last.

77 7 0
                                    

JM: Ne?? Mesaj mı attı?
JK: Evet
JM: Ne cevap verdin sen?
JK: Hiçbir şey.
JM: Nasıl yani? Niye aq?
JK: Ne diyeceğimi bilemedim oğlum adam sanki hissetmiş gibi yazdı bana görüşelim açıklamama izin ver diye
JM: E tamam işte fırsat bu fırsat görüş de ki üzgünüm zamanlamam yanlıştı sarhoştum vs de
JK: Bilmiyorum
JM: Jungkook salaklaşma lütfen. Kendini ona karşı küçük duruma düşürmeyeceksin bunları söylesen bana güvensene biraz
JK: Öyle mi dersin?
JM: Öyle tabi. Baksana sen de istiyorsun çünkü görmek istemediğin şeyi sana gösterdim ve kafana dank etti dimi dürüst ol
JK: Yani... Haksız sayılmazsın bazı noktalarda ama...
JM: E tamam işte git kendini ifade et. Eminim o da pişmandır zaten
JK: Ne biliyim ya... Aklımı karıştırıp durma görmek istemiyorum demedim mi ben dün tamam kapandı konu. Gelip bana acıyarak özür dileyecek zaten olan yine benim gururuma olacak hiç gerek yok
JM: Zorlamıcam daha fazla sen böyle kendini ye bitir o zaman
JK: Bi şey olmaz hayat devam ediyor okula odaklanıcam ben
JM: Sadece üstünü kapatmış olacaksın bu senin için daha kötü ama sen bilirsin bi şey demicem artık
JK: Daha ne diyeceksin zaten kafamı ütüledin 2 saattir ya
JM: Kardeşler birbirini düşünür hakkında endişelenir. Abi olarak bunu yaptım ama sen bundan da anlamıyosun
JK: Offf...
JM: Tabi ofla sen sadece bi kere de abi sözü dinle ABİ
JK: Bıktım senden bak harbiden ya TAMAM lanet olsun tamam görüşeceğim
JM: Bak hala- Ne? Görüşecek misin?
JK: Senin çeneni çekmek istemiyorum inan ki bu yüzden
JM: He he ondandır bu arada
JK: Ya hayret bi şey...
JM: Neyse tamam hadi mesajına cevap ver
JK: Ne diyim
JM: Tamam nerede görüşeceğiz diye sor
JK: Hoff.. Bunu yaptığıma inanamıyorum
JM: Hadi yazzzzz

Jungkook:
Peki. Nerede buluşacağız?

Kim Seokjin:
Şükürler olsun cevap verdin... Dışarıda görüşmek güvenli değil tahmin edersin ki. Senin için de sorun olmazsa bana gelsen? Akşam 8?

Jungkook: Tamam. Görüşürüz.

Jungkook yürüyerek gitmeye karar vermişti böylece stresinin azalacağını zannediyordu ama eve yaklaştıkça stresinin daha da arttığını fark etti. Seokjin'in evinin yakınlarında bi bank bulup oturdu soluklanıp heyecanını eve girene kadar atmak için. Ama sürekli ayaklarını sallıyordu ve tırnak kenarlarıyla oynuyordu. En sonunda "Artık ne olacaksa olsun her şeye hazırlıklıyım nasılsa." deyip bi hışım kalkıp eve geldi. Zili çalar çalmaz Seokjin naif ve çekingen bir gülümsemeyle "Hoşgeldin, Jungkook" dedi.

İçeri geçtiklerinde geçen seferki çekingen ortamın belki de beş katı hakimdi. Bu sefer Seokjin de çok çekimserdi. İkisi de yüzleri yere dönük parmaklarıyla oynuyordu.

SJ: Iı- nasılsın Jungkook?
JK: İyi. Siz nasılsınız?
SJ: İyi ben de... Tekrar sizli bizli mi olduk?
JK: En başından böyle kalmalıydı. Değil mi?
SJ: Jungkook lütfen.
JK: Hayır olumsuz bir şey demek istemiyorum gerçekten böyle olmalıydı ciddiyim.
SJ: Bu kadar ciddi olmanı istemiyorum ben de
JK: Yo yo iyiyim sorun yok. Ne duyacağımı bilerek geldim zaten
SJ: Jungkook inan seni kırmak veya gururunu incitecek bi harekette bulunmak istemedim hiç. İkimiz de sarhoştuk ve o anın doğru bir an olmadığını ikimiz de biliyoruz
JK: Evet. Üzgünüm tekrardan. Bu konu beni sadece pişman hissettiriyor. Haklısın doğru bi an değildi, yeni tanışmıştık, ben senin milyonlarca hayranından biriydim bu yüzden yakınında olmak bana kendimi özel hissettirmişti. O ana kapıldım sadece, üzgünüm.
SJ: Elbette özelsin Jungkook. Ben bana hayran olan her insanla kişisel olarak görüşmüyorum bunu tahmin etmek zor değil. O kadar çok karşılaştık ki kısa zamanda, aklımda sadece bunun bi tesadüf olmadığı vardı. Benim için basit değil yani seninle yakınlaşmak.
JK: Pişman mısın peki?
SJ: Seninle tanıştığım için mi? Hayır tabi ki asla. Sen oldukça eğlenceli birisin sadece içini görmek gerekiyor. Benim tüm stresli hayatımı bi kenara koyacak kadar eğlendim seninle vakit geçirirken.
JK: Teşekkür ederim ama benim pek eğlenceli olduğumu düşünmezler genelde
SJ: Diyorum ya içini görmek lazım. Ben senin kalbini de gördüm. Bu yüzden- işte bu yüzden kendimi çektim. Seni kırmak hiç istemedim o an ama bana inan eğer yapmasaydım daha çok kırılacaktın.
JK: Derken?
SJ: Jungkook benim sandığından daha zor bi hayatım var. Seninle tanıştığım dönemde bahsettiğim sevgili skandalından sonra daha da zorlaştı diyebilirim. Bu bana bile o kadar zarar veriyor ki sende yaratacağı sonuçlar gözümün önüne gelir gelmez daha da mahvoluyorum.
JK: Ne zarar gelebilir ki bana? Anlamadım yani sen şimdi bu yüzden mi kendini çektin o gece?
SJ: E-evet. Bak ben dürüst bi insanım Jungkook o yüzden açık konuşalım. Seninle iyi bi bağ kurduk, arkadaş olduk eğlendik vs ama bunun yanında  çekici ve hoş birisin de. Gerçekten hoşsun. O gece sadece alkole kapılıp karşılık verdiğimi zannediyorsan yanılıyorsun. Elbette hoşlandığım içindi. Ama...
JK: Ama?
SJ: Aması... Her şey çok zor benim için. Seni bu iğrençliğin içine çekemem. Bak kulağa aşırı demode geliyor biliyorum ama tüm samimiyetimle söylüyorum bunu yapamam.
JK: İncineceğimden mi korkuyorsun?
SJ: Evet.
JK: En başında korkmalıydın Seokjin. En başında çekmeliydin kendini. Bana hiç karşılık vermemeliydin. Böyle daha mı iyi sence? Ben günlerce-
SJ: Günlerce ne?
JK: Günlerce uyuyamadım, yemek yiyemedim, kimseyle konuşamadım. Kendime gelemedim anlıyo musun? Niye biliyo musun? Hayatımda ilk kez birinden hoşlandım çünkü, ilk defa birini öptüm. İmkansıza kumar oynadım ve kaybettim resmen. Ne kadar ağır bi his olduğunu anlayabilir misin?
SJ: Anlıyorum.
JK: Sanmıyorum pek anlayacağını. Hayatında hiç reddedildiğini zannetmiyorum.
SJ: Ne zannediyosun ki ben neyim gözünde? Dünya benim etrafımda dönmüyor Jungkook. Her zaman her istediğim oldu sanıyorsun ama düşündüğün gibi değil. Seninle tıpatıp aynı şeyleri yaşamadım diye seni anlamadığımı düşünemezsin. İnanmazsın ama ben de reddedildim. Bazen bazı insanlarla çok yanlış yerde veya çok yanlış zamanda tanışabiliyoruz ya da o kişi yanlış olabiliyor. Bunu seçemezsin.
JK: Sen yanlış kişi mi olduğunu düşünüyorsun benim için?
SJ: Evet.
JK: Anladım Seokjin. Daha fazla söyleyecek bir şey kalmadı sanırım.
SJ: Ben kendimi yeterince açıkladım lütfen yanlış anlama söylediklerimi.
JK: Bilmiyorum ya tek anladığım korkak olduğun.
SJ: Jungkook lütfen...
JK: Her neyse ben kaçayım artık daha fazla uğraşma benimle.

Jungkook aniden ayağa kalktı. Bi hışım kapıya yöneldi yine Jungkook'u dinlemeden. Kapıya geldiğinde son adımı atacağı sıra Seokjin omzundan tuttu. Ona döndü.

SJ: Düşman olmayalım Jungkook lütfen. Tamam belki bir daha görüşmek istemezsin anlayış da gösterebilirim tabii ki ama ben arkadaş kalmak istiyorum seninle.
JK: Sanmıyorum bir daha karşına çıkacağımı. Hiç dramatikleşmeye gerek yok. Hoşçakal.
SJ: Sen bilirsin...

Jungkook gözleri hafif dolmuştu bile. Hemen gitmek istedi o an ve elini uzattı, son kez.
Hiçbir şey demeden sadece elleri birleşti ve ayrıldılar.

Jamais Touché - Kookjin.Where stories live. Discover now