaçlar ve çiçekler yüzünden neredeyse kamufle olmuştu. Haechan ilk defa kendi evleri dışında bir evi ziyaret ediyordu bu küçük kasabada. Yürümeye devam ettikçe müzik sesleri yükseldi, Taehyun kapıyı çaldı ve birkaç saniye sonra kapı açıldı.

Uzun boylu ve üstünde siyah saten bir pijama takımı olan genç bir adam ikisine gülümsüyordu. "Hoşgeldiniz! Hey, bakın kimler gelmiş? Yeni yabancılar!" Kalabalıktan bir çığlık yükseldi, neredeyse odadaki herkes Taehyun ve kendisini selamladı. Haechan şimdiden parti moduna girmişti. Pijamalı çocuk ikisinin de gözlerine ince ve parlak birer maske yerleştirdi.

"Merhaba." dedi Haechan gülümseyerek etrafındakilere. Taehyun yanından uzaklaşırken o da pijamalı çocuğu takip etti. Kendisine bir şişe bira uzatınca başını eğerek teşekkür etti. Tanıdığı birkaç kişinin yanına gidecekti ki durdu.

Gözleriyle Taehyun'u aradı, bu kalabalıkta onu bulması şaşırtıcı bir şekilde çok da uzun sürmedi. Partideki herkes gibi onlar da basit bir şeyler giymişlerdi, Haechan üstüne beyaz bir gömlek altına da kot pantolon geçirmişti. Taehyun ise lacivert bir elbise giyiyordu, saçlarını her zamanki gibi at kuyruğu yapmıştı. Ne kadar basit giyinmiş olsa da güzel gözüküyordu, bu Taehyun'un her zamanki özelliğiydi, Haechan onu az çok tanıyordu artık. Hem aralarının tekrardan iyi olmasına da gerçekten çok sevinmişti. Her ne kadar kabul etmese de Taehyun olmadan Lee'nin ölümü ve dedesinin evi hakkındaki gerçekleri öğrenmesi imkansızdı. Biraz zor olacaktı ama ikisi de birbirine alışacak ve en sonunda birbirlerinden nefret etmeyeceklerdi, en azından Haechan böyle umuyordu. Başka da bir çaresi yoktu zaten.

Yavaş adımlarla Taehyun ve Kyu'nun yanına gitti. Kyu onu görünce gülümsedi ve elindeki tepsiden bir dilim pasta ikram etti. "Sen de hoşgeldin Eunwoo, pasta ister miydin?"

Haechan başını salladı ve eliyle bir parça pastayı alarak ağzına attı. "Sağol." Etrafına baktı birkaç saniye ve Kyu'nun kulağına yaklaşarak bağırdı. "Ee doğum günü çocuğu nerede? Çok güzel parti olmuş bu arada."

Kyu başını sallayarak tebessüm etti. "Şu anda kız arkadaşıyla kokteyl denemesi yapıyorlar. Yarın ikisinin de baş ağrısından gözlerini açamayacaklarını söylesem de beni dinlemediler!"

Taehyun güldü. "Bırak eğlensinler, yılda bir kere yapıyor sonuçta bu partiyi, haksız mıyım?" Elindeki bardaktan içkisini yudumladı, Haechan onunla göz göze gelince başını çevirdi. Kırmızı ışığın altından altın rengine kaçan kahverengi gözleri fazla belli oluyordu.

"İçkiyi fazla kaçırmayalım dostlar!" Kendilerine gülerek yaklaşan Woo'yu görünce Haechan heyecanla bağırdı. "Vayy, senin burada ne işin var amirim?"

"Hiç kaçırmam Dino'nun partisini, her yıl katılıyorum. Hem bir gece de olsa rahatlamış ve eğlenmiş oluyorum." Taehyun'a döndü. "Sana da merhaba Hayoon."

"Selam Woo-ssi." Taehyun gülümsedi ve ardından Haechan'a garip gözlerle bakmaya başladı. Sanırım onunla yalnız konuşmak istiyordu. Haechan Kyu'ya döndü ve gülümsedi. "Başka ikramlarınız var mı? Ben öğle yemeğini es geçmiştim de, ayıptır söylemesi, biraz aç gibiyim hahaha!"

Kyu hızla başını salladı ve mutfağa doğru yöneldi. "Tabii ki Eunwoo, birkaç parça sushi kalmış olmalı, hemen getireyim." Taehyun, Kyu yanlarından ayrılınca hemen Woo'ya döndü.