5. Bölüm

16 7 0
                                    

Yemek odasından çıkıp odama gidiyordum . Buluşmaya daha iki buçuk saat vardı ama evin konumunu hesaba katarsak daha fazla zaman gerekirdi sanki . Aceleyle üstüme koyu mavi bir kot pantolon siyah bir tişört ve koyu mavi bir gömlek giymiştim . Kombinim kahverengi saçlarım ve ela gözlerim ile uymuştu bence .

Biraz geç çıksamda yetişebilirdim aslında . Odadan çıkıp karşı tarafta olan merdivenlerden sağa doğru inmeye başladım ilk 17 merdiveni bitirdikten sonra tam tersi yöne doğru inen bir 17 merdiven daha vardı malikanedeki tüm merdivenleri saymıştım ve hala daha sayıyordum hastalığımdan dolayı ve saydığım tek şey merdivenlerde değildi . Merdivenleri inince doğru malikânenin kütüphanesine gittim .

Aile arşivlerinden bir şeyi öğrenmem gerekiyordu ama sorun şu ki kitabı bulmak imkansız dı . Hadi bulmayı  başardım diyelim direkt yakalanırdım . O kitabı sadece bir kez görmüştüm o da babamın elindeyken ve sonra bir daha hiç adı bile anılmadı kitabın kısaca son 5 yıldır kitapla ilgili hiç bir şey öğrenemiyordum . Kitabı bulma isteğim ilk başta sadece meraktandı ama şimdik benden bir şey gizlendiğini düşünüyordum .

"Küçük hanım bir şey mi arıyordunuz  ?" Evet nihayet yakalanmıştım ama beklediğimden çabuk olmuştu .

"Babam seni , beni izlemekle mi görevlendirdi ?"

"Evet küçük hanım ." Sırıtıyordu.

"Zor değil mi ? Bütün gün yerimde durmuyorum . Hem sana ne kadar ödüyor  ?"

"Babanızın verdiği hiç bir görev zor olmaz küçük hanım . Ayrıca rüşvet kabul etmem ."

"Peki çıkmazsam ne yapıcaksın  ?"

"Sizi istediğim gibi durdurma iznim var küçük hanım . Ayrıca siz bana rüşvet verseniz bile o zaten babanızın parası olmuyor mu ?" Benimle bildiğin dalga geçiyordu .

"Belki annemin parası nerden bileceksin ?"

"Öyle olsa bile asla babanızın emrine karşı gelmem . Şimdik zorluk çıkarmayın lütfen canınızı yakmak istemiyorum ." Silahını gösteriyordu hafiften bildiğin adam beni tehdit ediyordu ama tabi nede olsa babamın emriyle . Boşu boşuna olay çıkarmanın anlamı yoktu ve yapılacak en iyi şey söz dinlemekti .

"Geliyorum ama o silahı sakın çıkarma !"

"Söz dinlerseniz çıkarmam küçük hanım ."

"Kes sesini ! Karşında kimin olduğunu unutma sen benim dengim değilsin benimle istediğin gibi konuşamazsın  ."

"Bakarız  küçük hanım  . Sizi kütüphaneye de ben götürücem ."

"Bekle çantamı alıp geliyim ." Hay Allahım ya milletin yanındakiler onların zekasının gelişmesine yardımcı olacak şeyler yapar bizde burda delilerle uğraşıyoruz .
Aynı şekilde merdivenleri çıkarken üst kat koridorundan konuşma sesleri geliyordu . Yavaşça yaklaşıp dinlemeye başladım . Sesler tam duyulmuyordu ama sanırım babam birisiyle telefonda konuşuyordu . Babam olmaz Selçuk yapamayız karşısına geçip her şeyi nasıl itiraf ediceksin hem inanmaz- duyabildiğim tek şey bu cümleydi . Konuştuğu kişiyi de tanımıyordum , kimden bahsettiklerinide bilmiyordum ve devamını da duyamamıştım  . Ayrıca artık ses kesilmişti yaklaşsam da bir şey fark etmeyecekti sanırım .

Hızlıca odama gidip çantamı aldım ve aşağı indim . Babam beni görürse dinlediğimi anlayabilirdi ki konuştuğu şey anladığım kadarıyla gizli olduğuna göre dinlediğimi bilmesi işime gelmezdi .

"Gidelim ."

"Emredersiniz küçük hanım ."

Malikaneden çıktığımızda yağmur yağıyordu ve arabaya kadar ıslanmamam için koruma şemsiyeyi açmıştı . Arada bir düşünüyordum onlar yağmurda ne yapıyorlar diye ve anladığım kadarıyla bizim canımız onlar için her şey den önce geliyordu tabi bir kaç haini saymazsak . O kapıyı açınca hemen  arabaya binmiştim oda karşıma oturup kapıyı kapatmıştı . Biraz ıslanmıştı ama onların işi bizi korumakdı kendilerini değil . Bunun için para alıyordu onlar .

"Babam sana bir şey söyledi mi ?"

"Nasıl bir şey küçük hanım ?" Hiç bir şey çaktırmıyordu ya da gerçekten babamın ne sakladığıyla ilgili hiç bir şey bilmiyordu ama sonuçta babamın en güvendiği iki adamından birisiydi ona anlatmaması için hiç bir sebep yoktu  .

"Benimle , şirketin durumuyla ve ya kendisiyle ilgili bir şey ."

"Sizin istediğiniz gibi bir şey söylemedi küçük hanım ."

"Benim ne istediği mi nerden biliyorsun ?"

"Durup dururken bu kadar şüpheyle böyle bir soru sormazsınız özellikle de babanızın telefon konuşmasını dinlemişken ."

"Sen , nasıl , nerden biliyorsun ?"

"Benim asıl mesleğim dedektiflik  küçük hanım biliyorsunuz  . Bana yalan söyleyemezsiniz  . Babanız sizi bana emanet etti ve emin olun ki yaptığınız , hissettiğiniz , düşündüğünüz , her şey den haberim olucak tabi babanızın da ."

"Hiç bir şey söylemeyeceksin hem bu özel hayatın gizliliği hakkı ihlali değil mi ?"

"Babanız sizin vasiniz değil mi ?"

"Evet öyle ."

"O zaman sizi korumak istemeside gayet doğal ."

"Tamam yeter daha duymak istemiyorum ."

"Egonuz bu sefer tatmin olmadı mı küçük hanım ?"

"Kes sesini  ."

"Nasıl isterseniz ."

Hâlâ alayla gülüyordu ama en azından susmuştu . Ben ise babamın bir korumaya niye bu kadar fazla hak verdiğini anlayamıyordum . Bana gerçekten sırf kanım yüzümden mi güven miyor du ? Eğer öyleyse bence suçu annem de ve kendisinde aramalıydı . Tabi bu ona bir kere daha söyleyemezdim kızmasını istemiyordum .

The EndHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin